ويكيبيديا

    "berbat" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فظيعة
        
    • مقرف
        
    • سيئ
        
    • مريع
        
    • أفسدت
        
    • فوضى
        
    • سئ
        
    • أسوأ
        
    • سيئاً
        
    • مزرية
        
    • أفسد
        
    • تفسد
        
    • مقرفة
        
    • رهيب
        
    • مريعة
        
    Yoksa sabaha kadar uyuyamam ve yarın berbat görünürüm. Gerçekten bitkin. Open Subtitles و إلا سأصحو غداًً و سأبدو فظيعة سأكون حقاً منتفخة العنان
    Denedim, deniyorum. berbat ve korkutucu bir şey olduğunu biliyorum, ama bunu yapabiliriz. Open Subtitles كنت أحاول و مازلت أحاول , و أعرف أن هذا مقرف و مخيف
    Umarım cenneti bulabilir çünkü berbat bir yön duygusu vardı. Open Subtitles آمل أن يجد النعيم ، لأنه كان ملاح سيئ للغاية
    Sesin berbat geliyor sanki 90 yaşındaki kadın sesi gibi. Open Subtitles ان صوتك يبدو مريع مثل عجوز في 90 من عمرها
    Ki, burada özenle yaptığım her şeyi berbat etmemiş olman koşuluyla. Open Subtitles بعد الأداء في البنك، لن أكتشف أنك أفسدت كل بصماتي هنا
    berbat halde olduklarında berbat halde değilmiş gibi yapmayı öğretmişiz. TED إنهم يتظاهرون أنهم ليسوا في فوضى بينما هم فيها ..
    Ama sana bunu söyleyemedim çünkü bunu söylersem berbat biri olacaktım. Open Subtitles ولا أستطيع قول هذا لأنى سأكون شخص سئ أذا قلت هذا
    Hem de son zamanların en berbat fırtınalarından biri sırasında. Open Subtitles خلال واحدة من أسوأ العواصف الرعدية في الذاكرة الحديثة ؟
    Ama iş performansım da berbat. Çok bariz şeyleri gözden kaçırıyorum. Open Subtitles لكن كان عملي سيئاً جدّاً، كنتُ أغفل عن أشياء واضحة جدّاً.
    Elbette.12 yaşında sosyal olarak izole olmuş bir dahiydin ve kendine, hayatının berbat gitmediği paralel bir evren yarattın. Open Subtitles أفهمك، كنتَ الطفل الرائع المنعزل اجتماعياً في سن الثانية عشرة واخترعتَ كوناً موازياً حيث لم تكن حياتُكَ فيه مزرية
    Belki Tanrı berbat şeylerin olmasına izin veriyor veya olanak tanıyor, böylece şevkat ve kahramanlıklar gözükebiliyor. TED ربما يسمح الرب أو يجيز حدوث أشياء فظيعة, حتى تظهر البطولة والرأفة.
    Bazen bunlarla berbat seçimler yapabilirsiniz. TED أحيانا يمكن أن تتخذ بسببها قرارات فظيعة.
    - Tüm arkadaşların dışarıda eğleniyor- - Biliyorum berbat bir şey. Biliyor musun? Open Subtitles كل أصدقائكم يستمتعون كلا إنه أمر مقرف من الدنائة أن يعاملوك بهذه القسوة
    berbat bir durum ama endişe etmen gereken bir işin var. Open Subtitles هذا سيئ ، لكن لديك أمورك التي يجب أن تقلق عليها
    Çok parası olabilir ama kızlar konusunda berbat bir zevke sahip. Open Subtitles اعتقد ان لديه الكثير من المال لكن ذوقه فى الفتيات مريع
    Ve buraya geldiğinde, çeneni kapalı tut. berbat ediyorsun sadece. Open Subtitles و عندما يصل أبق فمك مغلقا و إلا أفسدت الأمر
    18'ine hoş geldin ve kesinlikle bu yaşını berbat etmiş durumdasın. Open Subtitles مرحباً بك في الـ 18 وانت بالتأكيد تسببت في فوضى خلاله
    Benim gibi berbat bir adama dönüşmesen iyi olur. Open Subtitles لاتريدين أن ينتهي بك المطاف وتكوني شخصياً سئ مثلي
    Bugün verdiğin diğer kararlardan bile daha berbat bir karar. Open Subtitles تلك أسوأ فكرة ضمن الأفكار السيّئة الأخرى التي راودتكَ اليوم
    Tek bildiğim karşımda olanlar ve her şey berbat halde. Open Subtitles كل ما أعرفه، ما أراه أمامي وكل شئ يبدو سيئاً
    Titus bu olayı berbat bir yıl olarak kabul etmeliydi, korkunç bir suçlama ve hapishanede geçen bir yıl, ama artık sona ermişti. TED كان من المفترض لتايتس ان ينظر لهذه سنة كسنة مزرية سنة اتهامات و محاكمة, لكنها انتهت
    Herkesin brendi ve sigara eşliğindeki zafer düşlerini berbat ediyorum. Open Subtitles فيبدو أني أفسد استمتاع الجمع بـ البراندي والسيجار وأحـلام النصر
    Çok iyi şanslar. Ve hayatımızın her iki uğruna, bu berbat yok. Open Subtitles إذن ، حظا سعيدا و لأجل سلامة حياتينا ، لا تفسد الأمر
    Zaten hayatım mahvolmuş durumda, hayır dese bile daha berbat olamaz nasılsa. Open Subtitles ,حياتي جدا مقرفة, حتى لو أنها رفضت أنا لست بعيدا عن الإنهيار
    Bence kesinlikle metro mazgalından düşüp köstebek adamla berbat bir seks yapıyordur. Open Subtitles انها بلواضح نامت في مركن قطار ومارست جنس رهيب مع رجل فاشل
    - Bence sesi berbat... ama geçen yıl altı milyon plak sattı. Open Subtitles أظنها تبدو بحالة مريعة ، لكنها باعت ستة ملايين أسطوانة السنة الماضية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد