ويكيبيديا

    "hapishane" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • السجن
        
    • السجون
        
    • بالسجن
        
    • سجناً
        
    • للسجن
        
    • سجون
        
    • سجنا
        
    • السِجن
        
    • سجين
        
    • بسجن
        
    • سجنًا
        
    • سجن
        
    • السجين
        
    • سجناء
        
    • سجنِ
        
    Paramız yoktu, o yüzden küçük ucuz bir ilan verdik, hapishane hayatıyla ilgili bir çalışma için üniversite öğrencileri TED لم يكن لدينا المال، لهذا نشرنا إعلانا صغيرا رخيصا، طلبنا فيه طلبة جامعيين للتطوع لإجراء دراسة على حياة السجن.
    Sivil hayata uygun değilsin, hapishane hayatını da kabul etmiyorsun. Open Subtitles ، أنتم غير صالحين للحياة المدنية ولن تقبلوا بحياة السجن
    hapishane kamyonunu merak edince birileri buraya gelir sonra beni buradan çıkarırlar. Open Subtitles عنما يعرفوا باختفاء عربة السجن, فسيقوم احدهم بالحضور وسوف يخرجوننى من هنا
    Örneğin bu ülkede hapsedilme oranı, hapishane nüfusu 1980'den beri dörde katladı. TED مثالاً، معدل الحبس، فعدد سكان السجون في هذا البلد تربع منذ ١٩٨٠
    Ve eğer kız bir de güzelse bahse girerim, onu hapishane kapısında bekleyecektir. Open Subtitles وفي حال كونها جميلة، إذا شاء الله فأراهن أنها ستنتظره عند بوابة السجن
    Haydı! Birisi hapishane işini satın aldı! Onun için buradayız! Open Subtitles بحقك , أحدهم رشا مكتب السجن , لهذا نحن هنا
    Bu adamlar hiç ders almıyorlar. hapishane yemeklerini çok seviyor olsalar gerek. Open Subtitles نوعيته ممن لا يتعلمون الدرس أبداً لابد أن لديه شهية لطعام السجن
    hapishane sizin talimatınızla yönetiliyor, yani cinayeti siz yarattınız, değil mi? Open Subtitles ، السجن يُدار تحت إرشاداتك إذن أنت صنعت قاتلاً، ألم تفعل؟
    1400 yeni yatak, sokakta 1400 suçlu demek. Bu eski hapishane doldu. Open Subtitles 1,400سرير جديد يعني 1400 مجرم أُبعد عن الشارع,السجن القديم امتلأ لأقصى حد
    Bahtsızlığıma, hapishane dışındaki tek günümü daracık bir yerde, başka bir adamla geçiriyordum. Open Subtitles ولحظي الرائع أمضي يومي الوحيد خارج السجن في سيارة صغيرة برفقة رجل آخر
    hapishane eski listeme el koymuş olduğu için, yenisini yapmak zorundaydım. Open Subtitles منذ أن صادر السجن قائمتي القديمة كان علي كتابة قائمة أخرى
    Benim için, hapishane ailemle birlikte uzun bir tatile benziyor. Open Subtitles بالنسبة إليّ، السجن يشبه إجازة طويلة في السيّارة مع والديّ
    Geçen hafta bir mahkûmu hapishane koridorunda bir kova suda boğulmuş hâlde buldular. Open Subtitles ،الأسبوع الماضى لقد وجد سجين مات فى مدخل السجن غريقاً فى ماء الاسطبل
    O fotoğraflar kamuya açık bir binaya ait. hapishane halkın ödediği vergilerle yapıldı. Open Subtitles تمّ التقاط تلك الصور من ملكيّة عامّة، دفع دافعو الضرائب تكاليف ذلك السجن
    Mahkumlarla aileleri arasındaki konuşmalar hapishane yönetimi tarafından dinlenir bazı özel durumlar dışında. Open Subtitles المحادثة بين أفراد الأسرة والمدانين تخضع لمراقبة السجن إلا في ظل ظروف معينة
    Alışveriş yapmak için zamanın olmadığını fark ettim hani hapishane yüzünden falan. Open Subtitles عرفت انك ليس لديك وقت كاف للتسوق الوجود في السجن وكل هذا
    Obi-Wan Kenobi ve Anakin Skywalker komutasındaki seçkin bir takım, Lola Sayu gezegenine indi ve hapishane ye sızdı. Open Subtitles فريق ضارب مميز بقيادة اوبي وان كانوبي واناكين سكاي وكر هبطوا على الكوكب , لولا سايو وتسللوا الى السجن
    Bugün sizle burada konuşurken, Kenya hapishane Servisi kapsamında 63 tutuklu ve personel uzaktan öğrenme ile Londra Üniversitesi'nde hukuk okuyorlar. TED وبينما أتحدث إليكم اليوم، هناك 63 سجين وموظف في دائرة السجون الكينية يدرسون القانون في جامعة لندن عبر التعلم عن بعد.
    Şimdi, eğer kaçmak istiyorsanız, bunu yarın akşamki hapishane yetenek gösterisinde yapabilirsiniz. Open Subtitles إن أردتم الهرب فعليكم القيام بذلك خلال عرض المواهب بالسجن مساء الغد
    Bir sonraki sene, Butaro'da, soykırımdan sonra hapishane olarak kullanılmış bu pansiyonda yaşıyor olacaktım. TED ولسنة كاملة، عشت في مدينة بوتارو في بيت الضيافة القديم هذا الذي كان سجناً بعد الإبادة الجماعية.
    hapishane dışına çıkmadan birkaç gün önce bir cevap aldım. TED قبل أيام من ذهابي للسجن لزيارة ماكغوان، حصلت على الإجابة.
    Kennedy'nin vurulduğu sene Andy, neftyağı kokan ambarı New England'taki en iyi hapishane kütüphanesine çevirmişti ve de Hank Williams'ın seçmece en iyi albümlerini. Open Subtitles وفى العام الذى قتل فيه كينيدى أندى حول المخزن الى أفضل مكتبة فى سجون مدينة نيو أنجلاند
    Gerçek bir hapishane olmadığı belli değildi. Beni oraya kilitlediler, bu onur kırıcı küçük kıyafetle. TED وبالطبع لم يكن ذلك سجنا حقيقيا. لقد حبسوني هناك، وألبسوني ملابس صغيرة مهينة.
    Tahminimiz yarın hapishane duvarının dışında olacağız. Open Subtitles نعتقدُ أننا سنصلُ إلى الجِهة الأُخرى لجدار السِجن غداً
    Başçavuş Gregory Robben Adası'ndaki hapishane sorumlularından biriyim. Open Subtitles الـرقيب غـريغوري. أنـا ضـابط بسجن جزيـرة روبـن. إذاً؟
    Bu şehir duvarla çevrilmiş olabilir ama bir hapishane olmak zorunda değil. Open Subtitles ربما هذه المدينة محاطة بجدار ولكنها لا يجب أن يكون سجنًا.
    Ne bileyim, şerif. Terebentin fabrikasını idare ediyorum, bir hapishane'yi değil. Open Subtitles أنا لا أعرف بخصوص ذلك، شريف ركضت معسكر تربنتين، ليس سجن
    Bir tane hapishane kuşu ile de mi beraber olmadın? Open Subtitles ولا حتى اي احد عشوائي بيني انا و السجين ؟
    hapishane altı mahkûmun kayıp olduğunu söyledi gardiyanlardan birinin de silahı eksikmiş. Open Subtitles ،حددت الإصلاحية وجود ستة سجناء في عداد المفقودين و مسدس الحارس مفقود
    Peşine düştüğüm en iyi insanlardan bile bazıları hapishane... -...kuşuydular. Open Subtitles الذي، البعض مِنْ الناسِ الأجودِ تَعقّبتُ أبداً كُنْتُ طيورَ سجنِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد