ويكيبيديا

    "güveni" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الثقة
        
    • ثقته
        
    • يثق
        
    • واثقة
        
    • الثقه
        
    • للثقة
        
    • ثقتك
        
    • ثقتها
        
    • إيمان
        
    • بالثقة
        
    • وثقته
        
    • ثقه
        
    • ثقة
        
    • أحترامها
        
    • الواثقين
        
    Ama herbiri sevgiyi hisseder... ...hayatta karşılaşacakları gerekli olan güveni kazanırlar. Open Subtitles لكن كلاها يشعر بأنه محبوب تكتسب الثقة التي تحتاجها لمواجهة الحياة
    Bana, imkansız şeylerin peşinden gidebilmek için gerekli güveni verdi. Open Subtitles اعني، لقد اعطاني الثقة لمحاولة الحصول على اشياء تبدو مستحيلة.
    Atinalılar'ın olağanüstü zaferi beraberinde kendine güveni ve kültürel gelişimi getirdi. Open Subtitles ولكن الإنتصار منح الأثينيين تدفقًا مدهشًا من الثقة بالنفس والتألق الثقافي
    O güveni kazandığın yeri gördüm. Savaş alanında, kardeşlerimi öldürerek. Open Subtitles رأيت اكتسبت ثقته على ميدان المعركة حيثما قتلت إخوتي وأخواتي
    Birisinin büyük aile sırrını bana söyleyecek güveni olması güzel. Open Subtitles جميل أن أحدهم يثق بي بأسرار عائلته الخطيرة
    Şöyle ki, teknoloji yabancılar arasında güveni sağlıyor. TED وهي أن التكنولوجيا هي تمكين الثقة بين الغرباء.
    Son zamanlarda daha da karmaşıklaşan şeyse sağlıklı olduğu düşünülen yiyeceklerin sanıldığı kadar sağlıklı olmaması ve yiyecek sistemimize olan güveni kaybetmeye başlamamız. TED والذي أصبح أكثر إزعاجًا مؤخرًا هو أن الأغذية الصحية لا تكون هكذا دائمًا، وبدأنا في فقدان الثقة في نظامنا الغذائي.
    Yalnız başına bilgeleri dağa gönderen dinler, bize aynı zamanda sevgiyi ve güveni öğütlüyorlar. TED فذات الاديان التي دفعت حكماءها إلى الاختلاء و التعبد في قمم الجبال المنعزلة هي ذاتها من علمتنا الثقة و الحب.
    Çünkü Alice'in haklı olduğuna dair ihtiyaç duyduğu güveni kendinde bulabilmesi, George'un ona teorisinin yanlışlığına dair bulgular sunamamasıyla mümkün olabilirdi. TED فقط لأنه كان غير قادر على إثبات كونها مخطئة، كان جورج قادرا على إعطاء أليس الثقة التي تحتاجها لكي تعلم أنها على حق.
    Şeffaflık kurumlara olan güveni geri getirmeye yaramaz. TED الشفافية ليس موضوعها استعادة الثقة في المؤسسات.
    Buradaki insan topluluğuyla birlikte, sizlerle kenetlenmek bir ayrıcalık olurdu. bir adım atın ve dünyanın her yerinde güveni yeniden inşa edin. TED مع مجموع الناس هنا، قد يكون من الشرف التعاضد معكم والمضي قدمًا في إعادة بناء الثقة في أرجاء المعمورة.
    dediler. Ben de "Piyasalarda güveni yeniden tesis etmezden evvel halkımız arasında güven ve itimadı tesis etmeliyiz." TED فقلت لهم: قبل أن نستعيد ثقتنا في الأسواق يجب أن نستعيد الثقة بين أفراد شعبنا
    Başarılı olabiliriz, çünkü daha önce başardık. Şeffaflığın bize güveni getireceğini biliyoruz. TED نستطيع الوصول هناك، لأننا كنا هناك سابقًا، ونعلم أن الشفافية ستوصلنا إلى تلك الثقة.
    Bazı inanılmaz girişimler ortaya çıkardık, toplumumuz ve polis bu güveni geri inşa etmek için sözleşti. TED لذا أتينا ببعض من المبادرات المدهشة، التزامات لمجتمعنا والشرطة لكي نبني الثقة بين الطرفين من جديد.
    Halkın çoğunluğunun medyaya olan güveni azalmaya başladığı anda, hikâye anlatıcıların güven kazandığı anlamına geliyor. TED وهو ما يعني أن رواة القصص ينالون الثقة في نفس الوقت تمامًا الذي يفقدُ فيه العديد في وسائل الاعلام الثقة من عامة الناس.
    - Bana güveni tam idi. Open Subtitles هكذا كانت ثقته الكامله بى حتى انه وهو على سرير الموت
    Aşk ka güveni olmayan adamı NasıI sevecegim. Open Subtitles هذا ما قد يشعر به الرجل الذي لا يثق في الحب.
    Ama güveni yoktur aşka inandığından bile emin değildir. Open Subtitles أجل ولكنها لا تثق به وليست حتى واثقة إن كانت تؤمن بالحب
    Arkadaşım bunun daha çok... bir kendine güveni geliştirici kurs olup olmadığını... Open Subtitles صديقا , ابدا لي ظاهرا , ان هذا اكثر من مبنى يحمل الثقه
    Öncelikle, saf çelikten oluşan ve güç ve güveni temsil eden süslü iki bıçak. Open Subtitles أولا، سكينين تتألف من غرامة الصلب مع تصميم المزخرفة كرمز للقوة، رمزا للثقة.
    Hayır, hayır, hayır. Bana bundan biraz daha fazla güveni ver. Open Subtitles لا , لا , لا , فلتكن ثقتك بي أكثر من ذلك
    Onun öz güveni kızkardeşlik tarafından, topluluk tarafından destekleniyordu. TED بل ثقتها هذه كانت مدعومة من إخواتها بواسطة المجتمع
    Bazen Clark'ın arkadaşlarına güveni mantığının önüne geçiyor. Open Subtitles أحياناً إيمان كلارك في زميله يغلب على مما عاناه منه
    Gelecekle ilgili taze umutların güveni askerlerle geri gelmiş gözüküyordu. Open Subtitles شعور بالثقة فى أمل جديد للمستقبل قد عاد مع القوّات
    Hatta giderek artan gücü ve güveni karşısında tehlikeli bir sırtlan bile rakibi olamazdı. Open Subtitles حتى أشرس الضباع لا تجاريه كبرت قوته وثقته بنفسه
    Yine temelde aynı şeyler ama George daha gergindi ve kendine güveni daha azdı. Open Subtitles تقريبا نفس الشيء في البداية لكن جووج بدى اكثر توتر واقل ثقه بنفسه
    Şimdi yürüttüğüm örgüt "Kamboçyalı Çocukların güveni" artık bir yetimhane değil. TED المؤسسة التي أديرها حاليًا، ثقة أطفال كومبوديا، لم تعد دارًا للأيتام.
    İlginç, tatlı bile denebilir hafif tombul, yani muhtemelen kendine güveni yok. Open Subtitles مثير و جميل سمينة قليلا فمن المحتمل أنها تقلل من أحترامها لنفسها
    Sen kendine güveni olanların bile güvenini alırsın. Open Subtitles حتى الواثقين من أنفسهم يخور اطمئنانهم بجوارك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد