çaldığı için değil, hapse girdiği için üzülen hırsıza benziyorsun. | Open Subtitles | فأنتِ كاللص الذي لا يندم على أنه سرق ولكنه يأسف جداً على دخوله السجن |
Yol'dan arabayı çaldığı Utah sınırına on mil ilerledi. | Open Subtitles | في الـ5 حوالي عشر أميال إلى حدود يوتا حيث سرق السيارة. |
O ve küçük aptal bankasının bizden çaldığı 85£'a karşılık gelir mi? | Open Subtitles | لا تتناسب مع ال85 جنيه التي سرقها منا هو و بنكه الغبي |
Belki de bu adamın peşinden koştuğun kadar anlamaya çalışsaydın, çaldığı her şeyin kara borsada rüşvet olarak kullanıldığını anlayabilirdin. | Open Subtitles | ربما لو اهتممت بالكشف عن حقيقته كاهتمامك بالامساك به كنت ستدرك ان كل شىء سرقه تم شراءه من السوق السوداء |
Şimdi, Bayan Mathews suçluysa çaldığı tablolarda nasıl benim parmak izlerim olabilir? | Open Subtitles | لو كانت السيدة مذنبة كيف تصل بصماتي لما سرقته ؟ |
diğer soru ise kimin çaldığı? | Open Subtitles | وفي مناسبتين أخريين حين تمت سرقة المجوهرات؟ |
Hilekârın tekiydi ve sen de... paranı çaldığı için öcünü aldın. | Open Subtitles | كانت علاقتك بها تعويضية وقد انتقمت منها بعد أن سرقت نقودك. |
Peki hala senin hareketlerini çaldığı için, ...veya yönetim şeklinden rahatsız mısın? | Open Subtitles | لذا أمازلت غاضبًا لأنه يسرق أعمالك؟ أمْ منزعج لأنه نجح في سرقتهم؟ |
Yasemin'i çaldığı için ondan nefret ediyordu, bu yüzden Hub'ın başı için bir ödül koydu. | Open Subtitles | لقد كره هب لانه سرق ياسمين لذلك رصد مبلغا لمن يقتل هب |
Krallığımı benden çaldığı güne pişman olacak. | Open Subtitles | سأضربه بقوة حيث يقف سيندم على اليوم الذى سرق مملكتى منى |
Krallığımı benden çaldığı günden pişman olacak' | Open Subtitles | سوف يأسف على اليوم الذي سرق فيه مملكتي مني |
Onun çaldığı sizin geri getireceğiniz, aksi takdirde polisi arayacağım para. | Open Subtitles | النقود التي سرقها و التي سترجعها أنت, و إلا بلَّغت الشرطة |
Çünkü şu hacker'ın sizden çaldığı belgelerde görmemi istemedikleri bir şey var. | Open Subtitles | لأنهم لا يودّون مني رؤية شيء في الوثائق التي سرقها المخترقون منكم |
Çünkü şu hacker'ın sizden çaldığı belgelerde görmemi istemedikleri bir şey var. | Open Subtitles | لأنهم لا يُريدونني أن أرى شيئا في الملفات التي سرقها المخترقون منك |
Çok şükür ki, Kadı Efendi, bu adamın karanlıkta benden çaldığı her şeyin tam bir listesini yapmıştım. | Open Subtitles | لحسن الحظ سياتك فقد قمت باعداد قائمة دقيقة بكل شيء سرقه هذا الرجل مني في ساعة من الغفلة |
Senden çaldığı parayla tekrar eski yaşamını elde etti. | Open Subtitles | لقد حسن أوضاعه.. بواسطة المال الذي سرقه منك |
Başkalarından çaldığı parayı istediğimde babam gerginleşir. | Open Subtitles | أبي يغضب عندما أطلب منه مالا سرقه من أناس آخرين. |
Belki de benden çaldığı 38'liği kullanacak. | Open Subtitles | لا أعلم ، لكن من الأرجح أنها ستستخدم مسدس الـ38 الذي سرقته منّي |
Golitsyn'in çaldığı parça kod adlarını içeriyor; ama çalınan kısım, içindeki kod adları gerçek isimlerle dönüştüren diğer kısım olmadan hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | النصف الذي سرقة جوليتسن يحتوي علي الاسماء الحركية فقط للعملاء ولكنة عديم النفع بدون النصف الأخر الذي يبين الأسم الحقيقي لكل اسم حركي |
Savuma Bakanlığından çaldığı çok gizli... bir çipin eline geçtiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | سرقت من مقاول وزارة الدفاع عن طريق بعض المجرمين يعملون فى منظمه أرهابيه فى كوريا الشماليه |
Hickory Sokağı 26 Numaradaki eşyaların... çoğunu kimin çaldığı veya neden çaldığıyla, ilgili bir gizem yok. | Open Subtitles | .. لا يوجد غموض حول من كان يسرق أغلب الأغراض من 26 طريق هيكوري أو لماذا |
Çuvaldan bozma eteği ve kız kardeşinden çaldığı kardeşinden çaldığı bluzu içinde ne kadar da güzeldi. | Open Subtitles | كم هي جميلة بتنورتها المصنوعة من خيشة الأرز والبلوزة لقد سرقتها من أختها. |
Çok iyi çalıyormuş gibi geliyor ama sadece caz çaldığı için tam anlamıyoruz. | Open Subtitles | جميعنا نظنه رائعًا، لكنه لا يعزف غير الجاز، لذا لا يمكننا أن نتأكد. |
Ada çalabiliyormuş. Bir mektupta çok iyi çaldığı yazıyordu. | Open Subtitles | عايدة يمكنها أن تعزف، لقد قالت في رسالة بأنها تعزف جيدا جدا |
Hayır, en ufak bir şey bırakmamış. Fakat çaldığı şeyi satması halinde onu avlayabiliriz. | Open Subtitles | لا,لا,ولاشئ, ولكننا بالطبع سوف نمسك به عندما يحاول ان يبيع الأشياء المسروقة |
Ve Kral'ın Toprakları'nı benden çaldığı adamlar olmadan alamam. | Open Subtitles | ولا أستطيع أخذ البلاط الملكي من دون الرجال الذين سرقهم |
çaldığı şişeler için o parayı bana vermeliydi. | Open Subtitles | قلت إن عليه أن يعطيني إياها عن القناني التي أخذها. |
Ayrıca müzenin, halkımdan çaldığı tarihi eserleri geri getirmesi gerektiğinin söylenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | أنّ على المُتحف إعادة القطع الأثريّة التي سرقوها من شعبي. لمْ القطع لمْ تكن مسروقة. |
Onun bir ceset öğütücü olduğuna dair dedikodular var çaldığı mezarlardaki kemikleri eziyor ve çekiyor. | Open Subtitles | هناك شائعة تقول انه يقطع الجثث ويطحن العظام من التوابيت الذى يسرقها ويشمهم |