ويكيبيديا

    "bilgi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المعلومات
        
    • المعرفة
        
    • معلومة
        
    • المعلومة
        
    • معلومات
        
    • البيانات
        
    • للمعلومات
        
    • بالمعلومات
        
    • بيانات
        
    • بمعلومات
        
    • معلوماتك
        
    • تفاصيل
        
    • لمعلومات
        
    • إطلاع
        
    • المعرفه
        
    Kişiselleştirilmiş veri ile başlamanız lazım, kişisel bilgi, bir bireye ait, sonra bunu o bireyin yaşantısı ile bağdaştırmanız gerekli. TED حسناً .. عندما تخصص المعلومات .. وتخصص النتائج التي تصدر من الافراد انت تقوم بهذه الحالة بربط هذه المعلومات بحياتهم
    Öğrenen insanların, karar verebilmeleri için bilgi almalarının dört yöntemi var. TED هناك أربع طرق يتلقى فيها المتعلمين المعلومات من أجل إتخاذ القرارات.
    Elimizde çok fazla bilgi var; bunu nasıl düzenleyeceğimizi bilmiyoruz. TED لدينا الكثير من المعلومات, نحن لا نعرف كيف نبدأ بترتيبها.
    Fikri olan kişi, bilgiye sahip olmayabilir, ama bilgi ulaşılabilirdir. TED من يملك فكرة قد لا يملك معرفة، لكن المعرفة متوفرة.
    Anatomik olarak ilginç ama şimdiye kadar duyduğum en işe yaramaz bilgi. Open Subtitles ثدي تشريحية سَاحِر، لكن هذا أكثر معلومة عديمة الفائدة سَمعتُها في حياتي
    Ve bazen görsel bilgi yerine çok fazla yazılı bilgi oluyor. TED وأحياناً تحصل على كثير من المعلومات النصية وليس هناك معلومات مرئية.
    Bu, bilgi akışının kesin olarak okuyucunun ellerinde olduğu anlamına gelir. TED هذا يعني أن نسبة انتقال المعلومات تقع تمامًا في يدي القارئ.
    doğal olarak, beyin retinadan gelen bu sinyallere kendi içinde neler olduğu konusunda bir yığın bilgi daha ekler. TED وبطبيعة الحال ، يضيف الدماغ الكثير من المعلومات الى ما يحدث من خلال الاشارات التي تاتي الى شبكية العين
    Bu bilgi, hastalarına bu tür tedavi yapanların bilmesi gereken bir bilgi. TED وهذا نوع المعلومات التي يتوجب على الشخص الذي يصف الدواء أن يعرفها.
    Bu bilgi paketlerinde, renkler, pikseller, şekiller ve hastalığın tıbbi görüntüsü bulunuyordu. TED تتضمن حزم المعلومات هذه: الألوان والبكسلات والأبعاد وتوصيفات المرض على الصورة الطبية.
    Pekala ikili çözümleme sürecimdeki diğer bir adım birbirine benzer bilgi parçalarına bakmak. TED المرحلة المقبلة بعملية التحليل الثنائية هي النظر إلى قطع المعلومات المتشابهة فيما بينها.
    Çok sıklıkla, gazetecilerden bilgi alıyoruz ancak o bilginin nasıl verildiğini unutuyoruz. TED و غالباً، نستقبل المعلومات من الصحفيين و لكننا ننسى كيف وصلت المعلومات.
    Toplumdan bilgi alabilecek ve onları bilgilendirebilecek cep telefonlarımız var. TED لدينا الهواتف المحمولة للحصول على المعلومات من العامة ولإيصالها إليهم.
    Aynı bilgi, dalganın frekansını hesaplayarak farklı bir şekilde de ifade edilebilir. TED ويمكن التعبير عن نفس المعلومات بطريقة مختلفة عن طريق حساب تردد الموجة.
    Bütün bir dijital bilgi katmanını gerçek dünyaya koymaya başlayacağız. TED سنبدأ بوضع طبقة كاملة من المعلومات الرقمية على أرض الواقع.
    Buradan diğer irtibat yollarından da yapabileceğiniz gibi belge yükleyebilir veya bilgi gönderebilirsiniz. TED ومن هناك، يمكنك تحميل الوثائق أو إرسال المعلومات بالضبط كباقي أشكال الاتصال الأخرى.
    Tüm varlığımız alıp, kazandığımız o yeni bilgi etrafına sarmalı ve aralarında bağlar kurmalıyız, böylece daha anlamlı hale gelir. TED نريد ان ناخذ وجودنا ككل و نضعه حول تلك المعرفة الجديدة و نقوم بكل تلك الارتباطات و سيصبح ذو معنى
    Belki büyü altındadır. Ya da belki de istediği bir bilgi vardı. Open Subtitles حسناً ، لربما كانت تحت تأثير تويذة أو لربما كان هناك معلومة
    Samuel Prometheus'un sabote edileceğini biliyordu... ve bu bilgi onu öldürdü. Open Subtitles سامويل كان يعلم ان بروميثيوس خُربت. وهذه المعلومة السبب في قتله.
    Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki bizim hareketlerimizi izleyerek TED لأننا نعطيهم معلومات كثيرة، ويجب عليهم في أن يروا فعلا كيفية تنقلنا.
    bilgi tasarımcısı olarak son 25 yıl içinde pek çok veri üzerinde çalıştım. TED وأنا كمصمم بيانات، تعاملت مع جميع أنواع البيانات خلال الـ 25 سنة الماضية.
    Sen şişenin altına vuruyosun ben de sallıyorum, ama benim duyularıma göre tüm bunlar tek bir bilgi kaynağında toplanıyor. TED أنت قمت بضربه من فوق، وأنا قمت بهزّه، ولكن من وجهة نظر حواسّي، يقترن هذان معا في مصدر واحد للمعلومات.
    Şimdi buluşalım, birlikte yemeğe çıkarız, bana yemekte bilgi verirsin. Open Subtitles لم لا نخرج لتناول العشاء؟ يمكنك تزويدي بالمعلومات خلال ذلك
    bilgi veri değildir, eğer sadece veri göstergesiyse bütünü temsil etmiyor olabilir. TED الحقيقة ليست بيانات قد لا تكون نموذجية إذا كانت نقطة بيانات واحدة
    Ana Gezegen Komutanlığınızla işbirliği yaptık istendiği gibi onlara ittifak hakkında bilgi sağladık. Open Subtitles لقد كنا متعاونين مع قياده عالمكم نزودهم بمعلومات عن التحالف كما طلب منا
    - bilgi karşılığında üç Fransız Direnişi üyesinin hapisten bırakılmasını sağlayacağım. Open Subtitles بالتبادل مع معلوماتك فاٍننى سأرتب لاٍطلاق سراح ثلاثة من سجناء المقاومة الفرنسية
    Devam eden bir soruşturma var efendim. Detaylı bilgi veremeyiz. Open Subtitles إنه تحقيق جاري يا سيدي لا يمكننا الإدلاء بأية تفاصيل
    Belki de ağızlarından işe yarar bir bilgi almaya çalışıyordunuz. Open Subtitles هذه الصلات في المجلس قد يجعل نظرتها مسبقاً لمعلومات مهمه
    Size bilgi vermemi istediniz,.. ...söz veriyorum, size bilgi vereceğim. Open Subtitles لقد طلبتنا أن نبقيك على إطلاع بالمستجدات وسنفعل هذا
    Tüm İngilizce bilgi birikimi ve İngiliz alfabesi yitirilmiş. TED كل المعرفه بالغه الانجليزيه و الحروف الانجليزيه قد ضاعت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد