ويكيبيديا

    "bilgisi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • معرفة
        
    • المعلومات
        
    • المعرفة
        
    • معلومة
        
    • بيانات
        
    • دراية
        
    • علوم
        
    • معرفته
        
    • معلومات عن
        
    • معلوماتٍ
        
    • بمعلومات
        
    • علمها
        
    • علمه
        
    • المعرفه
        
    • ببيانات
        
    Şimdi bu, bilgi- inanılmaz bir mühendislik bilgisi ve organizasyon ister. Open Subtitles وهذا يتطلب ليس مجرد معرفة ولكن معرفة هائلة بعلوم الهندسة والإدارة
    Crick ve Watson üne kavuştu ama modellerinde aslında Franklin'in bilgisi dahilinde olmadan Watson'a gösterilen Franklin'in çektiği fotoğraflardan birinden ilham alınmıştı. Open Subtitles و فازا هما بالمجد و لكن نموذجهما كان معتمداً علي إحدي صور روزاليند فرانكلين و التي عرضت علي واتسون دون معرفة روزاليند
    Bu dava hakkında bilgisi olduğunu sandığım hilekâr bir jüri üyesi olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لدي محلفٌ خبيت هناك يبدو أنه يعرف بعض المعلومات الأساسية عن هذه القضية
    Diyorlar ki, her 18 ay, insanoğlunun bilgisi, yani dünyada olan bilgiler iki katına çıkıyor. TED يقولون أن نطاق المعلومات البشرية هو الآن يتضاعف كل 18 شهرا أو نحو ذلك، المجموع الكلي للمعلومات البشرية.
    Delikanlının liderlik edecek ne deneyimi ne de bilgisi var. Open Subtitles الولد ليس لديه ايا من الخبرة او المعرفة لان يقود
    Oliver Hughes hakkında bilgisi olduğunu söyledi ve onunla görüşmeye gittiğim zamanı biliyorsun... Open Subtitles قال لي أن لديه معلومة عن اوليفر هيوز و كما تعلمين أثناء ذهابي لمقابلته
    Uçuş bilgisi Kayıt Cihazı. Diğer adı "kara kutu". Open Subtitles إنّه مسجّل بيانات الرحلة كما يُعرف بالصندوق الأسود
    Buraya üstlerinin bilgisi ve izni olmadan burnunu sokmaya geldin. Open Subtitles جئت إلى هنا دون معرفة أو تصريح من مشرفيك، للتجسس
    Bir kıvrımın daha çok bilgi tutabileceği bilgisi nereden geliyor? bu arada bebeğin beyin gelişimini izliyorsunuz -- TED فمن اين يأتي الذكاء و معرفة كيفية الاحتفاظ بالمعلومات و تخزينها وعليه نحن اليوم نراقب نمو أدمغة الاجنة
    Geçmişe dair bir anısı, geleceğe dair bir bilgisi yok ve sadece iki şeyi umursuyor: Rahatlık ve eğlence. TED لا يوجد لديه ذاكرة للماضي و لا أدنى معرفة بالمستقبل .. هو يهتم بشيئين فقط : "سهل و ممتع"
    Tanrı bilgisi aklına gelen her şeyden daha ötedeydi. TED لقد كانت معرفة الله أبعد عن أي شيء خطر على ذهنه
    Bağlamın hayatınızı nasıl şekillendireceği bilgisi ve bu bilgiyi nasıl kullanacağınızı bilmek bu işte bir anahtar. TED والمفتاح يكمن في معرفة الكيفية التي يؤثر فيها السياق على تصرفاتك وكيفية استغلالك لتلك المعرفة من أجل التغيّر للأفضل.
    bununla birlikte yardım edebilecek bilgisi olan vatandaşlar umut olabilir... hattım açık. Open Subtitles و مع ذلك فهناك الأمل فى أن بعض المواطنين يكون لديهم بعض المعلومات التى قد تساعدنا جدا
    Hukuk bürosundaki çocukların bir bilgisi yok. Open Subtitles الأبناء بالتبني يجبرون على إعطاء المعلومات
    Nesiller boyunca tohumu dünyayı insanlarla doldurmaya başlayınca bilgisi ve yeteneği olan adamlar doğdu. Open Subtitles وفى أجيال من الزمن عندما بدأت ذريته تعمر الأرض وكان هناك رجالاً مقتدرين فى المعرفة والحرفة
    - Bölmek istemem ama... - Benden B.D. Senatöründen annem üzülmesin diye bana gizli ordu bilgisi... Open Subtitles أنتِ تطلبين من نائب أمريكي أن يعطيكِ معلومة سرية للجيش
    Dosyasını getirebilirim ama, dosyada hiç ödeme bilgisi yok. Open Subtitles اقصد ، يمكنني ان احضرَ لكَ الملف لكن لن تكونَ هناكَ اي بيانات للدفع
    Ama kesinlikle metal bilgisi olan yaratıklar tarafından yapılmış. Open Subtitles لكن من الواضح أنها صنعت من قبل أناس لهم دراية بالمعادن
    Esas "geçit yapanlar"ın bilgisi Jack'in beynine yüklenmiş olabilir. Open Subtitles ربما لدى جاك علوم بناة البوابات الأصليين فى عقله
    Bütün bilgisi, dünyaya dair sahip olduğu duyusal algıdan geliyordu. TED فقد جاءت معرفته جميعها من تصوره الحسيّ للعالم.
    Teröristlerle ilgili bilgisi olduğunu söyledi, ama yalnızca seninle konuşurmuş. Open Subtitles يقول أن لديه معلومات عن الارهابيين ولكنه سيتحدث إليك فقط
    Birkaç ay önce adamın teki evime geldi. Babamın nerede olduğuna dair bilgisi olduğunu söyledi. Open Subtitles منذ عدّة أشهر جاء رجل لشقّتي قال أنّ لديه معلوماتٍ عن مكان أبي
    Ryuk'un bilgisi ve benim hazırlığımla, ders çalışan öğrenci rolü oynarken aynı zamanda Ölüm Defteri'ni televizyonda yeni duyurulan suçlular üzerinde kullanıp hepsini öldüreceğim. Open Subtitles بمعلومات ريوك وتحضيراتي أستطيع أن أظهر كوني طالب ثانوية عادي الذي يستعد لدخول الامتحانات بينما أستخدم مذكرة الموت
    Ama bilgisi, ya da izni olmadan bunu yaptık. Open Subtitles لكننا أعطيناها هذا الدواء بدون علمها أو إذنها
    Kesinlikle ve elbette ki bilgisi olmadan onlardan da örnekler aldım ve.. Open Subtitles نعم. و حتى اتأكد فقد أخذت منها عينات أيضا بدون علمه و عندما تسنح لي الفرصة
    Buzuldaki kalıntılarda gördüğün kadın, onun bu konuda bilgisi olabilir. Kutsal emanetin bizi yönlendirdiği gezegen bizi kadına da ulaştıracaktır. Onu ele geçirip buraya getirin! Open Subtitles المراة البشريه من منطقه الجليد لديها بعض المعرفه عما نملكه استولى على هذه المراه واحضرها لى هنا
    Fiyat bilgisi kimseye ulaşmadan senetleri alıp satabilirler. Open Subtitles فيمكنهم المتاجرة بأسهم ببيانات أسعار قبل أن يمتلكها أيّ أحد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد