"gerçekçi" - ترجمة من تركي إلى عربي

• واقعياً
• حقيقي
• حقيقياً
• حقيقية
• واقعيا
• الواقعية
• حقيقيا
• واقعيه
• بواقعية
• واقعيّة
• واقعية
• حقيقيّة
• واقعين
• الواقعي
• واقعي

Mantıksız çünkü bunun gerçekçi ya da idealistik olanı seçmekten farkı yok.
ذلك غبي تماماً كمحاولة الإختيار بين أن تصبح واقعياً أو مثالياً.

Ben düşünüyordum da biraz daha seksi yapmayı istiyorum. Biliyorsun, daha gerçekçi.
كنت أفكّر أنني أريد جعله مثير أكثر قليلاً حقيقي أكثر بعض الشيء

Şu ekranda görecekleriniz size çok gerçekçi gelecek.
ما ستشاهده على الشاشة سيبدو حقيقياً للغاية بالنسبة لك.

Hayatımdaki insanlar ile gerçekçi olmak konusunda cesur hâle geldim.
أصحبتُ أكثر شجاعة حول كوني حقيقية مع الناس في حياتي.

Yani gerçekçi olursak, fazla bir şansı olmadığını biliyorum ama-
لذا , واقعيا اعلم ان ليس هناك فرصه كبيره لى

Kendimi, kültürümün içinde gerçekçi bir şekilde temsil edilirken görme beklentilerimin, başka insanların da beklentileri olduğunu gördüm.
وأن تطلعاتي غير الواقعية لرؤية نفسي مُمَثلة في الثقافة بصورة حقيقية كانت أيضاً تطلعات لأُناس آخرين.

Vakfımı kurduğum zaman, önce dünyayı şu anki halini düşündüm, sonra gelecek nesillere bırakmayı umduğum dünyayı düşündüm. Hayatım boyunca önemsediğim ve üzerinde etki yaratabileceğim şeylerle ilgili gerçekçi olmaya çalıştım.
عندما نظمت مؤسستي، وفكرت في العالم كما هو والعالم الذي آمل أن أتركه للجيل القادم، وحاولت أن أكون واقعياً حول ما أهتميت به طوال حياتي والذي ما يزال لدي تأثير عليه.

gerçekçi ve uyanık olmalısın. Bir şey getirmez bu.
عليك أن تكون واقعياً وشفافاً ليس هناك من جدوى

gerçekçi ol abi. Yüzümüzü gördü. Gaines'in yüzünü gördü.
كن واقعياً يا رجل ، لقد رأت وجوهنا لقد رأت وجهه

Bu -- anneliğe geçiş sürecinin ne hissettireceği hakkında gerçekçi olmayan bir beklenti.
هذا... هذا توقع غير حقيقي لما يثيره الانتقال إلى مرحلة الأمومة من أحاسيس.

Öyle ki, o sahnenin ortasındayken ve o sesleri duyduğunuzda, etrafınızda yaralananları gördüğünüzde, inanılmaz derecede korkutucu ve gerçekçi bir his.
الآن، عندما تكون في منتصف ذلك المشهد وتسمع هذه الأصوات، وترى الإصابات من حولك، فهو شيئ مخيف بشكل لا يصدق وإحساس حقيقي.

gerçekçi olabilmesi için, bazılarınızın neler olduğunu bilmesi, bazılarınızın bilmemesi gerekiyordu.
ليبدو حقيقياً, البعض منكم هناك عرف مايحدث والبعض منكم لا لكننا لانريد ازعاج الناس في منازلهم

Ama Copeland bölümüne gidip de o kitapları okuyunca çok gerçekçi geldiler.
لكن ذهبت لجناح الكتب المحرمة وقرأت تلك الكتب وبدت لي حقيقية جداً

Ön yargılarınızı yıkmanız ve gerçekçi olmanız için sosyal bir deney uygulayacağım.
خاصة أنني ابتكرت تجربة اجتماعية جديدة كي تُسقط جدرانكم، كي تكون حقيقية.

Bu gerçekçiliğin gerçekten ne olduğu değil, gerçekten gerçekçi göründüğünü düşündüğümüz şey.
لا يتعلق الأمر فقط بما هو واقعي لكن بما نظن أنه يبدو واقعيا

Bu inanılmaz, ülkedeki en gerçekçi kişiyle 11 yıl geçirmek senin iyi insanlar hakkındaki yanlış inancını değiştirmemiş.
انه لأمر مدهش, كيف ان 11 عاما من الحياة الواقعية فى هذه البلاد لم تقدر على تغيير اوهامك اللطيفة عن الناس اللطفاء

Tuhaf bir şekilde, tüm o deli ve kaçık halleriyle oyunun dışına çıkması bana daha gerçekçi geliyordu.
بطريقة مجنونة بكل جنونها و وغبائها لقد بدأ الأمر حقيقيا بالصراحة أكثر منه بالمجاملة.

Hem kendisi hem de pısırık, modası geçmiş ve gerçekçi olmayan politikalara bağlı olanlar adına konuşuyor.
انه يتحدث بإسمه واسم الآخرين والذى يتمسك بسياسات جبانه وقديمه وغير واقعيه

Evet binbaşı. Olaylara gerçekçi bakmana sevindim.
بالضبط ، أيها الرائد , أنا مسرور بأنك تنظر إلى هذة الأشياء بواقعية

Gereksiz ve gerçekçi olmayan dergiler.
لأنّها متصنّعة و غير واقعيّة و تحاول إبراز المظاهر الذاتيّة

Öğrencilere bilim kariyerinde en gerçekçi deneyimi nasıl sunabileceğimizle alakalı düşündük.
فكرنا في كيفية إعطاء الأطفال تجربة أكثر واقعية من مهنة علمية.

Belki ortakları ona infazdan bahsetmemişlerdir kameralara gerçekçi bir tepki yansısın diye.
.ربما شركائه لم يُخبروه عن الإطلاق .أراد ردة فِعل حقيقيّة أمام الكاميرات

gerçekçi olalım, Anne. Her dükkana girişinde bunun iki katını harcıyorsun.
لنكون واقعين أمي، في كل مر تدخلين فيها محلا تصرفين ضعف هذا المبلغ

Babamın gerçekçi dizi vizyonuna bu kadar çabuk ihanet etmesi hayret vericiydi.
كان من المذهل مدى السرعة التي خان بها والدي رؤيته للبرنامج الواقعي

Ama bu umut pek gerçekçi değil. O yüzden ikinci bir umudum var.
إلا أن هذا الأمل غير واقعي بعض الشئ، ولذا لدي أمل ثانٍ احتياطي.