Asıl bu lanet dükkanda beni siz takip ediyorsunuz dediğimi anlıyor musunuz? | Open Subtitles | انتم تتبعوني في كل مكان في هذا المحل اللعين هل تفهم كلماتي؟ |
İçindeki o şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
Senin neden öldürmek zorunda olduğumu şimdi anlıyor musun, Chase? | Open Subtitles | هل تفهم هذا الآن يا تشيس؟ لم يجب أن أقتلك؟ |
Ne dediğimi anlıyor musun? Çünkü uzun zamandır söylüyorum bunları. | Open Subtitles | هل تفهمين ماذا أقول لقد كنت أقولها منذ وقت طويل |
Ot içtin mi akşamdan kalma olmazsın. Beni anlıyor musun? | Open Subtitles | المخدرات تعطيك فقط ذلك الشعور يارجل , هل تفهمني ؟ |
Üzgünüm küçük dostum ama bu senin için daha uygun. Beni anlıyor musun? | Open Subtitles | أسف على هذا ياصديقى ولكن الأفضل أن أكون وحدى , هل فهمت ؟ |
Yanıma gelecek bir yol bulmalısın. - Dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | يجب أن تجد طريقة لتكون معي هل تفهم ما أقوله؟ |
Ve bunun daha fazla uzamasına gerek yok, anlıyor musun? Bryan. | Open Subtitles | لا داعي لدفع الأمور لأبعد من ذلك هل تفهم برايان .. |
Şu EST olayını anlıyor bazı şeyleri anlamlandırmama yardım ediyordu. | Open Subtitles | انها بالفعل تفهم هذا كله وكانت تساعدني بشرح بعضه لي |
Bir haftayı geçmez. Bu şekilde de düzen sağlanmış olur. anlıyor musun? | Open Subtitles | لن يتطلب أكثر من أسبوع وبهذه الطريقة نحافظ على الطلب، تفهم ذلك |
Jamii Bora bunu anlıyor. Ve yoksulluk hakkında konuştuğumuz zaman her sosyal sınıftan insanlara bakmak zorunda olduğumuzu anlıyor. | TED | جامي بورا تفهم ذلك. وتفهم أنه عندما نتحدث عن الفقر، علينا أن ننظر إلى كافة الناس على امتداد الطيف الاقتصادي. |
Kardeşinin tüm geçim yükümüzü tek başına omuzlarına aldığını anlıyor musun? | Open Subtitles | هل تفهم أن أخاك يحمل عبء وجودنا كله وحده؟ |
Biliyor musun, iltifat bekleyen biri için bu normal... fakat bu çocukların bazıları tam olarak melek değil, ne demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | و هذا طبيعي لمن في سنها كما تعلمين لكي تحظى بالاهتمام و لكن بعض هؤلاء الأولاد ليسوا ملائكة و أنت تفهمين ماذا أقصد |
Neden sizin seks oyunu topluluğunuzdan birinin... onu öldürdüğünü düşündüğümüzü anlıyor musun? | Open Subtitles | لذا أنتِ تفهمين لمَ نظنّ أنّ أحداً من مجتمع لعبة الجنس قتله |
Geçme işinin daha önce nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | فقط احاول ان اتذكر ما كان من قبل هل تفهمين ما اعنيه ؟ |
Anlaşma yapacağın zaman paramdan başka bir şeyi görmen gerekmiyor anlıyor musun? | Open Subtitles | ليس عليك رؤية شيء غير مالي حينما نجري الاتفاق هل تفهمني ؟ |
Benden yana tavrını al ve kıçına sok! anlıyor musun? | Open Subtitles | تستطيع أن تذهب الى الجحيم مع حق دفاعك هذا,هل تفهمني ؟ |
Bir ülkenin sadece toprak, nehir ve orman olmadığını anlıyor musun? | Open Subtitles | فهمت أن البلد أكثر من الكثير من الاوساخ ، والأنهار والغابات؟ |
Bazen gerçekleri anlatmak kolay olmayabiliyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | حسنا ؟ أحيانا صعب أن تقول الحقيقة هل تفهمينني ؟ |
Biz de bunu yaptık, ve sen buna saygı göstereceksin. anlıyor musun? | Open Subtitles | هذا ما فعلناه و هذا ما يجب ان تحترمه هل تفهمنى ؟ |
Ve düşündüm de, wow, tek başına kalacak, demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | ظننت أنها ستقع في حبي من أول نظرة، أتفهم ما أعنيه ؟ |
FBI herşeyi anlıyor, buna senin sebep olmadığını söylüyorlar. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية تتفهم كل شىء تعرف أنك لست من يفعل هذا |
Yolunda durursanız görevini tamamlayamaz. anlıyor musunuz? | Open Subtitles | فلن تتمكن من إتمام عملية القصف وستكلفنا الكثير أفهمت ؟ |
Planımız, kimseye görünmeden içeri girmendi! anlıyor musun? | Open Subtitles | كانت الخُطة أن تتسللي إلى هُنا، هلّ فهمتي ؟ |
Çünkü şuan inkar edebilmemiz gerekiyor. Beni anlıyor musun? | Open Subtitles | لأننا الآن في حاجة إليهم أكثر مما كنا محتاجين إليهم إبان السلام فهمتني ؟ |
Bunun ne demek olduğunu anlıyor musun? Her yerde olabilirler. | Open Subtitles | تدرك ما الذي يعنيه هذا قد يكونوا في اي مكان |
Miranda, buna bir son vermelisin. Beni anlıyor musun? | Open Subtitles | ميرندا توقفي عن هذا هل تفهميني ؟ |
Daha da iyisi, Big Bang sırasında neler olduğunu teroik olarak anlıyor olacağız böylece gözlemlerimizi karşılaştırabileceğiz. | TED | و الأفضل من ذلك ، سوف نفهم ما حدث في الإنفجار الكبير كنظرية يمكن مقارنتها مع الملاحظات. |
O da yaşadığı için, yaşadığım her şeyi anlıyor. | Open Subtitles | إنه يتفهم كل شئ مررت به لأنه مرّ به أيضاً |