ويكيبيديا

    "köşe" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الزاوية
        
    • زاوية
        
    • الزوايا
        
    • الركن
        
    • زوايا
        
    • ركن
        
    • عمود
        
    • بالزاوية
        
    • مقال
        
    • عامود
        
    • عموداً
        
    • الأعمدة
        
    • أركان
        
    • أعمدة
        
    • عمودٍ
        
    Maalesef kızın yerini gösteren bir bilgi yok. "Parlak Işıklar.' Manhattan'daki her köşe başı için geçerli bir ifade. Open Subtitles لسوء الحظ، لم يكن هناك شيء تشير إلى حيث كانت الأضواء الساطعة؟ وهذا هو كل الزاوية الأخرى في مانهاتن
    O köşe onun öldüğü yer, seni de orada öldüreceğim. Open Subtitles تلك الزاوية هناك، انها حيث مات و حيث سأقوم بقتلك
    Bir kalp-krizi vakasına gidiyorsunuz. 30. ve 1 1., kuzey-doğu köşe. Open Subtitles سوف تذهب لتلتقط مريض بالقلب فى زاوية شارع 30 و 11
    Bir aile evinde dört sari bir yatak ve bir köşe tutulur. Open Subtitles أربعة ثياب ساري وفّرتْ سرير واحد و زاوية وفرتُ في البيتِ العائليِ.
    Onu öldüren köşe Atıcısı'nda sana kayıtlı 9 mm Glock bulduk. Open Subtitles وجدنا سلاح 9 ملم مسجل بإسمك في مستهدف الزوايا الذي قتله
    Sekizinci top, köşe delik. Ya bu atışı yapabilirsem? Open Subtitles الكرة رقم ثمانية ، في الركن ماذا لو إستطعت تنفيذها ؟
    köşe başına kadar yaklaşmış birisi tarafından şaşırtılmaktan hiç hoşlanmazsınız. TED لا تريد أن تفاجأ من أحد يأتي من خلف زوايا الأسياب.
    Veya, biraz tahrip edici olmak istiyorsan, onu sadece kırabilirsin. ve bilirsiniz, köşe at gitsin. TED أو، اذا أردت أن تكون مدمرا، يمكنك كرمشتها وتعرفون، رميها الى الزاوية
    Bu uzak köşe tamamiyle size ait. Open Subtitles هل ستكون لدينا هذه الزاوية البعيدة كل شيء بنفسك.
    Bu köşe için bayağı rekabet vardır sanırım. Open Subtitles لابد وأن يكون هناك الكثير من المنافسة من أجل هذه الزاوية
    Harika! Sol köşeye de at. Sol köşe. Open Subtitles إرميها هناك في الزاوية اليسرى الزاوية اليسرى
    - Sana bir köşe ofisi vereceğim. Open Subtitles حسنا، اعتقد انني سوف اعطيك مكتب على الزاوية بأطلالة.
    Kendi doğruluğumdan, dürüstlüğümden, kendi kırılganlığımdan korktum ve bu korku kendimi köşeye sıkışmış hissetmeme neden oldu. Öyle bir köşe ki, benim her bir gün düşündüğüm sadece tek bir çıkış yoluna sahip. TED أخشى حقيقتي، أخشى صراحتي، أخشى ضعفي. وهدا الخوف جعلني أحس كأنني وضعت نفسي في عزلة، كأنني وضعت نفسي زاوية وكانت هناك فقط طريقة واحدة للخروج منها، وفكرت في ذلك بتلك الطريقة كل يوم.
    Örneğin, bir araba gidip belediyeye Broadway ve Morrison'ın köşe başında bir çukur olduğunu ve üstünden geçtiğini söylemez. TED مثلًا، السيارة لا تُخبر دائرة الأشغال العامة بالمدينة أنها قد اصطدمت في حفرة عند زاوية برودواي و إيمرسون.
    Ruanda, Afrika'daki en yüksek taşra nüfusuna sahip, bunu ülkedeki her köşe başında görebiliyorsunuz. TED ورواندا هي الأعلى في الكثافة السكانية في الريف في إفريقيا، ورأيت ذلك في كل زاوية تقريبا من البلاد ذهبت إليها.
    En mükkemmel örnekler köşe başlarını işgal edenler. TED وتعد المباني التي تقبع على الزوايا مثالا جيدا لما نقصد
    Her neyse, bütün açılarda bir yamukluk var. Evde tek bir düzgün köşe yok. Open Subtitles على أية حال كل الزوايا بعض الشيء ليس هناك زاوية مربعة في المكان
    Bize bu köşe evi aldı, onu gerçekten kaybetmek istemiyorum. Open Subtitles ،وهو من جاء بهذا المنزل في الركن .وأنني حقاً لا أريد أن أخسره
    Bir sürü köşe ve girintiden oluşuyor. Open Subtitles تجد ان كلها تحتوى على زوايا صغيرة ومظلمة
    -Evet bu şehirde her köşe başında bir tane var. Open Subtitles نعم , في هذه المدينة يوجد فتاة في كل ركن
    Biz çıkıyoruz. Ben olsam, bunun hakkında bir köşe yazısı yazmazdım. Open Subtitles سنسمح لأنفسنا بأن نغادر، ولن أسمح بكتابة عمود عن هذا الأمر
    köşe yakaladığında ilk tercih Carmichael olacak. Tamam mı? Open Subtitles اذا امسكت بالزاوية, خياركم الاول سيكون كارمايكل ، حسناً؟
    Senin hakkında bir köşe yazısı yazsaydım, çok negatif birisi olduğunu söylerdim. Open Subtitles إذا اضطررت إلى أن أكتب مقال عنك فسوف أقول فيه أنك سلبي للغاية
    Eğer bir şekilde yalnız hissediyorsanız, New York Times'dan bir köşe kapın çünkü yüzlerce, binlerce e-mail alacaksınız. TED اذا شعرت بالوحدة، قم بنشر عامود في النيويورك تايمز، لأنك سوف تتلقى مئات و مئات و مئات الإيميلات.
    Bir köşe yazısı yazabilecek kadar benzersiz bir bakış açın olduğunu söyledim. Open Subtitles ،لقد عرضت أن تكتبي عموداً في الجريدة قلت أنك تملكين منظوراً فريداً
    köşe yazarlarına malzeme bulmaları konusunda yardım etmez misiniz? Open Subtitles هل تساعد كُتاب الأعمدة عن طريق تزويدهم بمادة الموضوع ؟
    Size şu çok güçlü 4 köşe taşını, temeli önermek istiyorum ki eğer dünyayı değişterecek güçte bir konuşma yapabilmek istiyorsak bunların üzerinde durabiliiz. TED أود أن أقترح أربع أساسات أو أركان قوية جداً والإتكال عليها إذا أردنا لحديتنا أن يكون قويا ونغير به العالم
    Biliyor musun, sen bir hindisin. Ve hindiler köşe yazarı olamazlar. Open Subtitles أتعلم شيئاً ، أنت ديك رومي و الديوك الرومية لا تكتب أعمدة
    Ve, anlarsınız, oturup bu konu hakkında... bir köşe yazısı daha yazma düşüncesi-- Open Subtitles وفكرة الجلوس مجددًا لكتابة عمودٍ آخر عن هذا الموضوع...

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد