ويكيبيديا

    "genç" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشباب
        
    • الصغير
        
    • صغيرة
        
    • صغير
        
    • الصغيرة
        
    • شابة
        
    • الصغار
        
    • شاباً
        
    • الشابات
        
    • صغيراً
        
    • يافعة
        
    • المراهقين
        
    • الفتى
        
    • شابّة
        
    • الشبان
        
    Bu yüzden, bugün sosyal medya gölgesinde genç insanlar hakkında konuşmak istiyorum. TED لذا اليوم أريد أن أتحدث عن الشباب من خلال وسائل الاعلام الاجتماعية.
    Bu genç balinalar sadece yakınlarıyla birlikte oluyor anlamında değildir. TED هذا لا يعني أن الحوت الصغير يتفاعل فقط مع أقاربه،
    ..çok genç, çok kadınsı ve çok çaresiz oluşu gerçeğine.. Open Subtitles حسنا، لحقيقة انها صغيرة للغاية، وكذلك أنوثتها وحتى قليلة الحيله.
    Tekrar ediyorum: Dolaşımına genç kanı dâhil edilen yaşlı fare daha genç görünür ve beyninde daha genç işlevler gerçekleşir. TED وأكرر: أن فأراً مسناً تعرض من خلال دورة دموية مشتركة لدم فأر صغير السن يبدو أصغر ويظهر وظائف دماغية أفضل.
    Ve sürünün aslında bu genç file göz kulak olduğunu anladım. TED فعلمت حينها أن بقية القطيع كانوا بالفعل يهتمون بهذه الفيلة الصغيرة.
    Çin'de ailesiz genç bir kız olarak yaşamak çok zordu. TED في الصين، كان من الصعب أن أعيشكفتاة شابة دون عائلتي
    "ı düşündüm. Lise son sınıftayken, genç okuyucular için kitaplar yazmaya başladım. TED وبدأت كتابة الكتب للقراء الصغار عندما كنت في السنة الأخيرة من الثانوية.
    Biliyorum ki bu hırslı genç adamlar doğru seçimi yapacak. TED أنا أعرف بأن هؤلاء الشباب المندفعين والطموحين سيختارون الخيار الصائب.
    Üniversite ikinci sınıfın sonunda o mahalleye taşındım ve gelecek altı yılı genç insanların olgunlaşırken nelerle karşılaştıklarını anlamaya çalışarak geçirdim. TED ومع نهاية سنتي الثانية، انتقلت للسكن في هذا الحي وقضيت الست سنوات التي تلت أحاول فهم ما يواجهه الشباب عند بلوغهم.
    Böylece, Avrupa'daki genç Müslümanlarla çalışan çeşitli örgütlerde gönüllü olarak çalışmaya başladım. TED بدأت العمل التطوعي لصالح منظمات مختلفة تعمل مع الشباب المسلمين داخل أوروبا.
    Bana yaşlı Baba derler, sana da genç Baba diyeceğiz. Open Subtitles أنا معروف بـ بابا الكبير و سوف نناديك بابا الصغير
    Firavun'un evine gelen bu adil ve genç tanrı da kim? Open Subtitles من هذا الإله الجميل الصغير الذي حضر إلى منزل فرعون ؟
    Firavun'un evine gelen bu adil ve genç Tanrı da kim? Open Subtitles من هذا الإله الجميل الصغير الذي حضر إلى منزل فرعون ؟
    Seninle çıkan bir genç kız artık sıradan bir kız olmaz. Open Subtitles أن الفتاة الصغيرة التي تخرج معك لا تبقى فتاة صغيرة عادية
    Tüm bunlar, genç bir kadının başa çıkamayacağı şeyler gibi görünüyor. Open Subtitles لا يبدو كشئ يمكن لأمرأة صغيرة السن أن تتعامل معه بنفسها
    Bu yüzden seni ölmüş genç biriyle tanıştırsam daha iyi olmaz mı? Open Subtitles ألن يكون من الأفضل أذا قدمتكِ إلي شبح ميت صغير السن ؟
    Tamam mı? Yavaşlasan iyi olur, çünkü artık genç bir delikanlı değilsin. Open Subtitles أخبرك, أبولو, من الأفضل ان تسير ببطىء انت لست صغير كما سبق
    Mesela üremenin gerçekleriyle baş eden, genç bir kadın hakkındaki komedinin satmayacağına. TED أن كوميديا عن امرأة شابة تتعامل مع الواقع التناسلي لا أستطيع البيع
    genç erkekler tatmin olma derecelerini kendi orgazmlarıyla ölçmeye yatkınlar. TED قاس الرجال الصغار في الغالب رضاهم عن طريق رعشتهم الجنسية.
    Eğer genç ve yakışıklı olsa idi, cinsel lütuflarıyla onu karşılıksız olarak kutsardı. Open Subtitles لأنه لو كان شاباً وسيماً لتباركت به ومنحته أطايب جسدها بدون أي مقابل
    Şu dar amcıklı, mükemmel memeli seksi genç kızlara lanet olsun! Open Subtitles اللعنة, أنهن تلك الساقطات الشابات المثيرات بفروجهن الضيقة و اثدائهن المثالية
    Eğer bırakmazsam genç yaşta aşırı dozdan çöp tenekelerinin dibinde öleceğimi söyledi. Open Subtitles وقال إن لم أتوقف فسأموت صغيراً فنهظت ورميت بكل شيء في القمامة
    20 yıl kadar önce, ben tatlı ve genç bir birinci sınıf öğrencisiyken. Open Subtitles قبل نحو 20 عاماً , حين كنتُ مجرّد طالبة مستجدّة لطيفة و يافعة
    Şimdi, Chip tatlım... genç olmak ne kadar zordur bilirim. Open Subtitles الان , عزيزي تشيب, انا اعلم الصعوبة التي يعيشونها المراهقين
    Peki, eğer bu genç adam sıkılırsa, burada bir çok gönüllüye ihtiyacımız olacak. Open Subtitles ان ضعر هذا الفتى بالضجر, نحن بحاجه للعديد من المتطوعين في المشفى هنا
    Sonra genç bir anne kaçırıldı ve nerdeyse bir sunakta kurban edilecekti. Open Subtitles من ثم هناك والدة شابّة تم اختطافها وكانت التضحية ستتم في المذبح
    Londra'daki tüm genç erkekler Mr Haden kadar iyi flört ediyor mu? Open Subtitles هل يستطيع كل الشبان في لندن أن يكونوا كالسيد هايدن في تغزله؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد