| Öldüğüm zaman... Bali'ye geri gelecek misin? Yakılırken görmek için? | Open Subtitles | عندما أموت ستعودين لبالى لزيارة زوجتى كريمشن أنها ليس سيئة |
| Beni öldürdü ve uğruna Öldüğüm paralarımı çaldı. | Open Subtitles | لقد قتلتني وسرقت المال الذي كنت أموت لأجله. |
| Öldüğüm felan yok, Billy. Çelik yeleğim var. | Open Subtitles | لن أموت يا ، بيلي أنا عِنْدي صدريّتُي المضادة للرّصاصُ |
| Öldüğüm gün, öldürdüğüm adamın ailesinden af dilemeye gidiyordum. | Open Subtitles | في يوم موتي ، اردت البحث عن عائلة الرجل الذي قتلته اردت ان يسامحوني |
| Öldüğüm halde hala vergilerden bahsediyorum. | Open Subtitles | أواصل الحديث عن الموت والمال حتى بعد مماتي |
| Üzgün hissediyorsun çünkü mezotelyoma Öldüğüm anlamına geliyor. İyi bir insansın. | Open Subtitles | أنتِ تشفقُ عليّ لأنّ الميسوثليوما تعني أنّني أحتضر |
| Ve Öldüğüm zaman... tabutumda bir ördek olacak... böylece tüm dünya bilecek ki... | Open Subtitles | وعندما أموت يا أيتشي ستكون هناك بطة علي قبري و هكذا سيقول كل العالم |
| Öldüğüm zaman cenaze törenim olması diye düşlemiştim. | Open Subtitles | كنت أتخيّل عندما أموت أنه لن يكون هناك جنازة |
| İşte bu yüzden Öldüğüm zaman bir Viking gibi uğurlanmak isterim. | Open Subtitles | لذلك عندما أموت أود أن أذهب فى شىء يشبه الفايكنج |
| Öldüğüm zaman, Yükseleceğim ve ebedi görkem içinde onlara katılacağım. | Open Subtitles | عندما أموت, سوف ارتفع وأنظم إليهم في مجدٍ أبدي |
| Öldüğüm zaman bu şey Smithsonian* enstütüsünde herkesin görebilmesi için sergilenecek. | Open Subtitles | عندما أموت هذه ستحفظ في المتحف ليراها الجميع |
| Öldüğüm zaman bunu siz oğlanlardan biri alacak. | Open Subtitles | ..والأن, واحد منكم أيها الفتيان سوف يحصل على هذه عندما أموت |
| Evli çift yatağında uzanırken kadın kocasına şöyle der, "ben Öldüğüm zaman yatağımıza başka kadın getirecek misin?" | Open Subtitles | الزوجوالزوجةمستلقونعلى السرير.. الزوجة تقول للزوج، اسمع، عندما أموت |
| Çünkü ben senin babanım ve Öldüğüm ve yakın zamanda yaşımı verdiğim güne dek burnumu istediğim yere sokarım. | Open Subtitles | لأنني أبيك وسوف أتدخل فيمآ أُريد حتى أموت وتخلى عن حياتي |
| Öldüğüm zaman kutudaki bir kök olmak istemiyorum. | Open Subtitles | ـ لا أريد أن أتعفن في التابوت عندما أموت |
| İşte bu yüzden ben Öldüğüm zaman bu dünyaya geldiğim şekilde veda edeceğim tamamen çırılçıplak, evet. | Open Subtitles | لذلك عندما ستحين ساعة موتي سأغادر هذا العالم كما أتيت إليه عارياً. |
| Öldüğüm an cinayetimi üzerine atacak birini aramaya başladım. | Open Subtitles | لحظة موتي بدأت أبحث عن شخص ما لألفق له تهمة مقتلي |
| Öldüğüm zaman, artı 3 gün. Ölü olduğuma emin oldun diye. | Open Subtitles | بعد موتي بثلاثة أيّامٍ، لتوقني أنّي فارقتُ الحياة لا أكثر. |
| Seni dolandırdığım gün, Öldüğüm gündür, Bloom. | Open Subtitles | اليوم الذي سأخدعك فيه , سيكون يوم مماتي يا بلوم |
| Hastayım sadece. Öldüğüm falan yok. | Open Subtitles | أعني، أنا مريضة ولستُ أحتضر |
| O gece benim Öldüğüm geceydi ve başka birisinin kurtulduğu. | Open Subtitles | كانت تلك الليلة التى مُت فيها و شخص آخر أنقذ |
| Öldüğüm günden beri zaman zaman gördüğüm ışıkların aynısından. | Open Subtitles | يتراءى لي شخص ويختفى منذ وفاتي |
| Onsuz uyuyamaz. Ancak Öldüğüm gün onu kaybetti. | Open Subtitles | لا يستطيع النوم بدونه لكن فقده في اليوم الذي متّ فيه |
| Bu da sana ne söylediğime bakılmaksızın Öldüğüm anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنني ميت بغض النظر عما سأخبرك به |