ويكيبيديا

    "araya" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سوية
        
    • مع
        
    • نجتمع
        
    • سويا
        
    • شمل
        
    • جمع
        
    • لبعضنا
        
    • معاً
        
    • نلتقي
        
    • يجتمع
        
    • بعضهم
        
    • معا
        
    • تجميع
        
    • بعضنا
        
    • لبعض
        
    Daha sonra radyolog ve patolog, bazen de adli tıp uzmanı bir araya gelirler ve çıkan verilere bakarlar. TED ومن يقوم اخصائي الاشعة مع الطبيب الشرعي واحيانا عالم ادلة جنائية بالنظر الى المعلومات الظاهرة ومن ثم يجلسون سوية
    Yapılacak en doğru hareketin bir araya gelip konuşmamız olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أن التصرف الأذكى هو أن نجتمع أولاً ونتحدث عن الأمر.
    Bizim gibi dünya dışından olanlar bir araya gelmeliler, değil mi? Open Subtitles البعض مثلنا الذين ليسو من الأرض يجب أن يتآزروا سويا, صحيح؟
    Ah, ailelerin bir araya gelmesi her yerde, demek ki. Open Subtitles منذ أن تركهم وهي سعيدة جداً ويلتم شمل العائلة اخيراً
    Bu, akbabalara cazip gelen şeyin beyin olduğunu ve akbaba davranışını çalışmanın kanıtları bir araya getirmeye nasıl yardımcı olduğunu göstermektedir. TED هذا يشير إلى أن المادة الدماغية كانت طعماً للنسور ويوضح كيف يمكن لدراسة سلوكيات النسور أن تساهم في جمع بعض الأدلة.
    Yani, her günüm yeniden bir araya gelebilir miyiz diye beklemekle geçti. Open Subtitles اعني اني كنت اقضي كل يوم وانا آملاً انه ربما نعود لبعضنا
    Daha sonra, bir araya gelmeden önce bazı kurallar belirleyin. TED ومن ثم اجتمعوا معاً اتفقوا على قواعد حوار اساسية ..
    Görüntülerde 13 yaşında ve güçlükle iki kelimeyi bir araya getirebiliyor. Open Subtitles هي بعمر 13 سنة هنا ويمكن أن توتّر كلمتان بالكاد سوية.
    Marta, Niles'la Maris'in bir araya gelmesine dair korkularımı dindirdi. Open Subtitles ساعدتْ مارتا على تَهْدِئة مخاوفِي حول النيل وماريس تَعُودُ سوية.
    Birileri boklarını bir araya toplayıp fotoğrafik ve editöryel işleri halletmeyi unutmuş. Open Subtitles شخص ما نسي أن يجمعها سوية و فوّض كل المحتوى التحريري والفوتغرافي
    Elimizdeki bu model ile, bu kişileri bir araya getirebiliriz. TED مع هذا النوع من النموذج، يمكننا أن نساعد تقديمهم معا.
    Düşünüyorum da, belki bir araya gelebiliriz, çifte randevu şeysinden yapabiliriz. Open Subtitles كنت افكر ربما نجتمع سويا نعمل موعد مشترك معك انا وكارين
    Farkında bile olmadan bir şeyleri değiştirdiniz. İnsanları bir araya getirdiniz. Open Subtitles بدلتما اشياء دون حتى أن تلاحضا ذلك، لقد جمعتما شمل الناس
    Dediğine göre başarılı kadınları bir araya getiren tek şey, ortak sahip oldukları tek şey, iyi akıl hocalarına sahip olmak. TED حيث قالت إن الشيء الوحيد الذي جمع النساء الناجحات معاً، الشيء الوحيد المشترك بينهن، هو حقيقة أنه كان لهن مرشدون جيدون.
    Bunu annenle beni bir araya getirebileceğini düşünerek mi yapıyorsun? Open Subtitles تقومين بهذا لأنك تعتقدين أنك ستعيدنا لبعضنا أنا و أمك
    Dinleyicinizin akıllarında hâlihazırda mevcut olan kavramları bir araya getirmek için dilin gücünü kullanın -- sizin dilinizi değil, onların dilini. TED قم بإستخدام قوة اللغة لكي تخيط تلك المبادئ الموجودة مسبقاً معاً في أذهان جمهورك لكن لا تستخدم لغتلك، بل لغتهم هم.
    Bir araya gelip konuşmak istiyorum. Son diyalogumuzun bitişinden pek hoşlanmamıştım. Open Subtitles أودّ أن نلتقي ونتحدّث لا يعجبني ما آلت إليه محادثتنا الأخيرة
    Yılın bu zamanında, Boston çocukları bir araya gelir ve Yahudi çocukları döverlerdi. Open Subtitles في هذه الفترة المميزة من السنة حيث يجتمع أطفال بوسطن ليضربوا الفتى اليهودي
    Bu hücreler hidrojen ve oksijen alırlar. Onları bir araya getirip elektrik üretebilirsiniz. TED تأخذ خلايا الوقود الكميائية هيدروجين وأكسجين، وتمزجهم مع بعضهم ويمكنكم الحصول على كهرباء.
    Düşündük ki iki ana problemi bir araya getirmek en önemli önceliğimizdi. TED و شعرنا ان الاولوية القصوى هي بان نجمع معا نوعين من المشاكل
    O kemiklerini tekrar bir araya toplamadan buradan gitsek iyi olur. Open Subtitles يجب أن نخرج من هنا قبل أن يعيد تجميع نفسه ثانية
    Daha sonra bir araya gelip eğlenceli bir şeyler yapalım. Open Subtitles فكرت أنه ربما يمكننا ملاقاة بعضنا لاحقا ونفعل شيئا مسليا
    Tekrar bir araya geldiler, hiç bu kadar mutlu olmamışlardı... Open Subtitles لقد عادوا لبعض ولم يكونوا سعداء أكثر من ذي قبل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد