Açıklaması şu: bilmediğim şey benim sorunum değil, bas git, öldürücü bakış. | TED | إنه كان واضحاً: الذي لا أعرفه ليس مشكلتي، اذهب بعيداً، الموت يُحدق. |
Burada olup bitenler hakkında benim bilmediğim bir şeyler bildiğiniz belli. | Open Subtitles | من الواضح بأنكَ تعلم شيئاً لا أعرفه حول ما يجري هنا |
Dewey, bunun işe yaraması için bilmediğim bir şey söylemen gerekiyor. | Open Subtitles | الطريقة التي تجري بها الأمور عليك أن تخبرني بشيء لا أعرفه |
...bana gülüyor bayım, benim bilmediğim bir şeyi biliyormuş gibi. | Open Subtitles | إنها تضحك عليّ، سيدي كأنها تعلم شيئاً أنا لا أعلمه |
bilmediğim bir şey hakkında ne diyebilir? | Open Subtitles | ما الذي يجب علي إن اقوله هذا الذي لا اعرفه ؟ |
Bay "Son Dakika". Bana bilmediğim bir şey söyle. | Open Subtitles | وما الجديد في ذلك أيها المذيع ظننت أنك ستخبرني بشيء أجهله |
Bana hâli hazırda bilmediğim bir şeyler söyleyebilecek birini bulmaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب للبحث عن أحد يمكنه إخباري شيئاً لا أعرفه مسبقًا. |
Başka bir şey var mı, benim bilmediğim bir şey? | Open Subtitles | السؤال هو هل هناك شيء آخر شيء لا أعرفه ؟ |
bilmediğim şey şu, ilk önce hanginiz benimle anlaşma yapmak istiyor? | Open Subtitles | ما لا أعرفه هو من منكما يريد عقد صفقة معي أولا |
bilmediğim ve takip edemediğim bir numarayla samimi mesajları vardı. | Open Subtitles | كانت رسائل حميمة مع رقم لا أعرفه ولايمكنني تتبع أثره |
- Yeter! Kesin şunu. Zaten bilmediğim bir şey söylemiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتُم يا جماعة لا تخبروني بأي شيء لا أعرفه مُسبقاً |
- Hala seni beklemiyorum. - bilmediğim bir şey söyle. | Open Subtitles | ـ ما زال لا ينتظرك ـ أخبرني بشيئاً لا أعرفه |
Hadi evlat, bana bilmediğim bir şey söyle. | Open Subtitles | بربّك يـا صـاح قل لي شيئـاً جديداً لا أعرفه |
Bu kadının isminin ardında, babamın gizlediği benim bilmediğim bir şey vardı. | Open Subtitles | خلف اسم هذه المرأة كان أبي يخفي شيئا لا أعلمه |
Senin hakkında bilmediğim bir şey söyleyene kadar söylemeyeceğim. | Open Subtitles | . . لن اخبرك بهذا حتّى تخبريني بشئ لا اعرفه عنك |
Ama bilmediğim bir şey var onu öldürmek için ne kullandınız? | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لا زلت أجهله -ماذا استخدمت لقتلها؟ |
Bir saatliğine, Hiç bilmediğim bir şeyi öğrendim. | Open Subtitles | خلال ساعة, اكتشفت شيئاً لم أعرف به من قبل. |
Benim için yaptığın ve hiç bilmediğim bütün o güzel şeyleri. | Open Subtitles | كل الأشياء الجيدة التى فعلتها معى والتى لم أكن أعلم بها. |
Ama görünen o ki, işler dehşet verici, birazcık riskli ve zahmetli olduğunda var olduğunu bile bilmediğim bir ön yargıya eğildim. | TED | ولكن يبدو أنه عندما تتحول الأشياء لتصبح غير تقليدية ومزعجة وخطيرة بعض الشيء، أميل إلى التحيز الذي لم أكن أعرف أنني امتلكته. |
Seni koruyabilirim, ama bilmediğim şeyler varsa bunu yapamam. | Open Subtitles | يمكن أن أحميك، لكن ليس وأنا أجهل بعض الأشياء. |
Çoğunlukla yanlış olduğunu bilmediğim şeyler yüzünden... | Open Subtitles | الكثير من الأشياء التي لم أعلم بأنها كانت خاطئة |
Bazen bilmediğim şeyler hakkında düşünürüm. | Open Subtitles | أحياناً أجلس وأتسائل عن الأمور التي أجهلها |
Ama bilmediğim ve muhtemelen hiç öğrenemeyeceğim burada neler olduğu. | Open Subtitles | و لكن ما الذي لا اعلمه و الذي لن اعلمه هو ما يحدث هنا حقاً |
Sonic savunma kalkanları olduğunu bilmediğim için afedersiniz. | Open Subtitles | أعذروني لعدم معرفتي بوجود سلاح، حاجز صوتي |
Artık daha önce bilmediğim değerli şeyleri biliyorum. | Open Subtitles | والآن إنني أعرف العديد من الأشياء القيمة، التي لم أكن أعرفها من قبل، |
Buralarda geziniyordum kesinlikle güvenemeyeceğim insanlarla birlikte hakkında hiçbir şey bilmediğim iş ile zengin olayım dedim. | Open Subtitles | كنت بالجوار فظننت أنه يمكن أن يصيبني الغنى من عمل لا أعرف عنه شيئاً مع اناس لا اثق بهم |
Başarılı bir avukat benim bilmediğim neyi biliyor? | Open Subtitles | ما يفعله المحامي البارع هو يعرف ما أنا لا أعرفة |