ويكيبيديا

    "يشبه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gibi
        
    • aynı
        
    • gibidir
        
    • sanki
        
    • tıpkı
        
    • benzediğini
        
    • gibiydi
        
    • çeşit
        
    • tür
        
    • benzemez
        
    • benzeri
        
    • çok
        
    • nasıl
        
    • benzer
        
    • benziyor
        
    tıpkı ödül gibi, bu da duygusal beyninizdeki opioid etki noktaları. TED الذي يشبه المكافأة، هذه هي النقاط الساخنة الأفيونية في أدمغتكم العاطفية.
    İğrenç kokan restoranda yemek kalitesini artırmaya çalışmakla aynı şey. TED هذا يشبه محاولة تحسين الطعام في مطعم له رائحة كريهة
    Havaya CO2 eklemek yatağın üzerine bir tane daha battaniye atmak gibidir. TED إضافة ثاني أوكسيد الكربون إلى الهواء يشبه رمي بطانية أخرى على السرير.
    sanki bir çeşit bilemiyorum, ateşin birden bacayı sarma durumu gibi birşey. Open Subtitles كان نوعا ما يشبه لا أعلم، ذلك عندما النار حقا قد تأججت
    Bu muhteşemdi. Birazcık da olsa Ay'a benzediğini düşündüm ki bu çok ilginçti. TED اعتقدت أنه يشبه نوعا من القمر، وهو أمر جدير بالاهتمام.
    Samantha’nın sesi konsantre kırmızı meyve boyası örneği gibiydi. Pembe bir ses elde etmek için onu vekilinin kayıtlarıyla aşılayabilirdik. Aynen böyle. TED صوت سامانثا يشبه عينة مركزة من صبغ الطعام الأحمر الذي يمكننا أن نبثه في تسجيلات بديلها للحصول على صوت وردي كهذا.
    Chris Kluwe: Gördüğünüz gibi, futbol sahasında top kapmanın neye benzediğine dair top kapanın gözünden küçük bir tecrübeydi. TED كريس كلو: إذًا كما ترون، إحساس بسيط بما يشبه تعرضكم لاصطدام في ملعب كرة قدم من منظور المعترض للخصم.
    Bu biraz zorlu bir iş, ilkel insanın ateşle karşılaşması gibi. TED يشبه هذا التحدي نفس التحدي الذي واجهه الانسان البدائي مع النار.
    tıpkı elektrik kesilene kadar buzdolabı sesinin nasıl sinir bozucu olduğunu bilmememiz gibi. TED فالأمر يشبه أن ينقطع التيار الكهربائي لتعلم كم كان مزعجًا صوت الثلاجة لديك.
    30'larda vampirlerin efendisinin yerleştiği kiliseye de aynı şey olmuştu. Open Subtitles هذا يشبه ما حدث بالنسبة لزلزال الثلاثينات و كنيسة السيد
    Son günlerde hep aynı şeyi söylüyor. Bir papağanla yaşıyor gibiyim. Open Subtitles هذا كل ما يقوله هذه الايام هذا يشبه العيش مع بغبغاء
    E.B.White diyor ki, mizahı analiz etmek kurbağayı parçalamak gibidir. TED الآن، إي بي وايت يقول، تحليل الدعابة يشبه تشريح الضفدع.
    Bu aslında, tembel bir ineğin otlağın ağzında tekrar çıkmasını beklemesi gibidir. TED نوعاً ما, هذا يشبه بقرة كسولة تنتظر العشب قرب فمها لينمو مجدداً
    Hayır, sanki birisi içine işemiş gibi bir tadı var. Open Subtitles كلا، مذاقها يشبه البول يبدو أنَ شخص ما تبوّل بها.
    Hayır, ama sanki, hani dışarı çıkarsınız ve... ve şeye alışmaya başlarsınız... Open Subtitles كلا, ولكن يشبه الأمر حين تخرج و.. كلا, أنت تعتاد على.. وتتأقلم..
    Şimdi size kaskın altında Google Glass giymenin neye benzediğini gösterecek tadımlık bir filmimiz var. TED الآن، لدي بعض اللقطات لأريكم ما يشبه ارتداء نظارة جوجل تحت خوذة لأعطيكم هذا الإحساس.
    Fakat verilere baktıktan bir süre sonra, şunu fark ettim: burada bir takım yapılar var gibiydi. TED ولكن بمراجعة البيانات، أدركت بعد مدة أنه يوجد ما يشبه الهياكل هنا.
    Demek ki, sen bir çeşit karbonhidrat dağıtım sistemi gibisin. Open Subtitles إذا ً أنت تعملين في ما يشبه نظام توصيل الكربوهيدرات
    Bak, insanlara ete benzeyen bir hamburger ve bir tür kola vermeme rağmen 50 dolarlarının para üstünü alıyorlar. Open Subtitles أقدم للناس بيرجر فيه شيء يشبه اللحم ونوع ما من المشروبات الغازية ويعود شيء لهم من ورقة الخمسين دولار
    Size bir denge hissi verir, diğerlerine benzemez. TED يعطيكم إحساساً بالمقارنة وإنه لا يشبه أي يء كالآخرين
    Daha sonra bunu fırın benzeri bir cihaza yerleştiriyoruz, ve böylelikle bu yapıyı yaratmamız mümkün oluyor. TED ثم ندخلها في جهاز يشبه الفرن، ونتمكن بذلك من صنع هذا الهيكل ثم نخرجه.
    Ve dediğim gibi, ilacın çok azını veriyorduk ve etkisi haftalarca sürdü, yani antidepresanlarda gördüğünüz şeyler gibi değiller. TED وكما قلت، أعطينا مقدارً ضئيلاً من العقار، والذي دام لأسابيع، وهو لا يشبه أي شيء رأيتموه مع مضادات الاكتئاب.
    Delici-emici ağız parçası gaga denilen, uzun, tüpe benzer bir yapıdan oluşur. TED الجزء الفموي الثاقب الماص يتكون من تركيب طويل يشبه الأنبوب يسمى المنقار.
    Bu tabi ki araba sürmek kadar, kız kardeşini öpmeye benziyor. Çocuklar biraz direksiyon kullanmak istediklerinde, direksiyon çiziyorlar TED ولكن طبعاً ذلك يشبه تقبيل أختك قليلاً فيما يخص قيادة السيارة. إذا يريد الأطفال مقود للسيارة. فيرسمون مقوداً للسيارة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد