ويكيبيديا

    "يعلم أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu biliyor
        
    • biliyoruz ki
        
    • olduğunu biliyoruz
        
    • bilir ki
        
    • biliyor ki
        
    • olduğunu bilir
        
    • bilebilirdi ki
        
    • olduğunu biliyordu
        
    • bilmiyor
        
    • bildiği gibi
        
    Benim yanımda yetişmeni istedi, çünkü gizli bir stilim olduğunu biliyor. Open Subtitles لقد نصحك لأدربك بنفسى لأنه يعلم أن لدى أسلوب سـرى
    Senin gücünün sevginde olduğunu biliyor. Open Subtitles إنه يعلم أن قوتك تكمن فى قدر الحب الذي بداخلك
    İkimiz de biliyoruz ki, bu iğrenç bürokratik boşluk lanet olası birgün kapatılacak. Open Subtitles كلانا يعلم أن هذا بذئ المنفذ البيروقراطي الذى سيتم غلقه فى أى يوم
    İkimiz de üç gün içinde ölme ihtimalin olduğunu biliyoruz. Open Subtitles كلانا يعلم أن هناك إحتمالٌ بأنك ستموت خلال ثلاثة أيام
    Herkes bilir ki çocuklarla yenen akşam yemeği çocuklar için iyidir. TED الجميع يعلم أن تناول العشاء مع الأسرة امر جيد للأطفال.
    Ama bu odadaki herkes biliyor ki işleriniz yasallığın dışında her şey. Open Subtitles لكن الجميع في هذا الغرفه يعلم أن عمله اي شي غير قانوني
    Baba, neredeyse herkes bunun eşcinsellerin gurur bayrağı olduğunu bilir. Open Subtitles بوب، تقريباً كل شخص يعلم أن ذلك يعني فخر الشذوذ
    Sizi çok sevdim. Borçlanmanın bu kadar eğlenceli olabileceğini kim bilebilirdi ki? Open Subtitles إنني أحبكما يارفاق, من كان يعلم أن الدَين قد يكون مسلياً للغاية؟
    Bana söylemedi çünkü gerçeğin kurgudan daha kötü olduğunu biliyordu. Open Subtitles لم يخبرني لأنه يعلم أن الحقيقة ستكون أسوأ من الخيال
    Ya da orada altın olduğunu biliyor ve onu kendi için istiyor. Evlat. Open Subtitles أو انه يعلم أن هناك ذهب ويريد أن يحصل عليه لنفسه
    Bağırıp çağırdığı adamların dostumuz olduğunu biliyor. Nesi var bunun? Open Subtitles إنه يعلم أن هؤلاء الأشخاص الذين صاح فيهم أصدقاؤنا ,ما الموضوع معة؟
    Haklıymışsın. Deckert Gibbons'ın hayatta olduğunu biliyor. Şuna bak. Open Subtitles كنت محق ديكيرت كان يعلم أن غيوبنز لم يمت ، أنظر إلى ذلك
    Sana şunu söyleyeyim, o da bunun saçmalık olduğunu biliyor. Open Subtitles ودعني أخبرك شيئا حتى هو يعلم أن هذا إخفاق
    Herkes kadınların kırılgan olduğunu biliyor. Duygusal olduğumuzu. Open Subtitles الكل يعلم أن النساء ضعيفات عندما تطرأ عليهن المشاعر..
    İkimiz de biliyoruz ki böyle bir tutuklama terfi getirir. Open Subtitles كلانا يعلم أن عمل مثل هذا ستكون عائداته كبيرة جدًا
    Diğerinde ise iki tane hindistan cevizi vardı ve ikimiz de biliyoruz ki iki hindistan cevizi her ikisine de uyar. Open Subtitles و الآخر كان عليه اثنين من جوزة الهند و كلانا يعلم أن اثنين من جوزة الهند يمكن أن تُفسَّر بطرق مختلفة
    Yani ikimizde biliyoruz ki uzaylı maddeleri insan biyolojisine negatif tepki veriyorlar. Open Subtitles أعني، كلانا.. كلانا يعلم أن المواد الفضائية تتفاعل سلبيا مع البيولوجيا البشرية.
    İkimizde bu çocuğun hasta ve tedaviye muhtaç olduğunu biliyoruz. Open Subtitles كلانا يعلم أن هذا الفتى مريض ويحتاج إلى مساعدة جدية
    Çocuk gelişimini düşününce, ilk 5 yılın dil gelişimi ve bağlanma açısından en kritik dönem olduğunu biliyoruz. TED لذا عندما نفكر بتطور الطفل، جميعنا يعلم أن أول خمسة سنوات تعد فترة حاسمة للغة و التعلق في الدماغ.
    Fakat herkes bilir ki cadılar bayramı şeker ürteticilerinin uydurmacasıdır. Open Subtitles لكن الجميع يعلم أن الهالويين قد أخترعته شركات الحلوى
    Sen, ben, tanrı ve herkes biliyor ki bankalar devletten faizsiz kredi almadan ve para kaybettiklerinde devletten aldıkları kurtarma paketleri olmadan öğleni bile edemezler. Open Subtitles أنا وأنت والله والجميع يعلم أن البنوك لن تتمكن من البقاء على قيد العمل حتى فترة الغداء من غير قروض الحكومة بدون فوائد.
    Yuletide* yaklaşmakta ve herkes Noel'in bağışlama zamanı olduğunu bilir. Open Subtitles موسم الميلاد أمامنا والجميع يعلم أن الكرسميس هو وقت الصفح
    Bebeklerin bu kadar merak uyandırıcı olduğunu kim bilebilirdi ki? Open Subtitles ومن كان يعلم أن الأطفال يمكنهم أن يكونوا مدهشين هكذا؟
    Ama adalet sistemini değiştirmenin ya da başkalarının adaleti bulmasına yardımcı olmanın tek yolunun mağduru oynamamak olduğunu biliyordu. TED لكنه كان يعلم أن الطريقة الوحيدة لتغيير النظام القضائي أو مساعدة الآخرين للحصول على العدالة هي ألا يلعب دور الضحية.
    Annemin onu duyabileceğini bilmiyor mu? Open Subtitles ألا يعلم أن ماما يمكنها أن تسمع ذلك أوه.
    Mahvolmuşsun. İkimizin de bildiği gibi bu kirlilik, senin mahvolma nedenin. Open Subtitles إنّك في حالة فوضى، وكلانا يعلم أن رثاثة الهيئة هي إلغاؤك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد