Bütün bu insanlar, hepsi görüşme için geldi, değil mi? | Open Subtitles | كل هؤلاء الناس هنا، لأجل مقابلة العمل أيضاً، أليس كذلك؟ |
Ama, onu durdurabilecek birini tanıyorum. Belki size bir görüşme ayarlayabilirim. | Open Subtitles | .ولكنني أعرف شخصا ً يستطيع إيقافه ربما استطيع تدبير مقابلة معه |
kızı Lesley'le, genç bir adam olarak çeteye katılmasından hayatının sonraki aşamasında her zaman olması gerektiği gibi bir kadına dönüşmesi üzerine bir görüşme yaptı. | TED | تتحدث في المقابلة مع ابنتها ليسلي عن انضمامها لعصابة كشاب، ثم تحولها جنسيا للمرأة التي طالما تمنت. |
Bu yüzden ilerde babasıyla bir görüşme yapma planım var. | Open Subtitles | لذا فإن لدي جدول لقاء مع والده في وقت لاحق |
eğer onunamcası orda olsaydı görüşme için bir dakika alacaktım. | Open Subtitles | إذا كان عمه هنا لكنت حصلت على اجتماع خلال دقيقة |
Ön görüşmeyi yapmıştık. Bu "ön görüşme sonrası görüşme" mi? | Open Subtitles | قمنا بمكالمة قبل الانطلاق أهذه مكالمة ما بعد قبل الانطلاق؟ |
Ve Amanda Tanner'a Başkan ile görüşme işinin yattığını söyle. | Open Subtitles | ويمكنكِ إبلاغ أماندا تانر أن الاجتماع مع الرئيس قد أُلغي |
- Var. Başkan, Rus Büyükelçisi'yle olumlu bir görüşme yaptı. | Open Subtitles | أجل، الرئيس كان على إجتماع مثمرًا جدًا مع السفير الروسي |
Polislerin deyimiyle bir "A.G." kartı. Yani "Arazi görüşme" kartı. | Open Subtitles | إنها بطاقة م.م.هذا مايطلقه الشرطة عليها إنها بطاقة مقابلة ميدانية. |
Bu yüzden bunu ilk resmi görüşme olarak düşünelim olur mu? | Open Subtitles | لذا دعنا نعتبر هذة اول مقابلة رسمية , هلا بدئنا ؟ |
11 sene önce Merkez Gar'a, herhangi birinin, onurlandırmak istediği biriyle, hayatlarıyla ilgili görüşme yapabileceği bir kabin koyduk. | TED | قبل 11 سنة بغراند سينترال تيرمينال بنينا كابينة يمكن لأي أحد أن يحتفي بآخر فيها عبر دعوته لإجراء مقابلة معه عن حياته. |
Büyük ihtimalle karşılaştığım en büyük zorluğun o gün görüşme veya binaya girmek olduğunu düşünüyorsunuzdur. | TED | قد تعتقدون أصعب تحدي واجهته ذاك اليوم هو المقابلة الشخصية، أو صعودي للدور العلوي. |
Ancak bu küçük alıntı görüşme sırasında söylediklerinin güzel bir özeti. | TED | ولكن هذا الاقتباس الصغير يلخص بشكل ممتاز ما كان يقوله أثناء المقابلة |
Bay Roark, bu görüşme gerekli olmakla beraber benim için çok zor. | Open Subtitles | سيد رورك، هذة المقابلة ضرورية لكنها شديدة الصعوبة بالنسبة لى |
Cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlarla görüşme yapmak üzere işe alınmıştı. | TED | الأميركية وعمله لقاء الناس الذين ينقلون الأمراض الجنسية |
Az önce Saray'la konuştum, öğleden sonra bir özel görüşme talep ediyorlar. | Open Subtitles | تلقيت مكالمة من القصر للتو يطلبون فيها عقد اجتماع خاص عصر اليوم. |
Bu görüşme çok önemli. Gitmem şart. Seninle evde buluşuruz. | Open Subtitles | هذا الاجتماع مهم ، يجب علىَ الذهاب ، سأراكِ بالبيت |
Veli görüşme gününde bomba ihbarı yaptığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنه أطلق عليك قنبلة الرعب. في إجتماع مجلس الآباء |
Ama bu öfke kontrolünü görüşme sırasında da yapmamız gerektiğini söylemeyi unutmuşum. | Open Subtitles | كان عليّ أن أحدد أن علينا القيام بذلك في لحظة الإجتماع أيضًا |
Temaslar şifreli sadece sesli mesaj ve yüz yüze görüşme şeklinde olmalı. | Open Subtitles | الاتصال يجب ان يكون البريد الصوتي المشفر و اللقاء وجهاً لوجه فقط |
Yani sana bir saatlik görüşme için 100 dolar mı veriyor? | Open Subtitles | أه .. أنت تقصدين أنه يعطيك 100 دولار من أجل ساعة محادثة ؟ |
John seni ararsa, o görüşme 6 saniyeden fazla sürmeli beni anladın mı? | Open Subtitles | عندما يتصل بكِ, لابد أن تدوم تلك المكالمة لأكثر من ست ثواني, أتفهمينني؟ |
Böylece iki sene boyunca, hükümlü teröristlerle, cihatçılarla ve eski aşırıcılarla görüşme yaptım. | TED | لذلك قضيت السنتين التاليتين في إجراء مقابلات مع إرهابيين مدانين، المجاهدين والمتطرفين السابقين. |
Ailelerle görüşme sağlamak iyi... onlar için araştırdıkların hakkında konuşmak. | Open Subtitles | شخص سيُقحم المقابلات مع الوالدين هناك وأنت على حملة الطوارىء |
Şu ana kadar, bu hilemi devam ettirebildim ama yüz yüze bir görüşme zor olacaktır. | Open Subtitles | نجحت بهذه الخدعة حتى الآن، لكن اجتماعاً وجهاً لوجه، سيكون صعباً. |
Bana seni aramam, oyunun bittiğini söylemem ve bir görüşme ayarlamam söylendi. | Open Subtitles | وقد أمرتُ بالإتّصال بك، وأقول لك أنّ اللعبة قد انتهت، وأرتّب لقاءً. |