Böylece bir karınca kraliçenin yakınında bir yerde işe girişebilir. | TED | بذلك ، فالنملة تبدأ في مكان ما بالقرب من الملكة. |
Belirli bir zamanda, ülkede bulunan insan sayısı belirli olduğuna göre, belki bireysel etkimizin daha hafif olacağı bir yerde yaşamayı seçebiliriz. | TED | وهناك الكثير من الناس في هذا البلد في أي وقت من الأوقات، ويمكننا أن نختارالعيش في مكان ربما سيكون أثرنا عليه أخف. |
Hayatınızın bu pakete bağlı olduğunu hayal edin, Afrika'da bir yerde ya da New York'ta, Sandy kasırgasından sonra. | TED | تخيل إن كانت حياتك تعتمد على هذه الرزمة، في مكان ما في أفريقيا أو في نيويورك، بعد إعصار ساندي. |
Kocam dışarıda bir yerde, yağmur yağıyor ve ikimiz de içiyoruz. | Open Subtitles | زوجي بالخارج في بمكان ما انها تمطر وكلانا نتناول الشراب الآن |
Dışarıda bir yerde hiç tatmadığınız kadar yumuşak bir et var. | Open Subtitles | في مكانٍ ما خارج هنا يوجد اللحم الطري الذي يعجبك طعمه |
Performans, sanatçının belli bir zamanda, seyirci önündeki bir yerde yaptığı zihinsel ve fiziksel kurgudur ve sonra enerji diyaloğu gerçekleşir. | TED | العرض هو البناء المادي والعقلي الذي يقوم به المُؤدي في وقت معين في مكان ما أمام جمهور ثم يتولّد حوار ساخن. |
Görünen o ki baba başka bir yerde yemeğe davetli. | TED | ويبدو الأب قد تلقى دعوة لتناول العشاء في مكان آخر. |
Ya da Samanyolu’nda bir yerde yaşayan uzaylılar var mı? | TED | أو هل الفضائيون يعيشون في مكان ما على درب التبانة؟ |
Parçacık, tanımı gereği, herhangi bir anda tek bir yerde olur. | TED | الجسيمات حسب تعريفها توجد في مكان واحد في أي لحظة زمنية. |
Hiçbir kuralın olmadığı bir yerde yaşamanın nasıl olduğunu hiç merak ettiniz mi? | TED | هل تخيلت يوماً كيف قد تكون الحياة في مكان خالٍ من أي قواعد؟ |
Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi. | TED | لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر. |
Ne zaman buluşsak kimsenin olmadığı bir yerde kısa bir süre görüşüyoruz. | Open Subtitles | وقتما نتقابل، نحن نتقابل في مكان ليس بهِ أيّ شخص لوقت قصير |
Mutier bayırının ötesinde bir yerde... fillerin gömülü olduğu yer var. | Open Subtitles | ذلك ان جرف مويتر في مكان ما كذبة مكان دفن الفيلة |
Tek bir yerde yaşamaya inanmıyor musunuz, Bay Quick? Ailem taşındı. | Open Subtitles | انت لا تعتقد بالعيش في مكان واحد يا سيد كويك ؟ |
Kendim için yaptığım değil de neden başka bir yerde ölmeliyim. | Open Subtitles | لماذا يجب أن أموت في مكان غير الواحد الذي بنيتهه بنفسي؟ |
Sihirli kürem o civarda bir yerde olduğunu söylüyor. Ama bilemiyorum. | Open Subtitles | و كرتي رقم 8 السحرية تخبرني أنه بمكان ما في الحي |
İnsanlık için bulunan tüm güçler dışarıda bir yerde dolanıyor. | Open Subtitles | كل قوة معروفة لدى البشرية عائمة هناك في مكانٍ ما. |
Ama tek bildiğimiz kristalin lisenin içinde bir yerde olduğu. | Open Subtitles | لكن كل مانعرفهُ هوَ أنها بمكانٍ ما في المدرسة العليا |
Herhangi bir şeye, herhangi bir yerde ya da zamanda dönüşebilirler. | TED | يمكنهم أن يتحولوا إلى أي شيء في أي مكان وأي وقت. |
Her şey yoluna girecek. Ellerini görebileceğim bir yerde tut. | Open Subtitles | سيكون كل شئ بخير أبقي يداك حيث يمكنني رؤيتهما |
Bu, bedeninizi evrenin herhangi bir yerine koyarsanız ya da uzayda herhangi bir yerde olursanız öleceğiniz anlamına geliyor. | TED | يعني هذا أنك إذا أخذت جسد أحد منكم بشكل عشوائي، ورميته بأي مكان في الكون، أرمه في الفضاء، ستموت. |
Bu gezegende herhangi bir yerde. Gerekirse para da veririm. | Open Subtitles | في أيّ مكان على الأرض أنا جاهز للدفع إن اضطررت |
Daha önce de çok oldu. Başka bir yerde bekletiliyorlar. | Open Subtitles | العمال الكثيرين الذين كانوا عندكِ ينتظرون التواجد في موقع آخر. |
Her şeyin tekdüze olmadığı bir yerde yaşamanın ne güzel olacağı hakkında. | Open Subtitles | كم هو لطيف أن يكون هناك مكان حيث الأشياء ليست ثابته جداً |
Eğer seks yapacaklarsa güvenli bir yerde yapmalarını tercih ederim. | Open Subtitles | لو أنهما سيتضاجعان، فأفضل أن يقوما بذلك في منزل آمن |
Veri, beli bir yerde, oradan başka bir aygıta taşınmış. | Open Subtitles | في مرحلة ما كان تحميل تشغيله منه إلى جهاز آخر. |