Ama Diyet Kola'ya ihtiyacım olduğunda ben seslenirim sizler aranızda konuşursunuz. | TED | ولكن عندما أحتاج دايت كولا وأطلبها، تكلموا فيما بينكم أبها الفتية. |
Bu bir şans. İhtiyacım olan şey bu. Lütfen izin ver de yapayım. | Open Subtitles | أنها فرصة , هذا ما أحتاج إليه رجاءً , دعنى أشترك فى هذا |
Her şeyi değiştirmeni istiyorum. Yeni bir partisyona ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد منك أن تقوم بتعديل كل شيء أريد نوطة جديدة |
Dişlerinin arasında yemek artıkları kalmışta çıkarmak için buna ihtiyacım var.. | Open Subtitles | نعم, لديها بعض الطعام عالق بين أسنانها و أريد أن أستخرجه. |
Lyon'da bir adrese ve askeriyede çalıştığıma dair belgelere ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا اريد عنوان فى ليون و مستندات تظهر انى عامل مجند |
Arkadaşlarım cidden aşık olduğumu anlamıyorsa o zaman arkadaşlıklarına ihtiyacım olmadığına karar verdim. | TED | قررتُ أنه إذا لم يتفهّم أصدقائي محنتي الشديدة، إذًا لست بحاجة إلى صداقتهم. |
Evin ucuzdu. Ve kendime ait bir yere ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقد كان البيت رخيصا و كنت أحتاج مكانا خاصا بى |
- Oh, albay, ben...üzgünüm. - Ama, ama yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أوه , أيها الكولونيل أعتذر لك , ولكنني أحتاج إلى مساعدتك |
İki saat geciktin. Buna ihtiyacım yok. Aşağılanmaya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لقد تأخرت لساعتين، لست بحاجة هذا، لا أحتاج لأن أُهان |
Belki artık başka ilaca ve de sana ihtiyacım olmayacak. | Open Subtitles | .. ربما لن أحتاج لجرعة في المستقبل إطلاقا وأنت كذلك |
Sadece sıradan bir fotoğrafçıyım. Kanıt için fotoğraflara ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | أنا مجرد مصور متواضع يا صديقي أحتاج إلى صور كإثبات |
Size şimdi ihtiyacım var. Yarım saate kadar kuaförde olmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج أن أعرف،يجب أن أكون في محل التجميل خلال نصف ساعة |
Jerry üzgünüm. Seni rahatsız etmek istemedim. - Sadece tavsiyene ihtiyacım var. | Open Subtitles | جيرى , أنا اسف لا أود إزعاجك ولكنى أريد التحدث معك لدقيقة |
Bana şans dile. Bu kapıdan çıkarken şansa ihtiyacım var. | Open Subtitles | تمنّي لي بالحظ ، أريد الحظ لأخرُج من هذا الباب |
Senin hikayeni duymak istemediğimi, söylemiştim. Ancak bazı bilgilere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أسمع، لا أريد أن أسمع قُصتك و أنما بحاجة لبعض المعلومات |
Bu ses kutusu dışında kimsenin benim adıma konuşmasına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أريد أن يتحدث أحداً نيابة عني، باستثناء هذا الصندوق الناطق |
Jerry! Erkek ellinin başka bir resmini almana ihtiyacım var. | Open Subtitles | جيري، اريد ان تحصل على صوره اخرى لصاحبه اليد الذكوريه |
Bir şeyleri hatırlamaya ihtiyacım yok. Orası kötü bir yerdi. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى شرارة للتذكير .أنّه كان مكان سيئ |
Beni duydun. Yasal bir işe ihtiyacım var ve sen bunu bana sağlayabilirsin. | Open Subtitles | لقد سمعتينى,انا فى حاجة لعمل شرعى وانت يمكنك ان تقومى به من اجلى |
Oh, Radyolu saatlerin satışı için daha çok etikete ihtiyacım var. | Open Subtitles | و أريدك أن تعيد إلصاق ساعات الراديو تلك ، إنها للبيع |
Şu an ihtiyacım olmayan tek şey sıkıştırılmak. Beni aradın ve yardım istedin. | Open Subtitles | شىء واحد لا أريده , وهو المضايقة أنت من إتصل بى وطلب المساعدة |
Elbette sana ihtiyacım var ama bu bedel çok ağır. | Open Subtitles | بالطبع أحتاجك ضد تكساس ولكن ليس.. ليس بهذا الثمن، لا |
Daha fazla zamana ihtiyacım olacak. En azından 1 saat. | Open Subtitles | وهذه المرة سأحتاج المزيـد من الوقـت، سأحتاج على الأقل ساعة |
Bir kazaya karşılık maraton başlatmak size ilginç gelebilir. Fakat o zamanlar, en hassas olduğum durumda bile büyük düşünmeye ihtiyacım vardı. | TED | تنظيم ماراثون كردة فعل على حادث قد يبدو غريباً، لكن في ذلك الوقت، حتى في أوهن حالاتي، احتجت أن أحلم بشيء كبير. |
İhtiyacım olan her şey otele döndüğümde çantanın içinde olacaktı. | Open Subtitles | كل شئ كنت احتاجه موجود فى الفندق فى تلك الحقيبة |
Geceleri geç gelmesi ve toplantılarına rağmen... hala kanıta ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | بعد كل سهراته اليلية ولقاءاته وما زالت بحاجة الى أن اثبات |
Bu sabahki güvenlik kasedinin kopyasına ihtiyacım var, ITS'te 8:50- 9:00 arası, | Open Subtitles | انا بحاجه لشريط الامن ما بين الساعه الثامنه و النصف و التاسعه |
Grissom'ın adamlarını idare ediyor. Onun hakkında bilgiye ihtiyacım var. | Open Subtitles | انه أحد رجال جريسوم المنفذون احتاج الى أية معلومات عنه |
Sevgili valim, size bunu sorduğum için bağışlayın ama yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أيها الحاكم العزيز، سامحني لإستدعائك على هذا النحو، و لكني بحاجةٍ لمساعدتك |