ويكيبيديا

    "benzin" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوقود
        
    • وقود
        
    • بنزين
        
    • الغاز
        
    • بالوقود
        
    • غاز
        
    • للوقود
        
    • الغازولين
        
    • للبنزين
        
    • غازولين
        
    • النفط
        
    • البترول
        
    • الزيت
        
    • بالبنزين
        
    • الغازِ
        
    Amerika'daki benzin tüketimi büyük ihtimalle 2007'de zirveye ulaştı ve şimdi de düşüşte. TED على الأرجح أن إستهلاك الوقود في الولايات المتحدة كان عام 2007 وهو يتراجع.
    Bu arada, benzin için senden borç almalıyım, tüm bu yolculuk depoyu kuruttu. Open Subtitles . إسمع, عليك إعاراتي بعض المال لأجل الوقود كل قيادتنا تلك أفرغَتْ الخزان
    Yerel şerif ve ben büyük bir benzin istasyonundayız gibi görünüyor. Open Subtitles أنا و الشرطى المحلى يبدو و كأننا فى محطة وقود ضخمة
    Todd, deposunda yeterli benzin yoksa 90,000 dolarlık Mercedes neye yarar? Open Subtitles هناك سيارة بنذب90 الف دولار؟ لكن ليس هناك بنزين كافى لها
    O şişko benzin deposunu taşıyabilecek kadar büyük bir araç. Open Subtitles العربة كبيرة بما يكفي لسحب تلك الدبابة السمينة من الغاز
    Bu gece büyük bir kutlama var. Yarına kadar benzin alamazsınız. Open Subtitles انه احتفال ضخم الليلة و لن تحصلوا على الوقود قبل الغد
    Otoyoldaki tüm büfe ve benzin istasyonlarını kontrol ettik. Hiç iz yok. Open Subtitles لقد تفقدنا كل محطات الوقود الرئيسية والمطاعم بالطريق السريع ولا إشارة لهم
    Ülkenin çeşitli bölgelerinden, benzin fiyatlarındaki ani artışlara ait birçok rapor elime ulaştı. Open Subtitles أستلمت تقارير من مختلف ألأجزاء في البلد حول أرتفاع حاد في سعر الوقود
    benzin borularınızı tek başıma ben kestim. Sorununu benimle hallet. Bırakın dostlarım gitsin. Open Subtitles أنا فعلتها , أنا قطعت مخزن الوقود دعني أتعامل مع الأمر دعهم يذهبون
    Birkaç varil benzin ve birazcık mermiyle şehri getirdiğim noktaya baksana. Open Subtitles انظر ما فعلته بهذه المدينة ببضعة براميل من الوقود وبضعة رصاصات
    Telefonla benzin getirtebiliriz ve polis kadın gelip beni alabilir. Open Subtitles نستطيع أستخدام الهاتف لجلب الوقود وبعدها الشرطة سوف تأتي لأخذي
    Yerel şerif ve ben büyük bir benzin istasyonundayız gibi görünüyor. Open Subtitles أنا و الشرطى المحلى يبدو و كأننا فى محطة وقود ضخمة
    Orada bir benzin istasyonu var. Gidip bir yön sorayım. Open Subtitles هناك محطة وقود سأرى إن كنت أستطيع الحصول على خارطة
    Orada bir benzin istasyonu var. Gidip bir yön sorayım. Open Subtitles هناك محطة وقود سأرى إن كنت أستطيع الحصول على خارطة
    Eski bir benzin istasyonunun yanında küçük bir aile işletmesi menü tamamen japonca. Open Subtitles مكان رطب وصغير الذي يعمل بجانب محطة بنزين قديمة قائمة الطعام كلها باليابانية
    Karbonsuz, sürdürülebilir ve kendinden üretilen benzin ve motorini düşünün TED تخيلوا أنواع بنزين وديزل محايدةً للكربون ومستدامة وذاتية الإنتاج.
    Bence şüphelimiz bombayı benzin deposunun altına yerleştirmek için bir yapışkan kullanmış olabilir. Open Subtitles أجل لذلك أفكر ربما صاحبنا استخدم الصمغ لإرفاق القنبلة أسفل جانب أنبوبة الغاز
    Montclair fabrikasına doğru giden içi benzin dolu bir tır var. Open Subtitles لقد وجدنا الشاحنة ملئى بالوقود و تتجه إلى مصانع مونت كلير
    Normalde burada; benzin pompasının başında çaresiz hissederek dikiliyoruz. TED نحن هنا في الظروف الطبيعية نحن نقف على مضخة غاز ، ونحن نشعر بالعجز
    Eveet, benim tahminim gençler benzin parası için ATM de durdurlar. Open Subtitles حسناً تخميني أن الرجل توقف عن آلة الصرافة لأخذ المال للوقود
    benzin sızmış ve kamyon kibrit kutusu gibi alev almış. Open Subtitles الغازولين يمسك، وهي ترتفع مثل علبة ثقاب.
    benzin ve yemek parani sen ödersin. Is sirasinda alkol yok Open Subtitles انت تدفع للبنزين , وتدفع لاكلك ولا تشرب الكحول وانت تقود
    Fren koruyucusundan asbest, kurşunlu benzin tamirci tezgahı, bir de ayrıca anne bir jeneratörün ürettiği yüksek akımla elektrik verildi. Open Subtitles حرير صخري من أجمة مبطنة غازولين مشبع بالرصاص مقعد ميكانيكي تعرف بالإضافة إلى أن الأم تم صعقها بالكهرباء باستخدام تيار
    O halde, ilk olarak benzin kullanmayan otomobiller yaparak başlayalım. TED لذا دعونا نبدأ بجعل السيارات خالية من النفط.
    Siz bana şehrin büyüklüğünü söylerseniz bu şekilde şehirdeki benzin istasyonlarının sayısını bulabiliriz. TED بأنه عدد محطات البترول في المدينة الذي يمكن معرفته عندما تخبرني حجمها
    Vay anasını. Su döksün derken adam kalkmış ateşe benzin mi döküyor? Open Subtitles ،أردتُ استغلالهُ لسكبْ الماء .لكن بدلًا من ذلكَ سكبَ الزيت على النار
    O zaten sıradaydı, arabasına benzin almaya gitti. Open Subtitles كان في الصف خرج فقط لملأ سيارته بالبنزين
    Hey, kendimize biraz barbekü aldım. benzin almak için en yakın yer Newt. Open Subtitles هاى، حصلت لنا على بعض الشواءِ نيوت، المكان الأقرب للحصول على الغازِ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد