Her neyse, sadece üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | على أي حال، أردتك أن تعرفي فقط كم أنا آسفة |
Neyse, kardeşimin çok üzgün olduğunu ve bunu bilerek yapmadığını biliyorum. | Open Subtitles | على أى حال, أعرف أن أختى آسفة جداً ولم تعنى ذلك. |
Bayan Hill bana biraz üzgün olduğunu söyledi. Sorun ne? | Open Subtitles | الآنسة هيل أخبرتني أنك منزعجة قليلاً ما هي المشكلة ؟ |
Özür dilerim, gereksizdi. üzgün olmak için bir sebep yok. | Open Subtitles | آسف ، إنّه غير عقلاني لا يوجد سبب لتكون حزيناً |
Kelly telefonda sesin o kadar üzgün geliyordu ki hemen geldik. | Open Subtitles | كيلي، الذي بدا مستاء جدا على الهاتف الذي جئنا على حق. |
Şey, bunun için nedenim var, Biliyor sunuz adam üzgün. | Open Subtitles | حَسناً، الطريقة التي أَراها , ان الرجلَ منزعج هنا، أتَعْرفُ؟ |
Bak, O iyi. Sadece üzgün ve çığlık attı. Ama şimdi iyi. | Open Subtitles | أنظر، أنها بخير، لقد كانت مستاءة و صرخة و لكنها بخير الأن |
Meraktan değil ama, Grayson aradığında sesi üzgün geliyor muydu? | Open Subtitles | من باب الفضول عندا إتصل غرايسون هل بدى حزينا ؟ |
Seni işe almamam konusunda gerçekten bu kadar üzgün müsün? | Open Subtitles | هل أنت غاضبة مني بشكل جدي لأنني لم أقبل بتعيينك؟ |
Söyledikleri için üzgün ve barış için edepsiz havucu uzatıyor. | Open Subtitles | إنها آسفة بشأن ما قالته وقدمت الجزرة البذيئة كعربون محبة |
Aramızın böyle bozulmasından dolayı üzgün olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | كـانت آسفة لتسبّبُهـا حـالة من الفوضى بيننـا |
Kardeşin için üzgün olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | لقد أردت فقط أن أقول أننى آسفة بخصوص أخوكى |
Kız kardeşimin yemeği iptal edecek kadar üzgün olmasıyla bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | ,للتوّ غادرت من هنا منزعجة جداً للذهاب للعشاء؟ أيها القذر لقد علمت ذلك |
Deneyciye üzgün bir ifadeyle bakıyor, ve kelimeleri okumaya devam ediyor. | Open Subtitles | يبدو حزيناً في أثناء خوضه للتجربة ويستمر في تلاوة الكلمات المزدوجة |
Six'in gittiğine üzüldüğünü biliyorum... ve üzgün görünüyorsun, bu beni üzüyor. | Open Subtitles | اعلم بانك غاضبة بان رقم 6 رحل وأنا مستاء لرؤيتك مستاءة |
Bugün biraz üzgün olsa da, olağanüstü iyi, efendim. | Open Subtitles | أنــه بخيــر صحــة سيــدي على الرغــم أنه منزعج قليلاً اليــوم |
Bakın, üzgün olmanızı anlıyorum ve her velinin çocuğunu umursadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنكِ مستاءة وأعرف أن كل الآباء يهتمون ..بأمر أولادهم |
Ben sana bir oğul vereceğim ve sen de artık üzgün olmayacaksın. | Open Subtitles | لذا انا سأحمل لك طفلا, وانت سوف لن تكون حزينا بعد الان. |
Sizi hiç bu kadar çok miktarda dondurma alırken, böyle üzgün görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرك يوماً بهذا الحزن وأنت تشتري كمية كبيرة من الآيس كريم |
Çok üzgün ve her şeyi yapmaya hazır olan oda arkadaşınızın adı ne... | Open Subtitles | ما هو اسم صديقك فى الشقة الذى هو اسف جدا وسيعمل أى شئ |
Selamlarımı iletin,ve ona eşlik edemeyeceğim için ne kadar üzgün olduğumu da. | Open Subtitles | إخبرة إعتذارى , واننى أسف لعدم قدرتى على رؤيتة خلال هذة الرحلة |
Tahmin ediyorum ki önce, üzgün insanlara karşı duyduğu büyük üzüntüyü ifade ederdi. | TED | بإمكانه أَتَصَور لِلوهلة الأولى أن يُعبِر بقوة عن حُزنهِ لمصيبة ذلك الشعب الحزين. |
Çok üzgün, bu yüzden sizi Gus Hayden'e götürmemi istedi. | Open Subtitles | هو غاضب. لذلك طلب من أن آخذك إلى غاس هيدن |
Önce en üzgün hücreler ölür, böylece daha çok gülümsersin. | Open Subtitles | ،في الأول، عندما الخلايــا الحزينة تموت .سوف تكون سعيداً للغاية |
Matt, sadece zamanlama konusunda üzgün olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أردت القول أنني حقاً آسفه على التوقيت |