ويكيبيديا

    "fakat" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لكن
        
    • ولكن
        
    • لكنه
        
    • لكنني
        
    • لكنها
        
    • ولكنه
        
    • لكنك
        
    • لكننا
        
    • ولكنها
        
    • لكني
        
    • ولكنني
        
    • ولكننا
        
    • ولكني
        
    • لكنّي
        
    • ولكنك
        
    Biz ayın sonunda faturayı ödüyoruz, Fakat gerçekte faturayı ödeyecek insanlar bizim torunlarımız. TED نحن ندفع الفاتورة في نهاية الشهر، لكن من سيدفعون الفاتورة حقاً هم أحفادنا.
    Fakat Paris'teki hayret verici alternatif enerji şirketi güneş enerşisiyle ızgaralardan kurtarıyor. TED لكن شركة طاقة بديلة في باريس تأخذنا خارج الشبكة عبر الطاقة الشمسية.
    Dünyadan yansıyan ışığın bir kısmı deliğe düşer, Fakat bir kısmı da mercek etrafından dönerek bize tekrar ulaşır. TED إن الضوء القادم من الأرض، يسقط بعضه في الثقب الأسود، لكن يرجع إلينا البعض بعد إلتفافه حول الثقب الأسود.
    Fakat bunu günümüz dünyasında yapmanın şahane bir yolu var. TED ولكن هناك مجال ممتع يقوم بهذا في العالم الحديث ..
    Fakat yakın bir gelecekte, arabaların birbirleriyle konuştuğu günleri de göreceğiz. TED لكن قريب سوف نرى الايام التي تتحدث فيها السيارات لبعضها البعض
    Fakat bizim laboratuvarda asıl yapmaya çalıştığımız şey bu hücrelerden gerçek dokular üretebilmektir. TED لكن ما نحاول القيام به حقا في مختبري هو هندسة أنسجة انطلاقا منها.
    Fakat bu muhtemelen başarısızlıkla sonuçlanacak, bu yüzden biraz daha odaklanmamız gerek. TED لكن هذا على الأرجح سينتهى بالفشل، لذا فعلينا أن نكون أكثر تركيزا.
    Fakat son 20 yıldır, her yemekten önce el ele tutuşuyoruz. TED لكن خلال العشرين سنة الماضية، صرنا نتلوا الصلوات قبل كل الوجبات.
    dedi. Cumartesi günü 2.000 kişi gelmişti, Fakat yağmur yağdı. TED جعلت ألفين شخص يخرجون يوم السبت، لكن مع تساقط الأمطار.
    Fakat buradaki nokta, filtreler her zaman aynı şeyleri içeride tutarlar. TED لكن الأمر حول هذه المصفاة هو أنها دومًا تحتفظُ بنفس الأشياء.
    Bir çok bitki tuzdan hoşlanmaz Fakat halofit tuzu tolere eder. TED معظم النباتات لا تحب الملح، و لكن هذا النوع يتحمل الملوحة.
    Fakat gerçek şu ki ilk hangi bilgenin dediğinin önemi yok çünkü bilgenin verdiği bir öğüt, bugün bile geçerli. TED لكن الحقيقة أنه لن يؤثر من هو الحكيم الذي قالها أولا لأنها ما زالت نصيحة حكيمة حتى في يومنا هذا.
    Fakat hemen hiç kimse bunların daha yakın ilişkili olabileceğini düşünmedi. TED لكن لم يعتبرها احدٌ من قبل انها ربما تكون اكثر قرابة
    Bu tsunami sirenlerinin çalışması çok önemli, Fakat insanlar sirenlerin bataryalarını çalıyorlar. TED من المهم أن تشتغل صافرات التسونامي هذه لكن الناس يسرقون منها البطاريات.
    Fakat bu doğayla alakalı olarak anlattığımız tek peri masalı değildir TED ولكن ليست هذه القصة الخرافية الوحيدة التي نقصها على انفسنا فحسب
    Bu bir trajediydi, Fakat bu olay yaptığımız işte tekrar odaklanmaya zorladı bizi. TED لقد كانت مأساة، لكنه أجبرنا حقاً على إعادة التركيز على ما كنا نفعله.
    Fakat ben etrafa döndüm çünkü sesimin nereden geldiğini farkedemiyordum. TED لكنني التفت حولي لأنني لم أستطع التعرف على مصدر صوتي.
    Fakat bu, özel bir toplumsal kural. Bu, kiminle görüşebileceğimiz ve kiminle olmamamız gerektiğini gerektiğini söylemek isteyen toplumsal bir kural. TED لكنها نوعية خاصة من القواعد الإجتماعية, لأنها قاعدة إجتماعية تريد أن تخبرنا بمن نستطيع أن نألفه ومن لا يجب أن نألفه.
    Eğer çok uluslu bir şirket olsaydık ve bu yaşansaydı bu hakaret olurdu Fakat biz sadece bir diniz. TED إذا ما كنا شركة متعددة الجنسيات أو حكومة و حدث ذلك الأمر، فسوف يكون هناك غضب، ولكنه مجرد دين.
    Fakat yörüngede 20 uzay teleskobu olduğunu bilmiyor olabilirsiniz, her biri ışığın tüm yelpazesinin bir kısmını görebilen görevler. TED لكنك لا تعرف أنّ هناك 20 تلسكوبا فضائيا حول الأرض مهمّتها هي رؤية جزء مختلف من كلّ الطيف الضوئي.
    Fakat günümüzde hâlâ bazı bulaşıcı hastalıklar ve kanserin farkına varma ve teşhis koyma aşamalarında büyük zorluklar ile karşılaşıyoruz. TED لكننا ما زلنا نواجه اليوم تحديات كثيرة في كشف وتشخيص العديد من الأمراض التي تهدد الحياة مثل الأمراض المُعدية والسرطان
    Aynı görünüyordu, Fakat farklı bir orijini vardı, farklı bir sanat eseriydi. TED انها تبدو نفس اللوحة ولكنها من مكون آخر .. إنها عملٌ آخر
    Fakat burda olma nedenim bu tür bir tasarımı anlatmak değil. TED لكني لم آت إلى هنا للحديث عن ذلك النوع من التصميمات.
    Bu aslında biraz garip Fakat dışkı organizmaları seviyesine baktım, bu, su yollarımızdaki dışkısal maddeler için bir ölçüm yöntemidir. TED ذلك يبدو غريباً بعض الشيء، ولكنني بحثت في معدلات بيكتريا القولون، والتي تقيس معدل القاذورات في كل من هذه الممرات.
    Fakat bu öğrenme egzersizlerinde insanların ne rol oynadığını merak ettik. TED ولكننا نتسائل عن الدور الذي لعبه الإنسان في تدريبات هذه اللغة.
    Fakat bu noktada, yaratılışçılar hakkında iyi bir şey söylemek istiyorum. TED ولكني أود أن أتكلم ببعض الايجابية عن مناصري نظرية الحياة المخلقة.
    - Evet. Fakat birilerini öldürmeden önce biraz yardım almanı isterim. Open Subtitles لكنّي أريدك أن تحصل على بعضه ساعد أمامك يقتل شخص ما.
    Fakat artık şaşırmak için tanıdık, bildiğimiz dünyadan ayrılmanıza gerek yok. TED ولكنك لست في حاجة إلى ترك المألوف والسفر حول العالم للتتفاجأ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد