Jack Sommersby bana hayatı boyunca güzel bir söz söylemedi. | Open Subtitles | جاك ساميرز بي لم يقل في عمره كلمة لطيفة لي |
Söylenmesi gereken her şeyi söylemedi ama en azından dile getirildiği için mutluyduk. | Open Subtitles | لم يقل كل ما وجب قوله لكننا كنّا سعداء أنه قيل على الأقل |
Ben deli değilim. Hiç kimse senin deli olduğunu söylemedi.Randy. | Open Subtitles | ـ لست مجنونا ـ لم يقل احد انك مجنون راندي |
Tüm sabah Yossi ile birlikteydin. Ve hiç bir şey demedi? | Open Subtitles | لا اعلم, انت كنت مع يوسي كل الصباح ألم يقل شيئا؟ |
"Hala sokaklarda yürüyen insanlar vardı, kimse bir şey söylemedi. | Open Subtitles | كان هناك أُناس يتحركون في الشارع لم يقل أحدهم شيئا |
Kimse listeyi çalmanın kolay olacağını söylemedi; ama bunu yine de başarabiliriz. | Open Subtitles | لم يقل أحداً أن سرقة القائمة آمر هين لكن سنستطيع إنجاح الأمر |
Onunla karısı hakkında konuşmaya çalıştım ama bir şey söylemedi. | Open Subtitles | اعني, حاولت التحدث معه عن زوجته ولكنه لم يقل شيئاً |
Başta hiçbir şey söylemedi. Ben zorladıktan sonra konuştu. Tamam. | Open Subtitles | هو لم يقل أي شيء كان هذا فقط بعدما حثثته |
İş arkadaşlarının beni gözlediğini biliyordu ve bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لإحتقار أخّي علم أن زملائه كانوا يراقبونني ولم يقل شيء |
Hiçbir zaman nereli olduğunu söylemedi. Ama Fransız olmadığı kesindi. | Open Subtitles | لم يقل تحديداً ما أصله، لكنّه بالتأكيد لم يكن فرنسياً. |
Bir hâyli gerilmeye başlamıştım, çünkü uzun bir süre hiç kimse bir şey söylemedi. | TED | و بدأت أشعر بالتوتر حقًا، لأنه ولوقت طويل، لم يقل أحد شيئًا. |
Kamyonetini ormana doğru sürdü kimseye de bir şey demedi. | Open Subtitles | قاد شاحنته فقط إلى الغابة ، لم يقل شيئا لأحد. |
Siyah şapkalı bir şey demedi... Öylece silahını çıkardı ve bam! | Open Subtitles | .صاحب القبعة السوداء لم يقل شيئاً .أخرج فحسب سلاحه وأطلق النار |
Peki, baban demedi, orasını uydurdum, ama yine de korkaksın. | Open Subtitles | حسنا , لم يقل ذلك .. لقد ألفتها لكنك خوّاف |
Günlük enerji ihtiyacın için karbonhidrat almalısın bu da en azından 15%'ini karşılayacaktır. | Open Subtitles | أنتَ بحاجة للكربوهيدرات فيما لا يقل عن 15بالمئة من الجرعة اليومية الموصى بها |
Kimse de gözlükler ve topallama hakkında bir şey söylememişti. | Open Subtitles | ولم يقل احدهم شيئا عن النظارات او انه يعرج لذا |
Ayrıca bana savaştan döndüğünde yatağını daha fazla ıslattığını söyledi ve kahkahalarla güldü. | Open Subtitles | هو لم يقل لي أنك رجعت من الحرب تبلل فراشك، وهو يضحك وقتها |
Biliyorum her zaman doğruyu söylemiyor ama bana karşı çok nazik. | Open Subtitles | أعلم أنه لم يقل الحقيقة دائماً لكنه لطالما كان لطيفاً معي |
Başkan Hwang bugün meşgul olduğu için partiye katılamayacağını söylememiş miydi? | Open Subtitles | ألم يقل الرئيس هوانغ انه لن يستطيع الحضور اليوم لأنه مشغول |
Bir kelime bile söylemeden yemeğin ortasında masadan kalkıp gitti. | Open Subtitles | لقد رحل يسير خارجا من الغداء ولا يقل كلمة واحدة |
Kafe sahibi birşey dememiş, bir rezalet çıkmasından korkmuş. | Open Subtitles | مالك المقهى لم يقل شيئًا كان خائقًا من الفضيحة |
Bu mantıklı değil, ...neden kimse bize bundan bahsetmedi. | Open Subtitles | لا يبدو هذا منطقيا لماذا لم يقل لنا احد هذا أعني لماذا يوقفون |
Bu kadar zırvalayacağına neden öyle demiyor? | Open Subtitles | لماذا لم يقل أنها أشرقت، بدلاً من كل هذا الهراء؟ |
Bir şey demedim. Jimmy'nin kafası çok bozuktu, güle güle bile dememişti. | Open Subtitles | لم أقل شيئاً، جيمي كان غاضباً لم يقل حتى إلى اللقاء |
Hiç umut yok dedi, ama o öldü demedi. | Open Subtitles | قال أنه ليس هناك أمل لكنه لم يقل بأنها ماتت |
Asla bir şey söylemez, asla itiraf etmez, asla eleştirmez. | Open Subtitles | أنه لم يقل أى شئ ولم يبح بأى شئ ولم انتقد شيئاً |
Ona binlerce kez sordum ama hiç anlatmadı. | Open Subtitles | سـألته مرات عديدة عن السـبب ولكنه لم يقل السـبب |