Küresel tedarik zinciri durumu hakkında... ...karamsarlığa düşmeniz için gelmedim. | TED | لكنني لم ات هنا لأحبطكم حول حالة سلسلة التوريد العالمية |
En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. | TED | وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس. |
Sonunda şirket, uzun dönem yeniden yapılanma hakkında açık bir biçimde konuşmaya hazırdı. | TED | شركة المرافق كانت مستعدة أخيرًا للتحدث بثقة حول إعادة التطوير على المدى البعيد. |
Ve Batı sanatındaki büyük trajediler hakkında onlarla konuşmaya gittim. | TED | و ذهبت للتحدث معهم بخصوص احدى تراجيديات الفن الغربي الرائعة |
Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. | TED | إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك |
Yani, burcun bir birey olarak hakkınızda söylediği şeyin yerine ne koyarsanız koyun, oluştuğu kültür hakkında çok şey ifade ediyor olacaktır. | TED | لذلك سواء أكنت تؤمن بما تقوله الأبراج أم لا عنك أنت كفرد، فمن المؤكد أنها تكشف الكثير عن الثقافة التي انبثقت منها. |
Şimdi size ilk gösterdiğim orman fotoğrafı hakkında ne düşünüyorsunuz? | TED | كيف تشعرون الآن حيال صورة الغابة التي أريتكم إياها أولاً؟ |
Karanlık madde etkileşim yapmayı pek sevmez, kütleçekimi ile olan dışında. Tabi onun hakkında daha fazlasını bilmek istiyoruz. | TED | المادة المظلمة هي أمر لا يحبّذ التّفاعل كثيرا، إلاّ من خلال الجاذبية، وبالطبع نحن نرغب في معرفة المزيد عنها. |
FOXO hakkında ilginç birşeyde ... ... formlarının farklı olmasıdır. | TED | الاَن الشيء الجيد حول فوكسو أنه يوجد أشكال عديدة منه |
Kesinlikle gerçek özgürlükler hakkında Magna Carta'dan daha çok şey söylemektedir. | TED | هي بالتأكيد تقول أكثر بكثير حول الحريات الحقيقية من ماغنا كارتا. |
Bu programı baslattığımda kurumlar hakkında çok fazla şey bilmiyordum. | TED | الآن لم أعرف الكثير حول الحكومة حين بدأت هذا البرنامج. |
Bir bakıma, bu proje bir alışkanlığın boş bir jest halini alması hakkında. | TED | وبمنظور آخر، فإن المشروع بمجمله كان حول الطقوس التي تصبح فارغة من معانيها. |
Kadın erkek ilişkileri üzerindeki etkileri hakkında çıkarımda bulunmak da ilginç olacaktır. | TED | من المهم التخمين حول الأثر الذي سيخلِّفه على العلاقات بين الرجال والنساء. |
Bu makale hakkında ilginç olan şey, okurların, hakkında yorum yapmasıydı. | TED | هو أن الناس بدأوا في التعليق حول المقال ، أي القراء |
Vincent Bourg hakkında bir şeyler buldum. Ian Garrett'ı tanıyor. | Open Subtitles | لقد اكتشفتُ شيئًا بخصوص فينسينت بورغ إنه يعرف ايان غاريت |
Ama bu sefer, o şişme Dos Equis şişesi hakkında konuşmayacağım. | Open Subtitles | ولكن هذه المرة ليس بخصوص المنطاد العملاق على شكل قنينة بيرة. |
Birçok şey hakkında yetkin olarak konuşabilirim, ama Beyaz Saray bunlar arasında değil. | Open Subtitles | أستطيع الحديث بسلطة في العديد من الأمور, و لكن ليس بخصوص البيت الأبيض. |
Bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. | TED | لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها. |
Evet biliyorum,... ...insanlığın kendi dertleri, yoksulluk ve hatta... ...iklim değişikliği varlığına rağmen... ...neden bir kaç kedi hakkında... ...endişelendiğimiz merak edilebilir. | TED | و انا أعرف, في ضوء معاناة الإنسان و فقره, و حتى في تغير المناخ, قد يتسأل أحدنا, لماذا القلق عن قطط قليلة؟. |
Onun bununla ilgisi yok. Umarım hakkında hiç bir şey bilmez. | Open Subtitles | ليس له علاقة بالأمر و اتمنى ان لا يعرف شيئا عنك |
Bildiklerim hakkında yalan söyledim. Bilmediklerim için de yalan söyledim. | Open Subtitles | كذبت حيال ما عرفته، وبعدها كذبت حيال مالم أكن أعرفه |
İlginçler, güzeller ve onlar hakkında çok az şey biliyoruz. | TED | وغريبة أيضًا وجميلة كذلك، ما نعرفه عنها يعتبر قليلًا جدًا. |
Erdem, ahlak filan üzerine ailemin beni nasıl yetiştirdiğini hakkında düşündüm ve ama sonra üstündeki bu askısız bluza bakıyorum. | Open Subtitles | لقد فكّرت بشأنه, كيف والديَّ علّماني قيمي و أخلاقي و ما إلى ذلك. ثم انظر إلى تلك البلوزة التي ترتدينها. |
İnsanları tanıdığımı bilmek hoşuma giderdi; ama senin hakkında yanılmışım. | Open Subtitles | كنت احب كوني اعرف حقيقة الاشخاص لكنني كنت مخطئا بشأنك |
Gamma Beş ile ne yaptığım hakkında, ve O projenin iptal edildiğini biliyordu. | Open Subtitles | عما سأقوم به تجاه جاما خمسة وهو يعرف ان المشروع قد تم الغاؤه |
hakkında her şeyi öğrenmek istiyor. İlgileniyor. Güzel bir şey bu. | Open Subtitles | يريد معرفه كل شئ عنكِ إنه قلق , هذا شئ جيد |
Çünkü babası hakkında çok korkunç rüyalar görüyor ancak bunlar hakkında seninle konuşamıyor. | Open Subtitles | لأنها ترى كل تلك الكوابيس عن أبيها لكنها لا تستطيع التحدث إليكِ بشأنها |
Ne düşündüğüm hakkında en ufak bir fikrin bile yok. | Open Subtitles | تباً لك، ليس لديك أدنى فكرة عمّا أفكر فيه |
Sana kedin hakkında doğruyu söylemeliydim. Fakat bu güzel bir güveç. | Open Subtitles | و أنه توجب علي إخبارك بأمر قطك مباشرة لكنه طبق جيد |
Şimdi, ilk çıktığımız gece neden onun hakkında yalan söylediğimi anladın mı? | Open Subtitles | لذا، اتعرفين الآن لم أردت .. أن أكذب حوله في موعدنا الأول |
İkincisi şey, günümüz dünyası hakkında daha büyük bir ders. | TED | والامر الثاني .. هو الدرس الاكبر فيما يخص العالم اليوم |