ويكيبيديا

    "يأتون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gelir
        
    • gelirler
        
    • gelecekler
        
    • gelecek
        
    • gelsinler
        
    • geldiler
        
    • geldi
        
    • geldiğinde
        
    • gelmelerini
        
    • gelmez
        
    • geldikleri
        
    • gelen
        
    • Onlar
        
    • gelirdi
        
    • gelirlerdi
        
    Her yıl 20 milyondan fazla insan buraya konaklamaya gelir. Open Subtitles أكثر مِنْ 20 مليون شخص يأتون للإقامة هنا كُلّ سَنَة.
    Öğrenenler, ya boğazına ilmik geçirmeye ya da faydalanmaya gelir. Open Subtitles لو عرف الناس، إما يأتون إليكِ بحبل المشنقة أو بأيديهم
    Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. Open Subtitles غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم
    Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. Open Subtitles غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم
    - Eve bakmaya 10:30'da gelecekler. Onlar gelmeden önce... - Söz. Open Subtitles سوف يأتون ليرو المنزل الساعه 10.30 تأكدى أن تتركيه تحت الحصيره
    Tamam benim iki haftam kaldı ama, yerime gelecek olan kişiye haksızlık olur. Open Subtitles أحتاج أسبوعين فقط ، ولكنها ليست عادلة بالنسبة لأولئك الذين يأتون من بعدي.
    gelsinler diyorum. Eğer Collier savaş istiyorsa, ona bir savaş vereceğiz. Open Subtitles أقول دعيهم يأتون إذا أراد " كولير " حرباً سنعطيه واحدة
    Saraya, yeni lord aramak için geldiler. Bazıları bana bile rakip oldu. Open Subtitles يأتون إلى البلاط، سعياً الى لورد جديد البعض مع مهر ينافس مهري
    Bu sermayenin yeni parçası, yeni sevgili hemen hemen her zaman çemberin dışından gelir. TED هذا الرصيد الإضافي، هذا الشخص الجديد للتعارف في أغلب الأحيان يأتون من خارج هذه الدائرة الداخلية.
    Komşular gelir ve annenin kederini paylaşır ve kimse babayı kutlamaz. TED الجيران يأتون يواسون الأم، ولا يباركون للأب.
    Futbolcular gelir geçer ama babalar kalıcıdır. Open Subtitles فالشباب يأتون ويذهبون ولكن الآباء يظلون للحماية
    Akşam yemeği yiyorlar. Hepsi buraya gelir ve mükellef bir akşam yemeği yerler. Open Subtitles .يأكلون العشاء جميعهم يأتون هنا ويتناولون العشاء
    Benim okuyucularım beyaz olur. Beni beş yıldızlı otellerde dinlemeye gelirler. Open Subtitles قرائي من البيض, يأتون لكي يستمعون لي في فنادق 5 نجوم
    Erkekler ve kadınlar buraya kafalarını boşaltmak ve sağlıklarını korumak için gelirler. Open Subtitles رجال و نساء يأتون لهذا السبا لكي يصفو ذهنهم و يريحوا أجسامهم
    Gece yarısında dolaplarından ve yataklarından çıkıp onların peşinden gelirler. Open Subtitles يأتون إليهم في منتصف الليل من الخزانة و تحت السرير
    10 yıl içinde, kanserin tedavisini bulduğun zaman sana bir onursal ile gelecekler. Open Subtitles حسنا , خلال 10 سنوات عندما تعالج السرطان سوف يأتون لك بمنصب فخرى
    Karanlık basınca, Binbaşı Henry ve çocuklar şu tepeye gelecek... ve biz bu kavgada iyi bir yer bulmalıyız. Open Subtitles نحو الظلام، رائد هنري والرجال يأتون فوق ذلك التل ويكون أفضل لنا إتخاذ مكان للقتال منه
    Bırak gelsinler. Bir yere gitmiyorum. Bu topraklarda kalıyorum. Open Subtitles دعيهم يأتون من أجلي , لن أتحرك سأقف في هذه الأرض
    Buradan geldiler, bir madeni ülkeden. Petrolün hepsini aldılar, TED فهم يأتون من هنا، دولة ذات ثروة معدنية.
    Bunlar, içeriği kaldırmak için altyapı kuracak paraya sahip şirketlerden geldi. TED يأتون من هذه الشركات التي تملك المال لبناء قاعدة لسحب هذا المحتوى.
    Siz insanlar her geldiğinde, giyinmek ve dişlerimi takma zorunda kalıyorum. Open Subtitles في كل مره يأتون الي الناس أضطر لإرتداء ملابسي ووضع أسناني
    Fakat insanların düzenli olarak gelmelerini sağlamamız gerekiyor burada. Ruhlarının huzur bulmasını istiyoruz. Open Subtitles لكن لابد أن تقدر حقيقة أن العديد من الأشخاص يأتون إلى هنا بشكل شبه مستمر
    Çoğu insan bu kısma gelmez çünkü lanetli olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles كثير من الناس لا يأتون الى الجناح القديم لإنه مسكون
    Bizim için geldikleri an arabaya bin ve git. Open Subtitles عندما يأتون لأجلنا , إركب السيارة وإنطلق
    Yani özünde, bizden sonra gelen insanların nesilllerinin büyükbabası ve büyükannesi olacağız. TED لذلك أساسا، نحن جميعا نصبح أجدادا لأجيال من الأبناء التي يأتون بعدنا.
    Hastanede çalıştığım sırada eroin bağımlısı keşler bir çocukla gelirdi. Open Subtitles عندما كنت أعمل بالمستشفى هؤلاء الرجال، مدمنين للهروين يأتون بطفل
    Akşam ağabeylerim çocuklarıyla gelirlerdi. Gününün en güzel zamanıydı. TED كان إخوتي يأتون في المساء ويحضرون أطفالهم. وكان هذا أهم جزء في يومها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد