| Ah gençler. Su anda marinara sosu disinda bir sey yok. | Open Subtitles | مرحبآ يا صغاري , لا يوجد لدي ما يمكنني تقديمه لكم |
| Mahremiyetim yok ve cansız gözleriyle beni izleyip duruyorlar. Acınası durumdayım. | Open Subtitles | لا يوجد لدي أي خصوصية ويحملقون إلى بعيناهم البائسة، أنا بائس. |
| Bakire olan birinin nasıl olacağı konusunda hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي فكره ,عن ما هو الذي سيكون بتول؟ |
| Ne gizlim saklım var ne de utanacak bir şeyim. | Open Subtitles | جون لا يوجد لدي ما أخفية ولم أخجل مما فعلتة |
| Yaptığım her hareketi açıklayacak yada doğrulatacak zamanım yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي وقت لأشرح أو أبرر كل خطوة أقوم بها |
| Fotokopiye gitmeye vaktim yok. Yeni eleman yapsın. | Open Subtitles | لا يوجد لدي وقت لذلك دع الموظف الجديد يفعله |
| Kendiniz de görmüş olduğunuz gibi, Saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | كما رأيتما بنفسيكما لا يوجد لدي شئ لأخفيه |
| Benim başıma kaldılar ve yemek alacak paramız yok. | Open Subtitles | لقد تركتهم معي ولا يوجد لدي مال لإطعامهم |
| Bu sebepten. Fazla arkadaşım yok. | Open Subtitles | لهذا السبب لا يوجد لدي سوى القليل من الاصدقاء |
| Bu fotoğrafların varlığıyla ilgili hiçbir açıklamam yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدي اية تفسيرات أخرى بخصوص الصور, |
| Oyalanacak fazla zamanım yok. Tam zamanında restoranda olmalıyım. | Open Subtitles | لا يوجد لدي الوقت الكافي يجب علي الذهاب للمطعم |
| Yolu zaten biliyorum. İşe yetişmem gereken gibi bir ortam yok zaten. | Open Subtitles | أَعْرف الطريق، ولا يوجد لدي عمل لأسرع إليه |
| Duydum. Bana bakma. bir ilgim yok. | Open Subtitles | لقد سمعت لا تنظر الي لا يوجد لدي ما افعله حيالها |
| Başka seçeneğimiz yok Ben katoliğim | Open Subtitles | حسناً, لا يوجد لدي الكثير من الخيارات انا كاثوليكي |
| dışarı çıkıp, takımlarımı dondurmaktan başka yapabileceğim daha iyi bir şey yok mu? | Open Subtitles | هل تظن أنه لا يوجد لدي شيء أفضل من الوقوف في حقل إلى أن تتجمد خصيتاي؟ |
| Ve kesinlikle garajda gizlediğim şekerlerim de yok. | Open Subtitles | وبالتأكيد لا يوجد لدي أية حلوى مخبأة في المستودع |
| Liz, bir iş teklifim var bence abin içinde olmak isteyecektir. | Open Subtitles | ليز يوجد لدي عرض عمل واعتقد انك أخيك سيكون مهتما به |
| Ayrıca yapmaya bayağı hevesli olduğum özel bir projem var. | Open Subtitles | وايضاً يوجد لدي مشروع خاص بي اريد ان اقوم به |
| Fakat benim bir müzem var ve orada bir dinozor koleksiyonum var o halde ben de benimkileri kesebilirim. Ben de bunu yaptım. | TED | لكن يوجد لدي متحف وأجمع الديناصورات ويمكنني قصها بمنشار وهو ما أقوم به. |
| Bu, hiç boş portrenin olmadığı çok az rastlanan bir durum. | TED | هذا واحد من الحالات النادرة حيث لا يوجد لدي صور فارغة. |
| Tabi o zaman hiç paramız yoktu. | TED | من الواضح انه لم يكن يوجد لدي اية أموال |