- Evime dönmek istedim. - karını bir daha göreceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أدرت العودة للوطن لا أعتقد أنك سترى زوجتك وأولادك مرة آخرى |
- Hayır. karını o odaya koyacağız. Sen ise izleyeceksin. | Open Subtitles | سنضع زوجتك فى تلك الغرفة وسنجعلك تراقب ذلك من بعيد |
karını takip etsinler diye öncelikli gözetleme görevinden ajan alamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك سحب طاقم له الأولويه فى المراقبه ليتتبعوا زوجتك |
karını takip etsinler diye öncelikli gözetleme görevinden ajan alamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك سحب طاقم له الأولويه فى المراقبه ليتتبعوا زوجتك |
Kendi telefonundan bankayı ara, parayı hazırlasınlar, sonra da karını ara. | Open Subtitles | اتصل بالبنك من هاتفك الشخصي كيّما يجهزوا المال، ثم اتصل بزوجتك. |
Söyle. karını acı çekmesine engel olacak kadar seviyor musun? | Open Subtitles | أخبرني هل تحب زوجتك بما يكفي لتوفير عليها المعاناة ؟ |
Seni değil ama karını tanıyorum. Araba satışı işinde onunla çalıştım. | Open Subtitles | لا أعرفك جيداً لكنني أعرف زوجتك إنها زميلتي في وكالة السيارات |
O kadar sinir bozucusun ki, karını çıldırtıyor olmalısın... Evli misin? | Open Subtitles | أنت مضجر للغايه, يجب إنك تدفع زوجتك للجنون, هل أنت متزوج؟ |
Bu arada, karını kırmayı hiç istemem ama pazar gecesi durumum belirsiz. | Open Subtitles | بالمناسبة, اكره ان أخيب ظن زوجتك لكن لا أعلم عن ليلة الأحد |
Eğer karını seviyorsan kalbini tutsak eden her bir bağımlılığını yok etmelisin. | Open Subtitles | اذا كنت تحب زوجتك يجب ان تدمر اي ادمان يحصل علي قلبك |
Bir yıl içinde çocuğunu ve karını kaybetmeyi hayal dahi edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع ان اتخيل فقدان طفلك و زوجتك في عام واحد |
Polislere, birinin karını öldürmeye kalkışmasından önce onun ortaya çıktığını söylersin. | Open Subtitles | اخبر الشرطه انه ظهر مباشره قبل ان يقتل شخص ما زوجتك |
Böylece trende ki herkes karını öldürmesi için tuttuğunu bilirdi. | Open Subtitles | وكل شخص على القطارِ يعرف أنك استأجرته لمحاولة قتل زوجتك |
Eğer paraların herhangi birisi işaretliyse karını ve çocuğunu asla bir daha göremezsin. | Open Subtitles | إذا أيّ من الدولارات مُعلمة، أنت لن ترى أبدًا زوجتك أو طفلتك ثانيةً. |
Kendi karını savunacak kadar bile cesaretin yok mu senin? | Open Subtitles | أنت لا تملك حتي عزيمة كافية لتدافع عن زوجتك ؟ |
Büyük ihtimalle karını son estetik ameliyatına götürmeden birkaç hafta önce bıraktın. | Open Subtitles | من المحتمل اسابيع قليلة قبل ان تتكلم مع زوجتك حول العمليات التقويمية |
- Annemi arayıp karını arayıp, Fairmont'a uğrayacağını mı söyledin? | Open Subtitles | أذا أتصلت بأمي زوجتك, وأخبرتها أنك ستتوقف عند محطة فيرمونت؟ |
Eski karını mülakata götürecek ve çok iyi bir işe gireceksin. | Open Subtitles | يجب أن تجلب زوجتك إلى المقابلة و احصل على عمل مهم |
karını arayıp, hangi uçağa bindiğini söylerim. | Open Subtitles | سأتصل بزوجتك و أخبرها على أى رحلة ستسافر |
Bir hafta sonu karını getir buraya. | Open Subtitles | أنزلْ زوجتكَ هنا لمدّة عطلة نهاية إسبوع. |
karını cezalandırmaya son vermen için mükemmel bir fırsat olabilir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فقط فكرت ، فى أنها قد تكون المناسبة المثالية لتوقف عقابك لزوجتك |
karını Jamaica'ya götürebilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَأْخذَ زوجتَكَ على أسفل إلى جامايكا. |
Yoksa karını arayıp ona sormak zorunda kalırım. | Open Subtitles | وإلا، سيكون على الاتصال بزوجتكَ وسؤالها عنه. |
Eski karını satın alabilmek için şirketi bu hale sen getirdin, tamam mı? | Open Subtitles | أنتَإجتهدتَمقويّاًنفوذشركتنا، لتمنح زوجتُكَ حصة كبيرة منها ، صحيح؟ |
karını bisiklete bindirmeye utanmıyor musun? | Open Subtitles | ألَسْتَ أنت خجلان مِنْ إمتِلاك زوجتِكَ على الدراجةِ؟ |
Oraya varınca güvende olacak ve karını ebediyen kaybedeceğiz. | Open Subtitles | لحظة واحدة هناك،هو سيكون سالم وزوجتك ستكون مفقودة للابد |
Mesele, bir kez olsun marketin kârını ve internetteki klasik, tığ ile işlenmiş oyuncak bebek süveterlerine ne kadar teklif yapacağımı umursamamak. | Open Subtitles | إنه يتعلق ولو لمرة أن لا أقلق بشأن أشياء مثل أرباح المتجر أو بكم أزايد على السترة القديمة يدوية الصنع على النت |
Söyleyebileceğim en iyi şey, limandan malları alıyor, ...satıyor, ve kârını cebe indiriyor. | Open Subtitles | افضل ما يمكننى قوله , انه يأخذ السلع المضبوطه فى الجمارك , يبيعها , ويجنى الأرباح |
Ona bir iş adamı gibi giyinmeyi ve kârını yükseltmek için kaliteli içki satmayı öğretti. | Open Subtitles | .. يُعلمه كيف يرتدي بذل رجال الإعمال وأن يبيع الخمور ذات الجودة لتزداد أرباحه |
Ben 500 Euro'mu geri alırım, kârını ise sizler paylaşırsınız. | Open Subtitles | سآسترد الـ500 جنيه، وأنتما تحصلان على الربح. |
DERECELENDİRME KURULUŞLARININ KÂRLARI 2000-2007 arasında, en büyük derecelendirme kuruluşu olan Moody's kârını dört katına çıkardı. | Open Subtitles | تمكنت مودى من زيادة أرباحها أربع مرات بين 2000 و 2007 |
Eski sevgilini ve karını birbirlerine böylesi yakın ortamda karşılaşmaları senin için zor olmalı. | Open Subtitles | أعني، لابد أنه من الصعب وجود حبيبتكَ السابقة وزوجتكَ على مقربة هكذا |