fırtına kapakları kapandı. Görülür bir aktivite yok. 40'da tut. | Open Subtitles | أغلقت مصاريع العواصف لانشاط مرئئ ابقيه على بعد 40 مترأ |
Yaklaşık 5 saat sonra, Hosogaya Aleuten'a saldıracak, ve biz halen Midway'e ulaşmak için bu fırtına ile boğuşuyoruz. | Open Subtitles | خلال اقل من خمس ساعات هوسوجايا سيهاجم جزر الوتيان وسنكون نحن لازلنا نتلمس طريقنا الى ميدواى فى هذه العاصفه القذره |
fırtına Burnu açlıktan ölürken o lorldlar neredeydi peki? | Open Subtitles | وأين كان هولاء السادة حينما انهيت القتال في ستورم إيند؟ |
Beraber nice fırtına atlattık nice garip, parıltılı limana demir attık. | Open Subtitles | تجاوزنا عواصف عديدة معاً، و شاهدنا الكثير مِن الشواطئ الغريبة البرّاقة. |
Robin, deli gibi yağmur yağdığı zamanki Tropikal fırtına'ya ne dedirtmişlerdi sana? | Open Subtitles | روبين, ماذا جعلوك تسمي إعصار هيكتور عندم كان يمطر قططا وكلاباً ؟ |
Bir arkadaşa badana yapan bir arkadaşım ben. Evet bebeğim. fırtına. | Open Subtitles | ققط صديق يخدم صديق أخر له نعم يا عزيزتي , الإعصار |
Sakın bana bu sabah seni Yaşlı fırtına'ya bindirdiklerini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني انهم حصلوا لك على الرعد القديم هذا الصباحِ |
Denizde bir fırtına olmalı. Bu onları karaya sürükler, bilirsiniz. | Open Subtitles | من الارجح ان عاصفه في البحر تقودهم الي الارض ,كما تعلمين |
~Sevgilim fırtına koparmadan gelemez... ~...ve ben bundan nefret ederim. | Open Subtitles | حبيبي الجميل لا يأتي إلا مع العواصف وأنا أكره ذلك |
Bu yılların çoğunda fırtına öncesi 9-12 günlük bir durgunluk olmuş. | Open Subtitles | في معظم السنوات يسود السكون بين تسعة وعشرة أيام قبل العواصف. |
fırtına kilerinde biraz konserve yiyeceğim var, belki bir şişe şarap bile vardır. | Open Subtitles | . . هناك بعض الطعام المعلب في مخزن العواصف و ربما زجاجة نبيذ |
fırtına yüzünden kesildi. | Open Subtitles | العديد من خطوط التليفون هنا مقطوعه بسبب العاصفه |
Bu fırtına yüzünden telsizle onları ararsanız iyi olur her şey yolunda mı öğrenmek için. | Open Subtitles | و بهذه العاصفه و كل شئ سوف أكون ممتنا إذا طلبتهم على جهاز الراديو الخاص بك لنتأكد أن كل شئ على ما يرام |
fırtına devam edecek ve hava raporları yolcuları uyaran bir bülten yayınladı Denver ve çevresi hakkında. | Open Subtitles | سوف تستمر العاصفه وخدمة الأرصاد ستعطى إرشاداتها لجميع المسافرين لكل المناطق البعيده عن منطقة سكك حديد دينفر |
Savaştan sonra fırtına Burnu'nu Renly'e verdi. | Open Subtitles | لقد أعطى ستورم إيند إلى رينلي بعد انتهاء الحرب. |
O akşam fırtına Burnu'ndaki her adam seni öpmek istedi. | Open Subtitles | كل رجل في ستورم إيند أراد أن يقوم بتقبيلك تلك الليلة. |
Şiddetli fırtına ve sellere uyum sağlamak ile başlayarak üç grup örneği paylaşmak istiyorum. | TED | أود أن أطلعكم على ثلاث امثلة، بدئاً بالتأقلم مع عواصف شديدة وفيضانات. |
Bu bir kepçe ile fırtına yakalamak gibi bir şey değil mi? | Open Subtitles | ألا يشبه هذا نوعاً ما محاصرة إعصار بواسطة شبكة صيد الفراشات ؟ |
Ben de fırtına barakasındaki tüysüz ikizime baksam iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل أن أذهب وأتفقد توأمي الأصلع في مخبأ الإعصار |
Sadece müzikal bir fırtına ve yıldırım da değil, ayrıca ıslak, korkmuş ve mutsuz olan daha çok kuş vardır. | TED | ليس هناك الرعد والبرق الموسيقيان فقط، ولكن الكثير من الطيور أيضاً، مُبللين، خائفين، وغير سعداء. |
Albay Styles, böyle bir fırtına varken, bu mutlaka kötü birşey olmuş demek değildir. | Open Subtitles | كولونيل الانتظار فى عاصفه كهذه لا يعنى اى شىء |
Şimdi hatırlayım, kuzey Hindistan çocuk felcine gelince büyük bir fırtına. | TED | الآن تذكروا ، شمال الهند ، عبارة عن اعصار حقيقي عندما يكون فايروس شلل الأطفال في الصورة |
Veteriner, Maris'in yeşil haplarından bir tane verirsek, fırtına boyunca uyuyacağını söylemişti. | Open Subtitles | الطبيب البيطري أخبرَنا نِصْف أحد حبوبِ ماريس الخضراء يَسْمحُ له للنَوْم بسلامة خلال العاصفةِ. |
Rüzgara kapılan kuşlar gibi dağıldınız. Şiddetli fırtına hepinizi savurdu. | Open Subtitles | كسرب طير شتته الرياح وأقوى الأعاصير العاصفة |
İngilizlere göre fırtına bir anda bitebilirmiş. | Open Subtitles | لقد قالت الأرصاد انه يمكن للعاصفة أن تتوقف فجأة كما بدأت |
Kasabanın dışarısında biraz fırtına bekleniyormuş Oviedo'nun dışında, ama önemli değil. | Open Subtitles | لقد تنبأوا بعاصفة صغيرة فوق المدينة و لكنها ليست خطيرة |
Tanrılar da aralarında tartışırlar. fırtına çıkar. Tapınaklar yıkılır. | Open Subtitles | احيانا الالهه تتجادل ثم تهب رياح عظيمه وتسقط المعابد |
O büyülü aletin yok olmasına rağmen fırtına neden durmadı? | Open Subtitles | لمَ لم تتوقَّف تلك الزوبعة وقد غادر الجنيّ الذي يديرها؟ |