Bu alanın tarıma elverişli hale getirilmesiyle 146 milyar insan beslenebilirdi. | Open Subtitles | ، تحول للزراعة هذه المنطقة تغذى . حوالى 146 بليون شخص |
Bu alanın ortasına iniş yapıp, birisi bana ulaşmadan elektrikleri kesmeye çalışacağım. | Open Subtitles | سوف أنزل بهذه المنطقة هنا وأترك المظلة هنا قبل أن يلاحظني أحد |
Bunun en sonunda senden kurtulma teşebbüsü olmasını istediğimden değil, fakat bu tip uluslararası pazarlıklar tam olarak senin uzmanlık alanın değil mi? | Open Subtitles | نعم , لا أريد هذا الخروج من الملعب وإبقاء عاتق المسؤولية عليكم لكن أليس هذا نوع من التفاوض الدولي بالضبط حيث مجال خبرتك |
Bu alanın bir kısmını, ulusunun hayatta kalabilmesi için canını feda edenlere ebedi istirahatgah olarak tahsis etmek için buraya geldik. | Open Subtitles | لقد وصلنا إلى تكريس جزء هذا المجال هو المثوى الأخير بالنسبة لأولئك الذين ضحوا بحياتهم من أجل الأمة على قيد الحياة. |
Bunun senin alanın olmadığını söyledim; ama dâhileri dinlemiyorlar. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم أنه ليس مجالك و لكنهم لا يصغوا إلى العباقرة |
Yerçekimi; yerçekimsel alanın çaprazına eşit olarak dağılmış kütlesiz taneciklerden oluşmuştur. | Open Subtitles | الجاذبية مصنوعة من جزيئات معدومة الكتلة موزّعة بالتساوي حول الحقل الجذبي |
Şu anda okuduğum değerler sıcak alanın daha sıcaklaştığı yönünde, soğuduğu değil. | Open Subtitles | أنا أحصل على القراءات الحرارية للمنطقة الساخنة وهي تزداد سخونة، وليس برودة |
Fakat asıl güzel olan şey aynı alanın aylar önce çekilmiş görüntüsünü bu resmi ile karşılaştırdığımızda oldu. | TED | لكن الأمر المثير هو أنه عندما قارناها بآخر صورة التقطت لهذه المنطقة وذلك منذ أشهر عديدة |
Füzyonun çok kısa bir sürede olması için alanın sıcaklığının güneşten daha sıcak olması gerekir. | TED | من أجل الاستفادة من الإنصهار في فترة قصيرة من الزمن، درجة الحرارة في المنطقة يجب أن تكون أكثر حراً من الشمس. |
Bu da, konik patlama tarafından etkilenen alanın tespit edilmesini sağlar. | TED | هذا يجعل تحديد المنطقة المتأثّرة بدويّ اختراق حاجز الصّوت ممكنًا. |
Tüm bu ses kaynakları, Kuzey Kutbu deniz memelilerinin iletişim kurduğu akustik alanın daralmasına sebep oluyor. | TED | وكل هذه المصادر الصوتية تقلل المساحة الصوتية التي يمكن للثدييات البحرية في المنطقة أن تتواصل عبرها. |
Bir de depremler var, yaklaşık her beş senede bir bu alanın tamamını silen yanardağ patlamaları var. | TED | ومن ثم هناك الزلازل ، والثورات البركانية ، ثم بناء على أمر من واحدة كل خمس سنوات وهي تقضي تماماً على المنطقة خارجاً. |
Şu anda yüzlerde sağlık okulunda ve üniversitelerde öğretilen bir alanın yani. | Open Subtitles | مجال دراسة يتم الآن تدريسه في مئات من كُليات الطب والجامعات ؟ |
Birleştirildiği zaman, her iki alanın da tek başına yapamayacağı harika şeyleri yapabileceğinizi fark ettim. | TED | أدركت، عندما تجتمع، يمكن أن تخلق الأشياء التي كانت مدهشة لا يمكن القيام بذلك في أي مجال لوحده. |
Bu nesneler nanoteknoloji diye adlandırdığımız alanın tam merkezindeler, ki bence hepimiz nanoteknoloji hakkında ve onun her şeyi nasıl değiştireceği hakkında bir şeyler duymuşuzdur. | TED | وهي الأساس فى مجال نسميه تكنولوجيا النانو، وأنا متأكد من كوننا سمعنا به جميعاً، وسمعنا جميعاً كيف أنه سيغير كل شيء. |
Birincisi sıfır elektrik direnci ve ikincisi ise manyetik alanın süper iletkenin içinden atılması. | TED | الأولى هي المقاومة الكهربائية المعدومة، و الثانية هي طرد المجال المغناطيسي من البنية الداخلية للموصل الفائق. |
Bu alanın süperstarlarından biri haline gelen Aurora adında süperstar bir maymunla başladık. | TED | بدأنا أوّلا بأحد القرود الشهيرة، أورورا التي أصبحت فيما بعد من بين الأشهر في هذا المجال. |
Buraya ait olmadığını hisseden tek sen değilsin ama bu senin alanın ve bu işi seviyorsun. | Open Subtitles | تخبرني بانك لست الوحيد الذي يشعر بانه ينتمي لهذا المكان لكن هذا هو مجالك وانت تحبه . |
Eğer bir mıknatısa bir metali yakın tutarsanız, o boşlukta bir çekim gücü hissedersiniz ve bu demek ki alanın etkisini hissettiniz. | TED | إذا ما قربت مغناطيسا لقطعة حديد وشعرت بقوة سحب عبر ذلك الفراغ، إذاً فقد شعرت بتأثير الحقل. |
alanın sağlık kontrolünü yapmak adına takım adalarını yayan bir şekilde develerle ve yelkenlilerle geçmeye karar verdik. | TED | أردنا عبور الأرخبيل سيراً، وعلى الجِمَال، وبالمركب الشراعي لننخرط في فحص ناجع للمنطقة. |
Kemikler, dişler ve saç senin uzmanlık alanın ya, sen... | Open Subtitles | تعلمين ، الأسنان و الشعر العظام نوعا ما هي تخصصك |
-Biz ona şey diyoruz ticari alanın "Tatlı Hayat"ı. | Open Subtitles | إنه من أقوى الأفلام التي تناولت النطاق التجاري |
Halka açık alanın dışarıyı hareket yaratmak için kullanması düşüncesi var. | TED | وأيضا لديها فكرة من الفضاء العام والتي تستغل في الأماكن المفتوحة لخلق الأنشطة |
Peki uzmanlık alanın ne? | Open Subtitles | هذا شعاري كذلك إذاً، ما هو تخصّصك ؟ |
Tümör Tedavi Alanları'nın nasıl olduğunu anlamak için önce elektrik alanın ne olduğunu anlamamız gerekir. | TED | لكي نفهم كيف تعمل الحقول المعالجة للورم، نحتاج أولا لفهم ما هي الحقول الكهربائية. |
Psikolojiye hiçgirme Senin alanın degil. | Open Subtitles | لا تتعدي على الأمور النفسية إنها ليست من اختصاصك |