Çamaşır odasında mavi pantolonların yanında temiz bir tane var. Alo? | Open Subtitles | هناك واحدة نظيفة بغرفة الغسيل المقابلة لفترة الهدوء الخاصّة بكِ، مرحباً؟ |
Her neyse, hangisi olursa olsun, ortalık dağıldı diye arkadaşlarıma bağıran veya Çamaşır sepetinin üstündekiler için deliye dönen kişinin sen olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | على أية حال أعلم أنكِ لست أنت التي توبخين أصدقائي بسبب الفوضى أو تفقدين صوابك بسبب ثيابي على سلة الغسيل تلك ليست انت |
O, ne zaman Çamaşır yıkamam gerektiğini bana hatırlatan hesaplayıcı akıldır. | TED | إنه الذكاء الحسابي الذي يذكرني حيث يجب أن أقوم بغسيل الملابس. |
Bunlar bayanların bekarlığa veda partisi ürünleri. O aslında bir "yenilebilir iç Çamaşır." | Open Subtitles | إنها مقالب لـ حفلات توديع العزوبية هذه في الحقيقة ملابس داخلية قابلة للأكل |
Çamaşır makinesini tamir ettim. Artık oğlunuzun Çamaşır taşıması gerekmiyor. | Open Subtitles | لقد اصلحت الغسالة لكي لا يظطر الصبي للذهاب الى المغسلة |
Çamaşırların için bile gelme. Özellikle de senin Çamaşır günün değilse. | Open Subtitles | او حتى بالغسيل و بالتحديد اذا كان يوم الغسيل الخاص بك |
Çamaşır makinesinin içini doldurunca beni bir hafta takip etmiyor. | Open Subtitles | ،عندما أقوم بتعبئة آلة الغسيل لا تقوم بملاحقتي لمدة إسبوع |
Bugünlerde, sadece Çamaşır makinesi kullanma talimatlarına dayanarak bir cemaat kurabilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك انشاء دين جديد حتى من خلال تعليمات تشغيل ماكينة الغسيل. |
Ona yemek yağı ve parafin içirmiş bir de ağzına Çamaşır suyu dökmüşler. | Open Subtitles | أجبروه أن يشرب زيت الطهي والدهن و أيضا حشروا مسحوق الغسيل في فمه |
Ona 3 ay boyunca Çamaşır yıkamaktan uzak durmasını söyledim. | Open Subtitles | قلت لها ان تبقى بعيدة من الغسيل لمدة ثلاثة أشهر. |
Bir dahaki sefere Çamaşır deterjanı kullanmazsan bulaşık suyu daha etkili olur. | Open Subtitles | لا تستعمل مسحوق الغسيل في المرّة القادمة، وستعمل غسالة الصحون كما يجب. |
Sanki Birleşik Devletler'deki her ev, dün gece bir yığın Çamaşır yıkamış ve bugün de onları çöpe atmaya karar vermişti. | TED | وهذا كأن كل مواطن أمريكي قام بغسل كم كبير من الملابس الليلة الماضية ثم قرر أن يلقيها في صندوق القمامة اليوم. |
Çamaşır makinesini, bulaşık makinesini çöp öğütücüsünü ve mızmızlanan bir kadını dinlemek için | Open Subtitles | اسرع فى العودة إلى المنزل الكبير واستمع إلى غسالة الملابس وغسالة الأطباق الكهربائية |
Çamaşır makinesini, bulaşık makinesini çöp öğütücüsünü ve mızmızlanan bir kadını dinlemek için | Open Subtitles | اسرع فى العودة إلى المنزل الكبير واستمع إلى غسالة الملابس وغسالة الأطباق الكهربائية |
Onların elektrikleri var, ama sorum şu, kaçının Çamaşır makinesi var? | TED | هم حتماً يملكون الكهرباء .. ولكن السؤال هو .. كم عدد من يملك غسالة ملابس منهم ؟ |
Teşekkürler, Marge. Eğer Çamaşır makinesiyle işin bittiyse, kendime bir içki hazırlayabilir miyim? | Open Subtitles | شكراً ، إن كنت انتهيت من الغسالة فهل يمكنني صنع بعض الخمر بها؟ |
Çamaşır yıkadığında, tüm sıcak suyu kullanıyorsun. | Open Subtitles | عندما تقومين بالغسيل تستخدمين كل الماء الحار |
Neyse, benim de Çamaşır atmam lazım çünkü bu kıyafetler çok pis. | Open Subtitles | بأي حال، أحتاج أن أغسل ملابسي أيضًا، لأن هذه الملابس قذرة للغاية. |
Çamaşır torbalarım onları temizlemeden önce üç gün üç gece orada asılı duracaklar. | Open Subtitles | وهناك سوف أعلق حقائبي للغسيل لمدة ثلاثة أيام وليالي قبل .. أن انظفها |
Olay Yeri gelsin. Çamaşır suyu şişesi de laboratuara yollansın. | Open Subtitles | لنجعل وحدة مسرح الجريمة تأتي إلى هنا، وعلبة مادّة التبييض |
Sonsuza dek burada bir Çamaşır sepetinin içinde tıkılıp kalacak mıyım? | Open Subtitles | و إلا سأكون عالق هنا في مغسلة لبقية حياتي الأبدية ؟ |
Liz yine gezinmeye başladı, ve benimde biraz Çamaşır yıkamam gerekiyordu. | Open Subtitles | ليزكَانتْتَحُومُ ثانيةً، وأنا كان لا بُدَّ أنْ أُصبحَ بَعْض المكوى عَملَ. |
Çamaşır makinesi hala bozuk, onun için mikrodalgayı kullanayım dedim. | Open Subtitles | الغسّالة معطلة، ففكرت بأن أستخدم المايكروويف بدلاّ عنها. |
Sonra özel bir gecede, belki küçük bir iç Çamaşır ceketinizin mendil cebinden sarkabilir. | Open Subtitles | وفي ليلة مميزة، ربما يظهر سروال تحتي قصير... من جيب سترتك... |
Yıkancağı zaman sadece Çamaşır sepetine koy. | Open Subtitles | أنا سعيدة لغسل ثيابك فقط ضعها فى داخل السلّة الكبيرة |
Yemek pişir, temizle, Çamaşır yıka, çöplüğün içinde yaşa! | Open Subtitles | أقوم بالطبخ، التنظيف، والغسيل والعيش في منزل قذر |