Oda arkadaşımın Afrika hakkında tek hikayesi vardı. Tek bir felaket hikayesi. | TED | كان لشريكتي في الغرفة نظرة آحادية عن أفريقيا. قصة آحادية عن الكارثة. |
Bugün tapınaktaki trajedi ve felaket nasıl oldu da önlendi? | Open Subtitles | انه هو كيفة تفادي تلك المأساة و الكارثة في المعبد؟ |
Deprem mi hissettin yoksa bir çeşit doğal felaket falan mı? | Open Subtitles | هل تشعر بهزة ارضية او نوع اخر من الكوارث الطبيعية ؟ |
Daha da güçlenmeden onu durdurmalısınız. Durduramazsanız emin olun sonuçları felaket getirecek. | Open Subtitles | ويتحتم أن تردعوه قبلما تستفحل قواه، وإلا فأتوعّدكم بأن تكون العواقب كارثية. |
İyi ki de çok az şirket felaket getiren yangınlara teslim oluyor. | TED | الآن ولحسن الحظ، قليل من الشركات يستسلم بسبب حريق كارثي |
Şu anda kirlilik felaket boyutuna ulaşmış ve akan bilgiler içinde birçok kıyıda köşede kalmış şey de dışarı sızıyor. | TED | وهذا امرٌ فظيع جدا .. ويسبب فوضى عارمة جدا واعتقد ان هنالك الكثير من المعلومات يتم اخفاؤها عن الاعلام |
Normal bir yolculuk hikayesinin girişinde, yolculuğa karar verilir gelişmedeyse yolculukta bir felaket olur, hikayenin sonunda yeniden bir araya gelinir. | Open Subtitles | الفصل الأول سينتهي بقرار الذهاب في الرحلة الفصل الثاني سيكون عن الرحلة و سينتهي بكارثة و الفصل الثالث سيكون عن عودتنا |
Puro, burası tam bir felâket. Eğer 6'ya indiremezsem hayatımın geri kalanında burada kalacağım. | Open Subtitles | هذا المكان كارثة, اذا لم نخفضها الى 6, سوف اكون عالقا في الهند بقية حياتي |
Tabi her şeyi önceden çekip olası tüm felaket senaryoları için hazırlamazsan. | Open Subtitles | إلا إذا قمت بتسجيل البرنامج مقدماً. وقمت بتصوير جميع احتمالات الكارثة الممكنة. |
Bu Katrina'dan sonrası. felaket alanını belirgin hale getirmek için izin verilen ilk ticari hava filosuyduk. | TED | كان هذا بعد كترينا. كنا أول أسطول تجاري من الطائرات يسمح له الدخول إلى منطقة الكارثة |
Ben çocukken, en çok endişelendiğimiz felaket bir nükleer savaştı. | TED | عندما كنت طفلاً، كانت الكارثة التي كنا قلقين بشأنها هي الحرب النووية. |
Tipik bir felaket hikayesi: hastalık, yolsuzluk, fakirlik. | TED | نفس قصة الكارثة: المرض ، والفساد ، والفقر |
Başlarına dünyayı sarsan bir felaket gelince Darlinglerin de insan olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | وفقط عندما تحل الكوارث يُذَكر العالم بأنه حتى عائلة الدارلنق هم بشر |
Kitabınızda ki herhangi bir karakterin, herhangi bir felaket için sunduğu çözümlerden herhangi biri, şuan ki uygulanandan daha iyi olabilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد ان الحلول المطروحة من خلال الشخصيات لاي من الكوارث في كتبك افضل باي شكل مما يحاول الآن ومما يفعلونه بالفعل |
En küçük bir değişiklik bile, buna bağlı şeyler, felaket yaratabilir. | Open Subtitles | حتى لو كان التغير بسيطاً من الممكن أن تكون العواقب كارثية |
Öncü raporlar; bu gezegendeki okyanusları kurutmanın, mevcut yaşam üzerinde felaket etkisi yaratabileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | سيكون له تاثير كارثي على الحياة الموجودة هنا |
Lisa, işler çok kötü. Balo, tam bir felaket. | Open Subtitles | أوه, ليسا انه أمر فظيع هذه الحفلة الراقصة فشلت كالتايتانيك |
Neredeyse bütün davayı batırıyordun. Bir felaket olabilirdi. | Open Subtitles | آندي ، لقد كنت ستفقد هذه القضية تقريباً كان يمكن أن تتسبب بكارثة |
Bunun, Dünya'daki okyanus akıntılarının çöküşüyle başlayan bir felâket olduğu düşünülmekte. | Open Subtitles | كارثة يعتقد أن سببها انهيار نظام الأرض من تيارات المحيط. |
Gerçekten varoluşsal bir felaket olsa durum ne kadar vahim olurdu? | TED | كم سيكون الأمر كارثياً إذا وقعت مصيبة تؤثر على الوجود البشري؟ |
Ben meşgul biriyim. Hiç boş vaktim olmayabilir. İşte bu tam bir felaket olur. | Open Subtitles | أنا إمرأة مشغولة وقد لا يكون لدي وقت عزيزتي تلك ستكون مأساة |
Ben'in felaket haberini almasından çok kısa bir süre sonra motosiklet alma fırsatının önüne gelmesi ilahi bir müdahale olsa gerek. | Open Subtitles | يمكن للمرء أن يستنتج أن هذه الفرصة لشراء دراجة نارية ,بهذه السرعة بعد سماع أخبار بن الكارثية قد يكون تدخل إلاهي |
Türkiye'nin gelecekteki lideri, General Mustafa Kemal ulusal felaket için çözüm yolunu söylemişti. | Open Subtitles | "الجنرال "مصطفى كمال زعيم تركيا المستقبلي حذّر بأنّ هذة كانت وصفة لكارثة الوطنية |
Eğer felaket Ruth'u öldürüyorsa, o beni nasıl öldürebiliyor? | Open Subtitles | لو ان المعطل يقتل روث كيف لها ان تقتلني؟ |
"Sınav sonuçları 30 senedir tutarlı, ulusal ortalamanın altında, ama felaket seviyesinin üzerinde." | Open Subtitles | معدلات الطلاب ثابتة منذ 30 سنة، تحت المعدل العالي لكن فوق المستوى الكارثي |
Samimiyetin ile ilgili bir şüphem yok, ama ardında bir felaket taşıyorsun | Open Subtitles | أنا لا أشكك في إخلاصك و لكن أنت تحملين الدمار في أعقابك |