O zaman gerekli olan ışığı söndürmek ve karanlığın içini taramak olmalıdır. | Open Subtitles | فهل ينبغى لنا أن نطفئ أضواءنا و نزحف فى الظلام معه ؟ |
karanlığın temsilcileri bazen bize zarar vermek için doğru söyler. | Open Subtitles | غالبا ما تخبرنا قوى الظلام بالحقائق كى تستدرجنا إلى الشر |
Belki karanlığın Prensi ile çarpışabilir ve onu ebediyete kadar yakabilirsin. | Open Subtitles | ربما أمكنك تكوين علاقة مع أمير الظلام ريثما تحترقين إلى الأبد. |
"...ve karanlığın içinde umudu bulabilecekleri bir gelecek." | Open Subtitles | حتى يمكنهم النظر في الظلمة و يجدوا الأمل |
Karın hiç erimediği karanlığın altı ay sürdüğü kuzeyden korkutucu bir halk. | Open Subtitles | الشعب المخيف من الشمال حيث الثلوج لا تذوب ويخيم الظلام لستة أشهر |
Hiçkimse, şeytanın yattığı yer olan karanlığın merkezinden geri donemedi. | Open Subtitles | لم يعد احد قبل من قلب الظلام حيث مكمن الشيطان |
Dün gece, elektrik kesintisinden sonra karanlığın içinden kardeşimin çağırdığını duydum. | Open Subtitles | ليلة الأمس بعد ان حل الظلام سمعت أخي يناديني من العتمة |
Dokuz ay sonra, nüfus patlaması olmuş çünkü insanlar karanlığın nimetlerinden faydalanmışlar. | Open Subtitles | بعد تسعة أشهر بدأ الانفجار السكاني لأن الناس يمتازون بالحميمية في الظلام |
karanlığın içinde kaybolmuştuk ki lemmingin fok gibi kükrediğini duyduk. | Open Subtitles | لقد كنا تائهين في الظلام ثم سمعنا اللاموس يصخب كالفقمة |
Yer çekimi o kadar güçlüdür ki hep karanlığın içinde ufkun ötesinde gizlidir. | Open Subtitles | الجاذبية قوية جداً بحيث إنها تختفي دوماً في الظلام إلى ما وراء الأفق. |
İnsanların telaşlandırmamak için onları karanlığın himayesinde taşımak amacıyla eğitim aldık. | Open Subtitles | لم تلقينا تعليمات بنقلهم تحت جنح الظلام حتي لا نروع السكان |
Işığı tasarlarken karanlığın takdir edilmesi, hayatımız iyileştirecek şekilde çok daha ilginç çevreler yaratmamıza imkan tanır. | TED | فهي تقدر الظلام عند تصميم الضوئي ، وهي تصنع بيئات أكثر تشويقا تعزز حقا من قيمة حياتنا. |
ve ansızın, karanlığın içinden meydanın diğer ucundan, ayın ışığıyla kıvılcım saçan aynalar gördüm | TED | وفجأة, خارجاً من الظلام من الجانب الآخر من الساحة رأيت لمعان المرايا العاكسة لضوء القمر |
O sıralarda bir çoğumuz yeni yıl kutlamaları için hazırlıklar yapıyorduk. Ancak Hindistan bir karanlığın içine gömüldü. | TED | و في الوقت الذي كان معظمنا هنا يستعدون لاستقبال العام الجديد، كانت الهند تنغمس في الظلام. |
Birçok şey yapabilir, çünkü umutla beslenen bir ışık kıpırtısı, karanlığın siperini kırmaya yeterlidir. | TED | كما يمكنه فعل الكثير، لأن وميضاً صغيراً من النور يتغذّى على الأمل كافٍ لتحطيم درعٍ من الظلام. |
''ölü insanlar iyi bahşiş bırakmıyor'' gibi birşey mırıldayıp karanlığın içine yürüyüp kaybolmuştu. | TED | تمتم شيئاً عن أن "الميتون لا يدفعون بقشيشاً جيداً." ومشى بعيداً في الظلام. |
Düşüncelerim karanlığın evine artık uğramazmış. | TED | قال أن رأسي لن يستمر في التحليق بعيدًا إلى حيث يعيش الظلام. |
karanlığın evreni parçalamaya geldiğini söylemiştin. Bunu şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | قلت إن الظلمة دخلت عبر شق في الكون، هذا منطقي |
Onu karanlığın himayesine atıyoruz. Lanetlenmiş şeytanla ve... cennetten kovulmuş meleklerle birlikte olduğuna hükmediyoruz. | Open Subtitles | ونلقيه نحو الظلمات الخارجية، ونحكم عليه باللعنة مع الشيطان |
Nefes almanın zor olduğu o anlarda, adeta elle tutulabilir, muazzam bir karanlığın içine dalmıştık. Katranın içinde yürümek gibiydi. | TED | وفي غمضة عين، غرقنا جميعنا في ظلام حالك، وقد كان محسوساً، ماتخيلته عن شكل الخوض داخل القطران. |
İyileşebilir yada karanlığın içinde yok edici bir öfkeye dönüşür. | Open Subtitles | يمكنها أن تشفي أو أن توصل للظلام ولغضب مدمر |
Yeraltında sonsuz karanlığın içinde yaşayan en eski tanrı Viy'i görmekten kork! | Open Subtitles | خوفاً من رؤية فيي - الاله القديمه تترصد بالظلام الابدي تحت الارض |
Sen karanlığın bir kuklasısın, tutkudan uzaksın. İstediğin veya arzu ettiğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إنّكَ طيفٌ ظلمة من دون أهواء، فليس لكَ أن تودّ شيئاً أو تمنّى شيء. |
Çok yakınsın, karanlığın doğmasını sağladın. | Open Subtitles | أنتِ قريبة جدًا، لقد سمحتِ للظلمة بالعبور. |
Ama hayatımızın kalitesini ilgilendirecek şekilde ışığın ve karanlığın kombinasyonu hakkında daha fazla konuşmak istiyorum. | TED | ولكني أود التحدث في أمر أعمق .. حول تركيبة الضوء والظلام والتي يمكن فيها رمزية لحياتنا |
"karanlığın ağzı, taşdan dişler... asla ihtiyarlamayacaklar tarafından korunan... altın karna kadar boğazdan in." | Open Subtitles | فَمّ الظلامِ أسنان الحجارةِ أسفل الحنجرةِ إلى بطنِ الذهبِ تحرس بأولئك الذي مَا كَبروا في السنّ |
Senin o zayıf yeteneklerin karanlığın gücüyle baş edemez. | Open Subtitles | إن مهاراتك الضعيفة ليست مماثلة لقوة الجانب المظلم. |
Aydınlık ve karanlığın genel bir düzen için birlikte çalışmasını sağlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | كنا نحاول إيجاد طريقة لجعل المنيرين و المظلمين يعملون معا لأجل المصلحة العامة |
"karanlığın ve aydınlığın en iyi tarafları onun bedeninde ve gözlerinde buluşuyor." | Open Subtitles | "وأفضَل ما في تِلك الظُلمة والإشراق يتَلاقى في إطلالتِها وفي عينيها." |
"O bizi karanlığın gücünden korur... "ve bizi sevgili oğlunun krallığına kabul eder ve kefaretlerimizi ödetir." | Open Subtitles | الذي أَنقذنا من سُلطان الظّلمة ونقلنا إِلى ملكوت ابنِ محبته |