Ama biz bu karmaşalardan ikisi için hızlı ve etkili çözüm bulabildik. | TED | لكننا كنا قادرين على إيجاد حلول فعالة وسريعة للغاية لاثنين من المشاكل. |
Hükûmetlerle gerekli bağlantıyı da kurduk, böylece programımız diğer hastalık kontrol programlarıyla birlikte koordine edilebilir ve etkili olabiliriz. | TED | ولدينا أيضا العلاقات مع الحكومات لنضمن أن برنامجنا يعمل بتنسيق مع البرامج الأخرى لمراقبة المرض، لكي نكون أكثر فعالية. |
Hiç bir etkili tedavisi veya aşısı olmayan ve her yıl 22.000 insanı öldüren, sivrisinekden gelen bir hastalık olan dengue ateşinin son hali. | TED | انها شكل متطرف من حمى الضنك، مرض ينقل بواسطة البعوض و هو أيضا ليس له علاج فعال أو تطعيم، و يقتل 22000 شخص سنويا. |
Üzerinden geçirmek diğer taktikten daha etkili bir taktikmiş gibi görünüyor. | TED | إذ يبدو أن التلويح بالقالب هي الاستراتيجية الأكثر فاعلية من الأخرى. |
Bir bekçi köpeği için alışılmamış bir taktik ama etkili. | Open Subtitles | هذا .. هذا أسلوب غير عادي لكلب حراسة لكنه فعّال. |
Mo modeli, herkesin girişimci olduğunu varsayan, etkili bir dağılımı ve bilgi paylaşımını engelleyen modelden daha iyi olabilir. | TED | قد يكون هذا النموذج لمو أفضل من نماذج كل رواد الأعمال، الذي يمنع أي وسيلة فعّالة لنشر وتبادل المعرفة. |
Yani DNA dizisi bize etkili tedavi bulmak için yeterli bilgi vermez. | TED | فرسم شريط الحامض النووي فحسب لا يعطينا معلومات كافية لإيجاد علاجات فعالة. |
Öyle olsun Solo, eğer konuşmayacaksan çok etkili işkence yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | حسنا، سولو، ان كنت لا ترغب بالكلام لدينا طرق فعالة للتعذيب |
Fakat ateş okları savaşta etkili olmadığı için üretimini durdurmuştuk. | Open Subtitles | ولكنها ليست فعالة بالحروب ولذلك اوقفنا مشاريع تطويرها ن قبل. |
Yani şiddet içermeyen direniş, mücadeleyi yürütmekte daha etkili ve yapıcı bir yöntemdi. | TED | بمعنى آخر، فإن المقاومة غير المسلحة تعدّ طريقة أكثر فعالية وبناءة لخوض الصراع. |
Belki de vücudunuzda istemediğiniz şeylerin daha etkili bir şekilde atılmasını sağlayabilirsiniz. | TED | وربما تستطيع جعلها أكثر فعالية بتصفية الأشياء التي لا تريدها في جسمك. |
Bu amacına hizmet ediyor ama bence ileriye dönük yapılırsa daha etkili olur. | TED | ويخدمُ هذا هدف السنة. لكنني أجدُ أنها أكثر فعالية لو قمنا بذلك مقدمًا. |
Şu ana kadar karşılaşmadığımız çok etkili bir silah sistemiyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع اكثر سلاح فعال لم نتعرف عليه من قبل |
Hayır tamamlandı, sadece benim üzerime konana dek etkili değil. | Open Subtitles | لا ، كان مكتمل ، لكنه لم يكن فعال للغايّه |
Plomox piyasadaki en etkili anti-aritmik ilaç ve yan etkileri de çok az; | Open Subtitles | البلوموكس هو الأكثر فاعلية لمضادات التخدير في الأسواق، وله أقل آثار جانبية تُذكر، |
etkili olduğuna eminim ama yargıçlar bunu pek hoş karşılamaz. | Open Subtitles | أنا متأكد أن هذا فعّال لكن القضاه يعبسون من هذا |
Çok etkili olup hedefinizi paranoyak bir panik Durumuna sokabilir. | Open Subtitles | أنه يمكنها أن تكون فعّالة وتقود الهدف إلى إنهيار جنوني |
Neden? Çünkü yapacağım hiçbir "psişik" şey, onun üzerinde zerre kadar etkili olmaz. | Open Subtitles | لأنه ليس هناك شيء يمكنني عمله نفسياً فذلك سيكون لديه أقل تأثير عليه. |
Bunun çok etkili olduğundan eminim. Ama biz bu mahkemede gerçeklerle ilgileniriz. | Open Subtitles | مؤثر جدا بالتأكيد و لكن فى هذه المحكمة ، اٍننا نتناول الوقائع |
Kötü bir polisi sokaklardan uzaklaştırma konusunda oldukça etkili olmuşsun. | Open Subtitles | كان لك دورًا فعالاً في استبعاد شرطي فاسد عن وظيفته |
Bu bizim hangisinin etkili olduğunu anlamamızı kolaylaştırıyor. Ve kimin kolay etkilendiğini. | Open Subtitles | ذلك يجعل الأمر سهلاً في معرفة من الأكثر تأثيراً ومن الأسهل تأثيراً. |
Michigan Üniversite'sinden yapılan bir araştırmaya göre bu tip oyunlar çok etkili birer ilişki geliştirme araçları. | TED | أظهرت دراسة حديثة من جامعة ميتشيغان أن هذه الألعاب تعتبر أدوات قوية بدرجة كبيرة لإدارة العلاقات. |
3 saat süren makyaj ve 4000 dolarlık elbise bunda etkili oldu. | Open Subtitles | ثلاث ساعات في وضع الماكياج وفستان بـ4 آلاف دولار له ذلك التأثير. |
Düşman, sinirler üzerinde basit ama etkili bir savaş yürütüyordu. | Open Subtitles | العدو أعتمد حرب أعصاب بدائيه لكنها فعاله |
Daha da önemlisi toplumlarımız için etkili çözümlere yönelik bir model geliştirebiliriz. | TED | ولكن أكثر من ذلك، حيث نتمكن من تطوير نموذج للحلول الفعالة لمجتمعاتنا. |
Söylemeliyim ki etkili bir takım olmak için ihtiyacın olan zihniyet bu. | TED | هذه العقلية، يجب أن أقول، هذه العقلية هي العقلية التي نحتاجها للانتظام الفعال ضمن الفرق. |