ويكيبيديا

    "hastalığı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المرض
        
    • داء
        
    • أمراض
        
    • بمرض
        
    • مرض
        
    • مريض
        
    • مرضها
        
    • يعاني
        
    • اضطراب
        
    • بالمرض
        
    • لمرض
        
    • المريض
        
    • بداء
        
    • تعاني
        
    • الوباء
        
    Biz bu nüfusu doğrudan aşağı çekecek bir şey istiyoruz böylece hastalığı taşıyamayacaklar. TED نريد شيئًا يخفض من عدد البعوض بصورة كبيرة بحيث لا ينقل البعوض المرض.
    Ve inanıyorum ki doğru işbirlikleri ile bizler bu korkunç hastalığı yeneceğiz. TED وأنا على ثقة أنه مع التعاون الصحيح، سوف نقهر هذا المرض المريع.
    Çiçek hastalığı, geçen yüzyılda yarım milyardan fazla insanın ölümüne neden oldu ve artık aramızda yok, bu konuda en son ne zaman endişelendiniz? TED و لكن متى كانت آخر مرة أقلقك مرض الجدري, المرض الذي تسبب في وفاة نصف بليون فرد في القرن الماضي و قد إختفى الآن؟
    Bu Konzo hastalığı, Afrika'da açıklamasını yapmak için yirmi yılımı harcadım. TED هذا داء كونزو, الذي أمضيت 20 عاما في دراسته في أفريقيا
    Daha önceki araştırmalar sağlıklı kolesterolleri doğal şekilde yüksek olan insanların kalp hastalığı oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir. TED وقد أظهر بحثٌ سابق أن الأشخاص ذوي المستويات المرتفعة طبيعيًا من الكوليسترول الصحي لديهم معدلات أقل من أمراض القلب.
    Birkaç yıl önce gerçek bir deri hastalığı geçirmiş, skleroderma. Open Subtitles لأكون عادلة,كانت مصابة بمرض جلدي حقيقي قبل سنتين تصلب الجلد
    Altı ay önce, 22 yaşındayken, kalp hastalığı nedeniyle vefat etti. TED قبل نصف سنة، توفّيت من مرض القلب في عمر 22 سنة.
    Şehirdeki cam Kemik hastalığı olan erişkin erkek sayısı sıfır. Open Subtitles عدد الشباب المراهقين المصابين بهذا المرض في هذه المنطقة صفر
    ağrıyı dindirmek, hastalığı yenmek, sağIıklı kalmak için insanlara yardım etmem gerekiyor. Open Subtitles أنا من المفترض أني أساعد الناس ليسيطروا على ألمهم لهزيمة المرض,للبقاء أصحاء
    Geleceğin doktoru insan vücudunu ilaçla tedavi etmeyecek; hastalıktan beslenmeyle koruyacak ve hastalığı beslenmeyle iyileştirecek. – Thomas Edison Open Subtitles إن الطبيب في المستقبل سوف لن يعالج الجسد البشري بواسطة العقاقير بل إنّه سوف يشفي ويمنع المرض بواسطة الغذاء.
    Ölüm miktarını sınırlamak için, hastalığı kontrol altında tutmanın bir yolu olmalı. Open Subtitles لا بدّ من وجود طريقةٍ للسيطرة على المرض للحدّ من أعداد الموتى.
    Bu demektir ki, elimizdeki her şeyi mobilize edersek hastalığı frenleyebiliriz. Open Subtitles هذا يعني، يمكن احتواء المرض. لو عبأنا كل شيء حصلنا عليه.
    Bilirsiniz, radyoda dediklerine göre enfeksiyon kapmış insanlar hastalığı vücut sıvıları yoluyla yayabilirlermiş. Open Subtitles يقولون في الراديو بأن الناس المصابين بالعدوى قد ينشرون المرض عبر سوائل الجسم
    Evet, kedi tırmığı hastalığı olabilir ya da parazit olabilir. Open Subtitles أجل، قد يكونُ داء خرمشة القطط أو اليرقات الحشويّة المهاجرة
    Öpüşme hastalığı için biraz fazla yaşlısın. Tabii bağışıklık sistemin tehlikede değilse. Open Subtitles أنتَ أكبر قليلاً على داء التقبيل، ما لم يكن جهازكَ المناعيّ معطوب
    Egzama değil, Sedef hastalığı, yani çok daha önemsiz bir deri hastalığı. Open Subtitles إنها ليست إكزيما إنها داء الصدفية والتي هي حالة جلدية أقل خطورة
    Günümüzde, pek çok klinik deneylerde kalp hastalığı için farklı türde kök hücreleri kullanılıyor. TED اليوم، تستخدم تجارب إكلينيكية عديدة أنواعاً مختلفة من الخلايا الجذعية في علاج أمراض القلب.
    Hastalık Kontrol Merkezi'ne göre 2000 yılından sonra doğan çocukların 3'te birinin şeker hastalığı olacak. TED ووفقا لمركز السيطرة على الأمراض، ثلث جميع الأطفال المولودين بعد عام 2000 سوف يصابون بمرض السكري.
    Beslenme ve egzersiz tek başına koroner hastalığı geriletmede yeterli değildi. TED الحمية والتمارين الرياضية لم تكن كافية لتسهيل تراجع مرض القلب التاجي.
    Beni bu sabah pazardayken aradı ve hastalığı nereden kaptığını öğrenmek istedi. Open Subtitles إتصل بي اليوم في سوق المزارعين. أراد معرفة أيّ موقع جعله مريض.
    hastalığı genetik bu da, ailesinde de bulunması gerektiği anlamına geliyor. Open Subtitles إن مرضها وراثي، مما يعني أنهما لا بدّ مصابان به أيضاً
    Astım, romatizma, pis bir kalp, bağırsak iltihabı, şeker hastalığı. Open Subtitles كان يعاني من الربو، الروماتيزم، قلب معطوب‪,‬ التهاب القولون والسُكّري.
    Mücahid'in şizoafektif bozukluk hastalığı vardı, gerçek ile hayal olanı ayırt etmekte zorluk yaşıyordu. TED ومجاهد كان يعاني من اضطراب فصامي عاطفي وقد واجه صعوبة في التمييز بين الواقع والخيال
    Üçüncü dönem sifilis hastalığı uzun zaman önce kaptığın anlamına geliyor. Open Subtitles الزهري طويل الأمد يعني أنك أصبت بالمرض على الاقل لتلك الفترة
    Kistik Fibroz hastalığı bunz güzel bir örnek, kötü bir malzeme var, ve hastalık ortaya çıkıyor, yani hastalıkla malzeme arasında direkt bir bağlantı kurabiliyoruz. TED التليف الكيسي هو مثال لمرض الذي يكون لديكم أحد المقادير السيئة التي تسبب المرض، و يمكن أن نكون علاقات مباشرة بين أحد المقادير و المرض.
    hastalığı yavaşlatabilirsek, hastanın kalan yaşam süresi bu sürenin kalitesi ve hastaların nasıl hissetiği hakkında daha faydalı sonuçlar elde edebiliriz. TED و لكن إذا قمنا بإبطاء المرض قد نحصل على منفعة أكبر من ناحية نجاة المريض و نتائجه و كيف يشعر أكثر مما لو قلصنا المرض
    Çocukken, kronik hastalığı olan bir yakının vardı muhtemelen kız kardeşin. Open Subtitles عندما كنتِ طفلة كان أحد أقربائك مصاب بداء مزمن غالباً أختك
    Korkarım ki şarabını paylaşacak olursam eğer... sende olduğu anlaşılan iğrenç hastalığı kaparım. Open Subtitles أخشى أنّني إذا شاركتك في شرب النبيذ فقد الأًصاب بالأمراض التي تعاني منها
    Ve bu dönüş sırasında başka on ülkeye daha hastalığı taşıyıp salgının yeniden alevlenmesine neden oldular. TED وعندما فعلت ذلك، أخذوا الجدري إلى 10 بلدان أخرى وتجدد هذا الوباء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد