hayatları boyunca yılanlardan korkmuş bu insanlar artık "Şu yılanın ne kadar güzel olduğuna bak." gibi şeyler söylüyorlardı. | TED | هؤلاء الأشخاص الذين صاحبهم طيلة حياتهم خوف من الأفاعي أصبحوا يقولون أمور مثل أنظر كم هي رائعة هذه الأفعى |
Çocukları Malezya'ya gönderilirdi. Oradan da hayatları boyunca değişmiş olarak dönerlerdi. | TED | كان سيتم أخذ أطفالها الى ماليزيا و سيعودون مختلفين لبقية حياتهم. |
Ama yine de kalplerini hayatları boyunca başkasına vermeye razılar. | Open Subtitles | و مع ذلك مستعدون ان يشاركوا شخص اخر كل حياتهم |
İhtiyarların hayatları çağdaş Amerikan toplumunda bir felaket bölgesi olarak tanınıyor. | TED | حياة المسنين معروفة بشكل واسع كمنطقة كوارث في المجتمع الأمريكي الحديث. |
Biliyor musun? Yaşamlarını sevmeyen insanlar işlerini hayatları haline getirir. | Open Subtitles | بعض الناس الذي لايحبون حياتهم يجعلون العمل هو كل حياتهم |
Belki de bu yüzden terapistler kendi hayatları hakkında konuşamazlar. | Open Subtitles | ربّما لهذا الأطبّاء النفسيين لا يحبّذون التحدّث عن حياتهم الشخصيّة |
Bu okuldan mezun olanlar hayatları boyu karlı bir işi garantiliyorlar. | Open Subtitles | خريجي هذه المدرسه نضمن لهم الحصول على وظائف راقيه طوال حياتهم |
Her şeye rağmen sarsıcı olaylar yaşayıp acı çekebilir hayatları için rehabilitasyona girebilirler. | Open Subtitles | يمكن ان يعانون كم هائل من الألم في المصحة يقاتلون من أجل حياتهم |
Ama hayatları başka türlü bir işe yaramayan kişiler var. | Open Subtitles | لكن هناك اولئك الناس الذين حياتهم لا تقضي اي غرض |
İnsanlar hayatları boyunca bu tür değerlendirmelerin halka açılmasını bekler. | Open Subtitles | الناس تنتظر طوال حياتهم لرؤية مثل هذا التقييم يظهر للجمهور |
Eğer hayatları boyunca bakabileceklerse bir hafta sonu da bakabilirler. | Open Subtitles | إذا كانوا يريدون رعايتهم لبقية حياتهم فبإمكانهم فعل ذلك للعطلة |
Zanlı, özel hayatları halk gözündeki imajlarına uymayanları hedef alıyordur. | Open Subtitles | الجاني يستهدف أشخاصا حياتهم الخاصة لا ترتقي لصورتهم بالحياة العامة |
Tüm arkadaşlarının hayatları benim olacak, ve sonsuza dek genç ve güzel olacağım. | Open Subtitles | قريبا حياة كل الأطفال ستكون ملكى وسأكون جميلة وشابة مرى أخرى وإلى الأبد |
Günde geri gidip, masum hayatları kurtardığın garip inanışın var. | Open Subtitles | إعتقادكِ الغريب في أنكِ تعيدين اليوم وتقومين بإنقاذ حياة الأبرياء |
Senin hayatın ve tabii ki gemideki herkesin hayatları, ilk önceliğimiz, ama şunu anlamalısın, tehlikede olan çok şey var. | Open Subtitles | حياتك وبالتاكيد حياة جميع من علي السفنية, هو الاولوية الاولي. لكن عليك ان تفهمين ان هناك العديد علي المحك هنا. |
hayatları boyunca kendi kimliklerini bulmaya çalışmış birer birey onlar. | Open Subtitles | هما شخصان في الغالب عانيا طوال حياتهما لإيجاد هوية شخصية |
Ondan beri, birçok insanı hayal edilemeyecek bir şekilde birbirine bağladı, kayıp kardeşleri buluşturdu, hayatları kurtarıp, devrimler başlattı | TED | منذ ذلك الوقت فقد ساعدت في ربط الناس بشكل لا يصدق لم شمل الأشقاء حفظ الأرواح و إحياء الثورات |
Kendimize, başka insanların hayatları hakkında bir hikâye anlatırız ve bu hikâyeler bize berbat hissettirir. Çünkü kötü hissettirme amacıyla yapılmışlardır. | TED | نخبر أنفسنا قصة حول حيوات الأشخاص الآخرين، و تلك القصص هي ما يشعرنا بالسوء لأنّ ذلك هو الهدف من وجودها. |
Arkadaşlarınızın hayatları sizin için anlamsız mı? | Open Subtitles | هل أرواح أصدقائك لامعنى لها بالنسبه إليك |
Bu uyuşturucular, bu kötülükler, sen olmasan bir hayatları olmayacaktı. | Open Subtitles | هاذه المخدرات، هذا الشر الزاحف التي لو بقيت لدُّمرت الحيوات |
Bonobolar, insanlar gibi, bütün hayatları boyunca oyun oynamayı severler. | TED | ان قردة البابون .. كما البشر تحب اللعب طيلة حياتها |
hayatları size bağlı olan adamlarınızı düşünün. | Open Subtitles | فكر في هؤلاء الرجال الذين تعتمد أرواحهم عليك |
hayatları boyunca gerçekleştirecekleri muhteşem umutları ve hayalleri var. | TED | ولديهم آمال وأحلام مدهشة لما سوف يحققونه في حيواتهم. |
Mevzu sadece bu dalgıçların ve Çinli ekibin hayatları değil. | Open Subtitles | الامر غير متعلق فقط بحياة غواصي البحرية ..وحياة الطاقم الصيني |
Dünyadaki 10 kadından dokuzu, hayatları boyunca en az bir çocuğa sahip oluyor. | TED | عالميًّا، تسع من كل عشر نساء سيُنجبن طفلًا واحدًا على الأقل في حياتهن. |
Her gün; hayatları için kaçan insanların acı hikayelerini dinliyorum, tehlikeli sınırlar ve düşman denizler boyunca. | TED | كل يوم استمع الى قصص مروعة عن اناس يفرون لأجل النجاة بحياتهم عبر الحدود الخطرة والبحار الهائجة |
Çünkü zekaları yüksek olduğundan mı yoksa aktif seks hayatları olduğu için mi? | Open Subtitles | ألئنهم رأسماليون؟ أم لأنهم يتعالون على البشر أم لحياتهم الجنسية المسرفة؟ |
Şu zengin insanlar ve lânet dizi gibi hayatları işte. | Open Subtitles | أنت تعرف، الأثرياء وحياتهم الأشبه بالمسلسلات التلفزيونية |