ويكيبيديا

    "duran" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يقف
        
    • دوران
        
    • تقف
        
    • الواقف
        
    • ديوران
        
    • يقفون
        
    • الموجود
        
    • واقفاً
        
    • الموجودة
        
    • واقف
        
    • واقفا
        
    • واقفة
        
    • معلقة
        
    • تقفين
        
    • سيقف
        
    Bir köşebaşında güneşin altında duran bir yabancı görüyor... ve ona yaklaşıp dudaklarından öpüyor, bu hiç tanımadığı adamı. Open Subtitles ثم ترى رجلاً غريباً يقف تحت أشعة الشمس في نهاية طرف الشارع ثم تذهب إليه لتُقبله. ذلك الشخص الغريب.
    Ölünün yanında duran eli silahlı bir adamı aramak gibi. Open Subtitles كما لو أننا رأينا أحداً يقف أمام جثة رجل بمسدس
    Dele-Rossi'yi ön maç olarak koyup Vinny'yi Sugar Ray veya duran'le maça çıkarırız. Open Subtitles سنطوي ورقة ديلاي و روسي ضع فيني في الحلبة مع راي او دوران
    Kıyafetimden de görebileceğiniz gibi, duran Duran'in müziğine tutkuyla bağlanmıştım. TED كنت متورط في حالة حب حادة مع موسيقى دوران دوران، يتضح ذلك تقريبًا من ملابسي.
    Yazılımını test ediyor ve ilerlemesi için önünde duran kadını ortadan kaldırıyor. Open Subtitles يمكنه ان يختبر برامجه ويتخلص من المرأة التي تقف في طريق تقدمه
    Yıllardır aklında olan biri olabilir ya da yanında duran, yırtık kot pantolonlu motosikletine parça alan adam olabilir. Open Subtitles قد يكون شخصاً شاهدتهِ لسنوات, أو قد يكون الشاب الواقف جنبك مرتدياً بنطال ممزق يشتري قطع غيار لدرّاجته النارية.
    Kraliçeyi kontrol altına alırsak, sen de duran Duran'ın yerini öğrenebilirsin. Open Subtitles سيطرى على الملكه السوداء و سوف تعرفين أين تجدى ديوران ديوران
    Ve işte, herşeyin ortasında duran Whitey Durham... olanları yalnız başına karşılıyor. Open Subtitles وهناك في وسط هذا كله وايتي درهام يقف لوحده محاولاً استيعاب الامر
    FBI Başkanı ile vaftiz kızı arasında duran adam olmak istiyor muyum? Open Subtitles اتريد حقا ان تكون الرجل الذي يقف بين مدير الأف بي آي
    Bir baba ile intikamı arasında duran her adam ölüm istiyor demektir. Open Subtitles أي رجل يقف بين أب يحاول أخذ ثأره إنما يسأل عن موته
    Benim de, önünde duran herkesi katledecek kana susamış yepyeni bir savaşçım var. Open Subtitles أحضرت محاربي الجديد المتوحش المتعطش للدماء الذي سيقوم بقتل كل من يقف أمامه
    Şanslısın ki, sen ve istediğin şey arasında duran tek şey... sensin. Open Subtitles أنت محظوظة أن الشيئ الوحيد الذي يقف بينك وبين ماتريدين هو أنت.
    Ben Elvis duran. Şu anda yayındasınız. Open Subtitles مرحبا انني الفيس دوران انت على الهواء ماذا هناك
    duran Duran dinlediğim dönemde amcam, Reagan'ın Grenada'ya gönderdiği askerlerden biriydi. Open Subtitles حسنا، ظهر متى أنا كنت أستمع إلى دوران دوران يوميا عمّي كان أحد جنود البحرية ريغان أرسل إلى غرينادا.
    - Beyler. - Bay duran, Hollywood Cinayet Masası. Open Subtitles ايها السادة السّيد دوران مكافحة جريمة هوليود
    Satışı bitirmek üzereydim ki Jerry duran ortalığı karıştırdı ve işi yatırdı. Open Subtitles كَنَت قريب من عقد الصفقةِ لولا تدخل دوران ويضيع كل شيئ
    Eric, Corey duran okulda pantolonunu dolduralı neredeyse bir yıl oluyor. Open Subtitles اريك ، كان ذلك منذ عام عندما تغوط كوري دوران في بنطاله هنا في المدرسه
    Yani, dik duran, sıska kollu garip bir çeşit kertenkele olduğu düşünülebilir. Open Subtitles قد تعتقد أنها نوع غريب من السحالي الممدودة الأطراف التي تقف بإستقامة
    - Çok. Barda duran beyefendi tarafından öldürüldü. Bize bakan. Open Subtitles قتله الرجل الواقف عند البار الذي ينظر إلينا
    duran Duran ismindeki genç bilim adamını hiç duydun mu? Open Subtitles هل سمعت عن عالم صغير يدعى ديوران ديوران ؟
    Ve şu an dünyanın gözü benimle birlikte burada duran liderlerde. Open Subtitles والآن، أعين العالم بأكلمه تنظر إلى القادة الذي يقفون معي الآن
    İşin aslı, odada duran bu şeyler, deneklerin patates cipsinin ne kadar hoşlarına gideceği hakkındaki düşüncesini değiştiriyor. TED في الحقيقة، هذه الأشياء الموجود في الغرفة تغيّر مدى إعتقاد الأشخاص بالإستمتاع بالبطاطس المقلية.
    New York'taki Özgürlük Adası'nın ortasında duran bir insanın bir sıçrayışta Özgürlük Heykeli'nin tepesine ulaşmasına eşdeğer. TED و هو ما يعادل شخصاً واقفاً في وسط جزيرة الحرية في نيويورك و بقفزة واحدة يصل إلى قمته
    Orda duran birkaç yüz milyonluk bir hazine varmış gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو كما لو أن هذا الكنز يساوي مئات الملايين الموجودة هنا
    - Gel de bir bak sanki dışarıda duran biri var. Open Subtitles فقط تعالي لتري إنه يبدو كــ شخص واقف ، هناك بالضبط
    Birincisi, çimenli tümseğin yakınında duran Abraham Zapruder'in çektiği film. Open Subtitles الأول : الفيلم الذى صوره إبراهام ذابرودر بينما كان واقفا بالقرب من الربوة المعشبة
    Bu mahallenin caddelerinde resim parçaları görünür, birbirinden soyutlanmış, tek başına duran. TED من شوارع الأحياء، فإن الرسم يظهر على شكل قطع، منفصلة عن بعضها البعض، واقفة بمفردها.
    Ve sonra havada duran büyük bir tekerlek gördü. TED ثم بعدها رأى عجلة كبيرة معلقة في الهواء.
    Şu şekilde duran bir adamın yanında çekilmiş gayet güzel resimlerin var. Open Subtitles لا، لدينا صور رائعة لك تقفين بالقرب من شاب يبدو هكذا
    Dosya açıkça gösterecek ki karşınızda duran bu tutuklu elleri kanlı, suçüstü yakalanmıştır insanca duygular gösterirken! Open Subtitles عن السجين الذي سيقف أمامكم الآن يمسك بيديه الدامية عرض مشاهد الجريمة يعرض المشاعر بصورة طبيعة كالبشرية تقريبا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد