ويكيبيديا

    "يقوم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • ediyor
        
    • yaptığını
        
    • onu
        
    • yapacak
        
    • da
        
    • yapmak
        
    • için
        
    • yapsın
        
    • yaparken
        
    • işi
        
    • yapmaz
        
    • onları
        
    • ın
        
    • bizi
        
    Fakat bunu günümüz dünyasında yapmanın şahane bir yolu var. TED ولكن هناك مجال ممتع يقوم بهذا في العالم الحديث ..
    bir zamanlar... ...sadece krallar leopar kürkü giyerdi. Fakat şimdi geleneksel şifacılar ve büyücüler... ...seramoniler ve ritüeller sırasında giyiyorlar. TED انه يقوم بهذا طيلة الوقت .. انه يسلخ جلد الفهود .. ويقدم ذلك للملوك وعبر الاحتفالات والطقوس الدينية والسحرة والمشعوذين
    Evi çok iyi idare ediyor. Onsuz ne yaparız bilmem. Open Subtitles إنه يقوم بعمل رائع و لا أدري ماذا نفعل بدونه
    O kadar çivi çakmalar ve toplamalara rağmen hâlâ ne yaptığını anlayamamıştık. Open Subtitles لكل هذا الطرق والنشر، نحن لا نعرف ما يقوم به في الواقع
    Yan tarafta tüylerini düzelten erkek ondan iki kat daha büyük ve bu yaşlı erkek onu lider yaptı. TED والذكر الذي يقوم بالتودد إليه على جانب الصورة أكبر منه بمرتين، وهذا الذكر المسن هو الذي جعل منه قائداً
    Daphne'nin, onun saçını koklamaktan daha fazlasını yapacak bir erkek arkadaşa ihtiyacı var. Open Subtitles إنها بحاجة إلى رجل بإمكانه أن يقوم أكثر من , شم شعرها فقط
    Aynı zamanda koroner atar damarları da genişletir, anjini önler. TED كما يقوم بتوسعة الشرايين التاجية مما يسبب توقف للذبحة الصدرية
    Herneyse, O bunların hepsini yapmak zorundaydı çünkü babam sonuçlarla tamamiyle kafayı bozmuştu. TED في الحقيقة قام بكل ذلك وكان يقوم به لانه كان مهووساً بالنتائج المرجوة
    Pazarlama yetkilisi işe alacaksanız yeni bir ürün için açılışa özel kampanya hazırlatın. TED إذا كنت تريد توظيف مدير تسويق، يقوم بوضع خطة لحملة إطلاق منتج جديد.
    Daha sonra radyolog ve patolog, bazen de adli tıp uzmanı bir araya gelirler ve çıkan verilere bakarlar. TED ومن يقوم اخصائي الاشعة مع الطبيب الشرعي واحيانا عالم ادلة جنائية بالنظر الى المعلومات الظاهرة ومن ثم يجلسون سوية
    Ve bence tiyatro tam olarak ışık ile hayatı iyileştirebileceğimiz bir yer. TED وأعتقد أن المسرح هو المكان الذي يقوم فيه الضوء حقاً بتعزيز الحياة
    Çok seyahat ediyor ve hep meşgul. Bugün saat 12:30'a randevu aldım. Open Subtitles يقضى الكثير من الوقت فى السفر يقوم بالمحاضرات فى العديد من الوقت
    Aynı hatayı birinin daha yaptığını görmek beni çok üzer. Open Subtitles لذلك قد أكره حقاً رؤية شخص آخر يقوم بنفس الخطأ
    Bu demek değil ki bir parçam onu hep sevmeyecek, ve belki de bir gün tekrar birlikte oluruz. Open Subtitles لا يعني بأن هناك جزء مني لن يقوم بهذا ربما سنعثر على الطريق لنعود إلى بعضنا البعض يوماً ما
    - Yapma... Paul'un dışında kimsenin, bu işi yapacak kadar zeki olduğunu düşünmüyordu. Open Subtitles أنه كان يعتقد أنه لا يوجد أى شخص بذكاء بول لى يقوم بسرقته
    Aynı zamanda posta kodunun genetik kodumuzu da şekillendirdiğini öğreniyoruz. TED ونتعلم أيضًا أن الرمز البريدي يقوم فعليًا بتشكيل الرمز الوراثي
    Burası herkesin bir şeyler yapmak zorunda olduğu bir dünya. Open Subtitles هذا عالمٌ يجب أن يقوم فيه كلّ شخصٍ بعملٍ ما
    Niye yakında var olmayacak bir gelecek için çalışayım? Hem de hiç kimse bu geleceği kurtarmak için bir şey yapmıyorken. TED وإلّا فما فائدة أن أتعلّم لمستقبلٍ ربّما اختفى قريباً عندما لا يقوم أحد بفعل أي شيء من أجل إنقاذ هذا المستقبل؟
    bir araba kiralaması gerçekten çok ilginç. Neden yapsın ki? Open Subtitles غريب جداً من أنه استأجر سيارة لما قد يقوم بذلك؟
    Böyle bir şeyi yaparken yakalanacak kadar aptal bir büyücü tanıyor musun peki? Open Subtitles وهل تعرف ساحراً غبي بما يكفي لكي يقبض عليه وهو يقوم بشيء كهذا؟
    Sanırım bu işi yapanın bu adam olması, hepimizi oldukça rahatlatırdı. TED أعتقد أننا سنكون كلنا مرتاحين مع هذا الشخص الذي يقوم بها
    Kendine "aziz" diyen tanıdığım azizlerin... hiçbiri, bunun hepsini bir günde yapmaz. Open Subtitles أي رجل ورع صدقا أعرف أنه لن يقوم بكل ذلك بيوم واحد
    Çocuklar derste fotoğrafları çekiyorlar, onları öğretmenlerine veriyorlar, okul duvarlarına yapıştırıyorlar. TED يقوم الأطفال فقط بإنتاج الصور في الفصل ويستلمها المدرس يلصقونها على المدرسة.
    Bay Wang'ın çok yüksek sesli müzik dinlediğini sandım çünkü operayı seviyordu. Open Subtitles اعتقدت ان السيد وانج يقوم بأداء دور تمثيليا لأنه أحب تقمص الادوار
    Akşamdan kalma, tıraş olmamış bir kaptanın bizi rezil etmesine göz yummayacağım. Open Subtitles لن أدع قائد مركبة يقوم بتمثيل شركتنا يظهر بمظهر سئ ويخذل عملائنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد