ويكيبيديا

    "ilaçlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العقاقير
        
    • الحبوب
        
    • المخدرات
        
    • الأدوية
        
    • دواء
        
    • الادوية
        
    • أدوية
        
    • مخدرات
        
    • الطب
        
    • الأقراص
        
    • حبوب
        
    • المخدّرات
        
    • الأدويه
        
    • ادوية
        
    • العلاجات
        
    Üstünde ne kadar kaldı bilmiyorum ama o ilaçlar ucuz olmaz. Open Subtitles أنــا لا أعرف كيف حصــل عليه، لكن تلك العقاقير ليست رخيصة
    Mide ekşimesi, alerji ve buna benzer şeyler için yeni ilaçlar deniyorsun. Open Subtitles يمكنك ان تختبر الحبوب الجديده ضد الحساسيه أو أي شئ أخر ..
    Bak bu ilaçlar sonunda gençlerin elinde olacak, hadi takip edelim. Open Subtitles هذه المخدرات سينتهي بها المطاف في ايدي الاولا ، فهمت ؟
    Yüksek ses maruz kalmak ve bazı ilaçlar işitme kıllarını öldürebilir, bu da sinyallerin kulaktan beyne gitmesini önler. TED التعرض لضوضاء عالية وبعض الأدوية يمكن أن يقتل الخلايا الشعرية مما يمنع الإشارات من الانتقال من الأذن إلى الدماغ.
    Örnek olarak, artık insan vücuduna aerosol (gaz) ilaçlar verildiğinde ne olacağını keşfedebiliriz. TED مثلا يمكننا البدأ في اكتشاف ماذا يحدث عند وضع دواء مثل الدواء الضبابيّ.
    Evini zehirli bitkiler metil bromid ve ilaçlar için arayın. Open Subtitles ابخثوا في المنزل عن النباتات السامة ميثيل البروميد و الادوية
    Bulaşıcı hastalıkları tedavi edebilmek için penisilin gibi yeni ilaçlar ürettik. TED قمنا بتطوير أدوية جديدة كالبنسلين كي نستطيع علاج هذه الأمراض المعدية.
    Ancak, insanlar kalan hayatları boyunca, bağışıklık sistemlerini baskılayan ilaçlar almak zorunda kalacaklar. TED ولكن المرضى سيكون عليهم تعاطي العقاقير هذا سيقمع نظامهم المناعي لبقية حياتهم.
    Bu tür ilaçlar ilk olarak insan olmayan hayvanlarda sadece belirlemek için değil davranış etkileri için de test edildi. TED جُربت تلك العقاقير على الحيوانات غير البشرية أولاً ليس فقط لاختبار الأثار الجانية بل لاختبار الآثار السلوكية أيضًا.
    Günümüzde, malesef hayvanlara sadece denek oldukları için bu ilaçlar verilmiyor. Aynı zamanda hasta oldukları için, hem etik hem de etik olmayan yollardan TED واليوم، نحن لا نعطي تلك العقاقير للحيوانات الأخرى كعينات إختبار، بل تُعطى العقاقير باعتبارها حيوانات مريضة، بطرق أخلاقية وأخرى أقل أخلاقية على حدٍّ سواء
    Bana tüm gün boyunca kara büyü yapmamı söyleyen sesler duyacağım ve onları durduran tek şey ilaçlar olacak o zaman... Open Subtitles لو كان لدى أصوات تحدثى طوال اليوم لأفعل السحر الأسود و أنا أعرف أن هذه الحبوب الشئ الوحيد الذى يوٌفف الأصوات
    Ne yazık ki ilaçlar son yediği yemekle birleşince midesi bozuldu. Open Subtitles لسوء الحظ لم تعمل الحبوب بشكل جيد مع ماكان موجودا في معدتها لقد كان اختيارها لاخر وجبة طعام مؤسفا.
    Bu ilaçlar hafif soğuk algınlıkları için. Open Subtitles هذه الحبوب لا تصلح إلا لحالات الرشح البسيطة
    Ayrıca testosteron seviyeni düşürüp seks hayatını kısıtlayacak ilaçlar da var. Open Subtitles المخدرات التي يتناولها الناس للتخفيف من التيستيرون و تفتر الدوافع الجنسية
    Ama bağımlılık tıbbı uzun süre etki gösteren ilaçlar kullananlara odaklanmış onlar üzerinde gerginleşmişti. TED لكن منشآت إدمان الأدوية مرهقة وتركز على الذين يعانون من اضطراب تعاطي المخدرات على المدى الطويل.
    Bugün reçeteye yazılan ilaçların yüzde 90'ı az fiyatlı jenerik ilaçlar. TED حوالي 90 بالمئة من الأدوية الموصوفة اليوم هي أدوية جنيسة رخيصة.
    Bu yalnızca Ketamine için değil, tüm ilaçlar için geçerli. TED وهذا ليس صحيحاً فقط بالنسبة للكيتامين وإنما على جميع الأدوية.
    Çoğu hasta çocukken, enfeksiyon tedavisinde penisilin veya yakinen bağlantılı ilaçlar kullanıldıktan sonra kaşıntı belirdiğinde alerjik olarak tanımlanıyor. TED يشخص الكثير من المرضى بالحساسية بينما هم أطفال، حين يظهر طفح جلدي بعدما تعالجوا من العدوى بالبنسلين أو دواء قريب منه.
    Dede, doktor ilaçlar ve viskiyi karıştırman hakkında ne söylemişti? Open Subtitles جدى , ماذا أخبرك الطبيب بشأن مزج الادوية مع البربون
    Ama dünyadaki tüm ilaçlar bu duyguyu değiştirmeyecek. Open Subtitles ولكن كل .. مخدرات العالم .. لن تغير شعورك
    Ama belki de asıl neden ilaçlar hakkında yeterince güçlü düşünemememiz. TED لكن ربما السبب الحقيقي هو أننا لا نملك طرق تفكير قوية بمايكفي حول الطب.
    Çünkü aldığın o ilaçlar ağır hastalar içindir. Open Subtitles فهذه الأقراص التي تتناولها تستخدم للقضاء على الآلام الشديدة
    Bu adamlar performans arttırıcı ilaçlar aldığını öğrenirse oyunun dürüstlüğü tamamen tehlikeye girer tamam mı? Open Subtitles انك تتناولين حبوب لتحسين ادائك ستكون سلامة اللعبة بخطر اللعنة
    Deneysel ilaçlar, plazma transfüzyonu. Open Subtitles المخدّرات التجريبية، نقل بلازما. لا شيئ من ذاك سيعمل.
    Bana verdikleri bütün ilaçlar aklımı sisli yaptı Open Subtitles مع كل الأدويه التي آخذها تجعلني مشوشه بالمقابل
    Bu yüzden başvurduğumuz bir yaklaşım, proteinleri düzgün şekillerinde tutmak için, moleküler seloteyp işlevi gören ilaçlar tasarlamaya çalışmak. TED احد التوجهات التي نعمل عليها, محاولة تصميم ادوية تعمل بطريقة مثل جزيئييات الشريط اللاصق لحفظ البروتين في شكله الصحيح
    Bozulma sürecini başlamadan önce durdurmak için hedefe yönelik terapi veya ilaçlar geliştirebiliriz. TED لذا فبإمكاننا تقديم العلاجات الجينية أو العقارات الدوائية لكي نوقف العمليات الانتكاسية قبل أن تبدأ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد