ويكيبيديا

    "gerçekle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالحقيقة
        
    • بالواقع
        
    • الحقائق
        
    • للحقيقة
        
    • تلك الحقيقة
        
    • بالحقيقةِ
        
    • الحقيقةِ
        
    • الحقيقة و
        
    • آ ام ±
        
    • تعود الحقيقة
        
    • تساندين الحقيقة
        
    • سوى حقيقة
        
    Ben gerçekle ilgileniyorum, ama sen, önyargılı bir taraftara dönüşmemi istiyorsun. Open Subtitles أنا لا أبالى إلا بالحقيقة ولكنك تريد دفعى كى أنحاز إليك
    Tamam o zaman tamamen sıcakkanlı biraz bulanık davranacağız sonra onu gerçekle yüzleştireceğiz. Open Subtitles اذا سوف نبداء في الدفء و الغموض و بعد ذلك سوف نخبرها بالحقيقة
    Kafanızı karıştırıp, sizin gerçekle bağınızı koparmak istiyorlar. Open Subtitles يريدون أن يفقدونك الاستقرار يضعفون أحساسك بالواقع
    Bizim haritalarımızın da gerçekle ilgisi yokmuş gibi bir duyguya kapılıyorum. Open Subtitles لدي شعور أنّ خرائطنا الحاليّة ليست ذات علاقة بالواقع أيضا
    Şimdi göreviniz oturup gerçekle yalanı birbirinden ayırmaya çalışmak. Open Subtitles مهمتكم الآن هي الجلوس ومحاولة فصل الحقائق عن الهوى.
    Ancak zamanla gerçekle alakasının olmadığını düşünmeye başladım. TED لكن مع مرور الزمن، أحسست أنه لا علاقة للحقيقة بالموضوع
    Eğer öleceksen, dudağındaki gerçekle ölmek daha iyi değil midir? Open Subtitles أليس من الأفضل أن تموت وأنت معترف بالحقيقة ومرتاح الضمير ؟
    Naina bu gerçekle nasıl bas etsin? Open Subtitles أنت لا تستطيعى المواجهه رغم علمك بالحقيقة
    Kocasının "özgürlük" ve "adaletle" oynaması gibi bu da "gerçekle" bir oyun oynar durumda. Open Subtitles إنها تتلاعب بالحقيقة كما يتلاعب زوجها بالحرية والعدالة
    Ama insanları, gerçekle cezalandırma konusunda da harikaydı. Open Subtitles ولكنها بارعة أيضاً في معاقبة الناس بالحقيقة
    Ya yalanla akıllı kalmak ya da gerçekle deli olmak. Open Subtitles إما البقاء عاقلين بالكذب أو يصبحون مجانين بالحقيقة
    Federaller hiçbir zaman gerçekle ilgilenmezler, tatlım. Open Subtitles الفيدراليّون لا يهتمّون بالحقيقة أبداً يا عزيزتي. طيّب.
    Er ya da geç herkes gerçekle yüzleşmek zorunda. Open Subtitles حسناً، يجب أن يصطدموا بالواقع عاجلاً أم آجلاً.
    Kontrolden çıkabiliriz. gerçekle alakalı Open Subtitles تبدأ بفقدان السيطرة أعني يبدأ بفقدان الإتصال بالواقع
    Evet, telefonlarını kapatıp gerçekle başbaşa kalana kadar. Open Subtitles أجل ، حتى ينهون المكالمة ثم يصطدمون بالواقع
    Polislerin o kadar gerçekle baş edebileceğini sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أن الشرطة يمكنها التعامل مع هذا الكم من الحقائق
    Onlar hissedarlarına sesleniyorlar, acı gerçekle yüzleşmiyorlar. Open Subtitles هم يتحدثون لمساهميهم. وبذلك يتجاهلون الحقائق المرة
    Bunun gerçekle alakası yok. Open Subtitles لسحب كل المعنى من حياتها لا دخل للحقيقة بأي من ذلك
    İkisinden biri önünde sonunda bu gerçekle yüz yüze gelecek. Open Subtitles وأشك في أن أي أحد منهما سيتعود على تلك الحقيقة
    Yani yükseltmesi ile ilgili olan gerçekle alakası yok ha ? Open Subtitles لذا لَيْسَ لهُ شيء يمكن عمله بالحقيقةِ بأنّ يَرْفعُ , huh؟
    Önemli olan hikayenin gerçekle olan ilişkisi değil, hikayenin işlevidir. Open Subtitles البؤرة لَيستْ على علاقةِ القصّةَ إلى الحقيقةِ لكن على وظيفتِه.
    gerçekle, uyurken gördüğü rüyalar arasındaki farkı... bilmiyor. Open Subtitles لا تعرف الفرق بين الحقيقة و ما رأت فى منامها
    İzleyeceğiniz şeyler tamamen kurgudur. Kişi ve olayların gerçekle ilgisi yoktur. Open Subtitles أي ج أي ج¾ك±أي ´ آ ام±¸Aج¸c ئ¯ء¤ أي خ¹°°ْ "c°اA " ¹¦ "cادءِ ¾ت½A ´ د ´ ظ
    Ama sabah olunca gerçekle baş başa kalıyorsun, değil mi? Open Subtitles و لكن تعود الحقيقة فى الصباح مرة أخرى ، أليس كذلك ؟
    eğer gerçekle ilgileniyorsan neden bana yalan söyledin? Open Subtitles لو كنت تساندين الحقيقة دائماً، فلم كذبت عليّ؟
    "Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." Open Subtitles "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد