ويكيبيديا

    "geçmişe" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الماضي
        
    • للماضي
        
    • بالزمن
        
    • الماضى
        
    • بالماضي
        
    • الوراء
        
    • عبر الزمن
        
    • لتاريخ
        
    • تاريخهم
        
    • بأثر رجعي
        
    • في وقت
        
    • افعاله السابقة
        
    • يعلم شئ عن
        
    • عليك تجاوز ذلك
        
    • أنني الأب
        
    Uygar geçmişe ait olduğundan, sana oldukça vahşi geliyor olmalı. Open Subtitles وبالنسبة لشخص من الماضي.. فأنه كل شيئ يبدو لك بدائيا
    Bugün sevdiğim kızın geçmişe gönderildiğini, ve 150 yıl önce öldüğünü öğrendim. Open Subtitles اليوم وجدت إبنتي التي أحببتها أعيدت إلى الماضي وماتت منذ 150 سنة
    Sabre geçmişe saygılıdır ama geleceğe de bir pencere açar Open Subtitles سايبر تحترم الماضي من خلال فتح نافذة الكترونية على المستقبل
    geçmişe baktığımızda keşke önce elemanın ayakkabı numarasını kontrol etseydim. Open Subtitles من نظرتي للماضي أتمنى لو تحققت من مقاس حذائه أولا
    Ya da geçmişe bakabilir ve daha önce daha dik dağları fethetmiş olduğunuzu hatırlayabilirsiniz. TED او يمكنك ايضاً .. ان تعود بالزمن الى الوراء .. وتنظر الى الذي انجزته .. والى الجبال المنحدرة التي تسلقتها من قبل
    Din. Gerçek dinin, geçmişe ait bir şeye dönüştüğünü görsen ağlardın. Open Subtitles سوف تنتحب إذا عرفت كيف أصبح الدين الحقيقى جزءا من الماضى
    İlginç olansa, bunu fizik kanunları doğrultusunda yapabileceğimiz, en azından zamanda geçmişe gitmenin nasıl bir şey olduğunu hissetmemiz. Open Subtitles الشيء المثير للاهتمام هو أننا نستطيع استخدام قوانين الفيزياء على الأقل لاستكشاف كيف يبدو السفر عبر الزمن إلى الماضي
    Ama bu görkemli galaksiler geçmişe olan yolculuğumuzun sonu değil. Open Subtitles لكن هذه المجرات المدهشة هي ليست نهاية رحلتنا الى الماضي
    İleri geri hareket edebilen bir delik saptadı bu deliğin ucundan hızlı bir şekilde ilerleyerek delik vasıtasıyla geçmişe gitti. Open Subtitles لقد استطاع تثبيت ثقب دودي قابل للعبور من خلاله وحفز المسرع في نهاية ذلك الثقب إلى الماضي وسافر من خلاله
    Biraz kaba ve görgüsüzsün. geçmişe de hiç ilgin yok. Open Subtitles إنّك وقح تماماً وجلف قليلاً، وغير مهتم جداً في الماضي.
    Hiç geçmişe dönüp her şeye baştan başlamak istemedin mi? Open Subtitles هل ابداً تمنيت ان تعود الى الماضي وتبدأ من جديد؟
    O hoşuna giden tehlikeli geçmişe sahip ama ayrıca dokuz yıldır madde kullanmıyor ve Detroit'in varoş mahallelerini yenileyen bir inşaat firmasını yönetiyor. Open Subtitles هو يملك ذلك الماضي الخطير الذي لا يؤثر فيك نوعاً ما. ولكن ايضاً لديه 9 سنين من الاعتدال. وهو يدير شركة عمران ناجحة,
    geçmişe takılıp kalan ve intikam için hayatlarını tehlikeye atan adamlar var. Open Subtitles هُناك رجال عالقين في الماضي و يضعون حياتهم في خطر لأجل الإنتقام.
    Aklımızı geçmişe sarıp olmuş olayları tekrar canlandırabiliriz değil mi? TED بإمكاننا الرجوع بعقولنا إلى الماضي. لنتذكر أحداث حدثت بالفعل، أليس كذلك؟
    geçmişe sardığımızda olayları tekrar canlandırmıyoruz. Dalıyoruz, o anı tekrardan yaşıyoruz ya da yaptıklarımıza pişman oluyoruz. TED نحن لا نعيد التفكير في الماضي وحسب ينتهي بنا المطاف إما إحياء أو الندم على أشياء مضت.
    Ama hiç mantıklı değil! Neden beni öldürmen için seni geçmişe yollayayım? Open Subtitles و لكن ليس لذلك معنى لماذا أقوم بإرسالك للماضي لكي تقتليني ؟
    Bu bir şeyleri bulma tutkusuna dönüştü, geçmişe ve arkeolojiye olan bir sevgi. TED وقد نما هذا ليصير شغفا لإيجاد الأشياء، حب للماضي وعلم الآثار.
    geçmişe dair bir anısı, geleceğe dair bir bilgisi yok ve sadece iki şeyi umursuyor: Rahatlık ve eğlence. TED لا يوجد لديه ذاكرة للماضي و لا أدنى معرفة بالمستقبل .. هو يهتم بشيئين فقط : "سهل و ممتع"
    Saatleri biraz geçmişe stadyumun yapıldığı zamana alırsak, hiç istek yolu göremeyiz. TED إذا قمنا بالرجوع بالزمن بضع سنوات إلى الوراء، عندما كان يُنشأ المعلب، لم يكن هناك أي مسار للرغبة.
    Keşke geçmişe gidip olanları değiştirmemizi sağlayacak bir anahtar olsaydı. Open Subtitles اتمنى لو كانت هناك طريقة أو مفتاح ما لتغيير الماضى
    Fakat eğer geçmişe çok sıkı tutunursak gelecek hiç gelmeyebilir. Open Subtitles لكن اذا تمسكنا بالماضي بشدة عندها لن يأتي المستقبل أبداً
    İhtiyacımız olan şey yiyeceklerimize ne yaptığımızı anlamak için geçmişe dönmek. TED ما نحتاج القيام به هو العودة إلى الوراء لفهم ماهيّة طعامنا.
    geçmişe dönüp bakınca, bu çökeltilerde ve kayalarda Dünya tarihinin kaydını görüyoruz. TED ما نراه عندما نلقي نظرة للزمن الفائت في تلك الرواسب والصخور هي سجل لتاريخ الأرض.
    Geçmişlerini deşiyorum böylece geçmişe dönüp hayatlarını ve sunulan imkanları tartabiliyorlar. TED وأوجه تاريخهم ليجدوا مكانًا يعودوا إليه ويتأملوا حياتهم بكل احتمالاتها
    Borçlu olmadığımız zaman, geçmişe dönük maaşımı isteyeceğim. Open Subtitles حالما نكون بمرحلة استقرار عندها أريد راتبي بأثر رجعي
    360 milyon yıl öncesine seyahat edelim, son dinazordan 6 kat daha da geçmişe, yani Devoniyen döneme; garip bir dünya. TED دعونا نسافر قبل 360 مليون سنة قبل ست مرات في وقت يرجع إلى آخر ديناصور إلى العصر الديفوني وهو عالم غريب.
    Gerçi geçmişe bakarsak ona neden inanmadığınızı da anlayabiliyoruz! Open Subtitles نتيجة افعاله السابقة, نتفهم تماماً لماذا لا تصدقه!
    - Mesele de bu. geçmişe sahip çıkmayan insan, insan değildir. Open Subtitles هذا هو المقصد _ الشخص الذى لا يعلم شئ عن التاريخ , لا تثقٍٍ به _
    geçmişe gömmelisin artık, çünkü hiçbir kıç o kadar üstünde durmağa değmez. Open Subtitles عليك تجاوز ذلك... لأنه لا توجد مؤخرة, تجعلك تفكر بهذا كل هذه المدة...
    Bir gün insanlar geçmişe bakacak ve 20. yüzyıla benim şekil verdiğimi söyleyecek. Karındeşen Jack - 1888 Open Subtitles "ذات يوم ستعرف البشريه أنني الأب الشرعي للقرن العشرين" "جاك" السفاح 1888

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد