Eğer egzos gazlarına bu derece hassasiyetin varsa... dışarı çıkmamalısın. | Open Subtitles | إنكنتتشعرينبحساسيةأكثر للغازاتبهذاالمكان .. فلا يجب عليك البقاء في الخارج حقيقةً |
Çöpü dışarı çıkaramıyorum. Şu an ofisimdeyim, ve çok geçlere kadar kalmamı istiyorlar. | Open Subtitles | لا استطيع اخذ القمامة الى الخارج لأنني في العمل وهم يرغمونني على البقاء |
İki köye daha ulaşmayı hedefliyoruz ve yakında inanıyorum ki Pakistan'dan dışarı, Güney Asya ve daha ötesine açılıyor olacağız. | TED | ونحن نخطط الآن للوصول إلى قريتين أخريين و أؤمن أننا قريباً سننطلق إلى خارج باكستان إلى شرق أسيا و أبعد. |
dışarı çıkmak istediğimde, hep bu baş ağrıları tutar onun. | Open Subtitles | إنها تعانى دائماً من نوبات الصداع حين أريد أن أخرج |
Hazır dışarı çıkmışken, bankaya, nalbura ve kuru temizlemeciyede uğrar mısın? | Open Subtitles | بينما أنت بالخارج, هل يمكنك الذهاب للمصرف ومحل الأدوات والتنظيف الجاف؟ |
Git dışarı ve eğlen. Bütün bu saçmalıkları da unut. | Open Subtitles | و الأن اخرج و استمتع بوقتك و انسى كل هذا |
Burada yalnızken çok korkuyorum ve sen de her gece dışarı çıkıyorsun. | Open Subtitles | اننى اشعر بالخوف عندما اكون هنا وانت تخرج خارجا ليلة بعد ليلة |
- dışarı çıkıp yıldızları sayabiliriz. - Geceleri bunu mu yaparsınız? | Open Subtitles | لنذهب خارجاً ونحصي عدد النجوم اهاذا ما تفعليه في الليل ؟ |
Çünkü, inanılması gereken herşeyin altında heykelimin altına döktüğün her betonun altında dışarı çıkmak için ağlayan birşey vardır. | Open Subtitles | لان تحت كل هذه الحاجة الي الايمان تحت كل الاسمنت الذي صببته علي قاعدتي يوجد شيء يصرخ كي يخرج |
Anastasia buraya çekin. Fırıncıyı da dışarı çıkarın ve tam dükkanın önünde karşılaşacaklar. | Open Subtitles | نعود باناستازيا إلى هنا ثم تجعلين الخباز يرجع إلى الخارج ويتاقبلون عند الدكان |
Teçhizatınızı alın ve dışarı, yanıma gelin. Çalışma sahasını gezeceğiz. | Open Subtitles | حسناً احضروا معداتكم و قابلوني في الخارج سنقوم بجولة سياحية |
dışarı çıkıp kıyafetlerinizi değiştirip gelin, size gösterecek bir şeyim var. | Open Subtitles | ,أذهب و بدل ملابسك في الخارج عندي شيء يجب أن تراه |
İçeride bana inanmıştın. dışarı çıkınca hepsi palavra mı oldu? | Open Subtitles | تؤمن بداخل الكنيسة فحسب وفي الخارج تقول أنـّه مـُجرّد هراء؟ |
Siz bankacıların yaptığı gibi aileleri kollarından tuttuğum gibi, dışarı fırlatıp atmam. | Open Subtitles | أنا لا أركل العوائل خارج بيوتهم مثل المتسكعين الذين يعملون في مصرفك. |
Burada kıçını kollayabilirim, ama dışarı çıktığımızda... okul sınırları dışında tek başınasın. | Open Subtitles | منواجبيأن أحميكهنا .. ولكن حالما نصبح خارج حدودهذهالمدرسة, فأنت مسؤول عن نفسك |
- Öyle mi? Canım sıkılır ve kendimi dışarı atarım. Gidecek bir yer bulamazsam ben de sinemaya gelirim. | Open Subtitles | حين أشعر بالقلق ، فاٍننى أخرج ، ثم أجد أنه ليس هناك مكان أذهب اليه ، فأذهب الى السينما |
Tanrım, dışarısı çok aydınlık, Pencereden dışarı bakınca başım ağrıyor. | Open Subtitles | يإلهي، الضوء ساطعٌ بالخارج مجرد النظر عبر النافذة يصيبني بالصداع |
Git dışarı ve eğlen. Bütün bu saçmalıkları da unut. | Open Subtitles | و الأن اخرج و استمتع بوقتك و انسى كل هذا |
Eğer bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... buraya dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا |
Dün akşam Frank Gallagher'ı kapı dışarı ettiğimizde yanında biri var mıydı? | Open Subtitles | فرانك غاليغر.. هل غادر مع أحد ما عندما ركلناه خارجاً ليلة أمس؟ |
Eğer birkaç saat içinde dışarı çıkmazsa... kapıyı kırıp doktoru içeri sokun. | Open Subtitles | إن لم يخرج في غضون ساعات اكسر الباب وأدخل الطبيب إلى الغرفة |
Her gün dışarı çıkıp yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak, bu iş sayesindedir. Çünkü hayatlarımızdaki en değerli şeylerin emin ellerde olduğunu biliriz. | TED | إذ سمح لنا أن نخرج ونتمّ أعمالنا في الحياة كل يوم، ونحن ندري أن أثمن ما في حياتنا في أياد أمينة. |
Bir akşam, Lagos'ta Louis ve ben arkadaşlarla dışarı çıktık. | TED | وفي ليلة في لاغوس خرجت أنا ولويس مع بعض الأصدقاء. |
Bir psikopatın dışarı çıkıp azman bir tavşanla etrafta dolaşmasına izin verdin. | Open Subtitles | لقد سمحت لمريض نفسى بالخروج من هنا ليتجول مع أرنب أبيض كبير |
dışarı çıkın. dışarı. Herkes dışarı. | Open Subtitles | اخرجوا , اخرجوا , اخرجوا جميعكم الى الخارج |
Şimdi öğlen güneşinde dışarı çıkmış deli İngilizler gibi görünmeliyiz. | Open Subtitles | سوف نقلد الرجل الانكليزي المجنون, الذي خرج في وقت الغداء |
Bu gürültü, kargaşa, düşünemiyorum. dışarı çıkın. dışarı! | Open Subtitles | هذه الضوضاء تربكنى لا أستطيع التفكير أخرجوا إلى الخارج |
O kapağı açtığımda sadece dışarı çıkmak için bir yol arıyordum. | Open Subtitles | أنا كنت فقط بدور علي طريق للخروج عندما فتحت الباب المسحور |