Onlar da reddetti. Sonunda, hijyenik pedi kendim kullanmaya karar verdim. | TED | ايضا هن رفضن ، وبالاخير قررت استخدام فوطه صحيه على نفسي |
Artık kendi gerçeğimi kendim için ve kendi kendime yaşayamazdım. | TED | لم أعد أستطيع عيش حقيقتي من أجل نفسي ولوحدي فقط. |
Ama annemim bilmediği bir şey vardı: hayatımı son derece sıkıcı buluyordum ve yapmak istediğim en son şey kendim hakkında yazmaktı. | TED | والذي لم تكن تعلمه هو اعتقادي أن حياتي كانت شديدة الملل, وأن آخر ماكنت أريد القيام به كان أن أكتب عن نفسي. |
Bay Dedektif Ted ile konuşacağım. Hayır, ben kendim konuşurum. | Open Subtitles | سأتحدث الى السيد تيد المحقق لا,لا, انا سأتحدث اليه بنفسى |
Hayır, öyle bir şey değil. Bunu kendim çalardım hep. | Open Subtitles | لا ، لا لقد كنت أعزف عليه لوحدي معظم الوقت |
Herhangi bir şey bulamadığımdan kendim bir şeyler yapmaya karar verdim. | TED | وبما أنني لم أجد شيئا. فقد قررت أن أصنع شيء بمفردي. |
kendim bile buna şaşırıyorum ama, belki sana senden çok güveniyorum. | Open Subtitles | اجد نفسي مهتم بشأنك بطريقه لا استطيع ان افسرها كلياً. حتىلنفسي.. |
Ama çalmak için kendim kadar iyi tanıdığım biri olmalı. | Open Subtitles | لكن للسرقة .. أحتاج لمعرفة شخص ما مثلما أعرف نفسي |
Babam çok çalışkan bir adamdı ama bunu kendim için söyleyemem. | Open Subtitles | كان والدي عاملا كادحا طوال حياته على عكس ما ارى نفسي |
Ben kendim için endişelenmiyorum, yıldırımları olan benim, hatırladın mı? | Open Subtitles | لن أقلق حيال نفسي, مدير. أنا من يملك الصواعق, تذكر؟ |
Bay Monk, o tepede uyandığım zaman, buna kendim de inanamadım. | Open Subtitles | سيد مونك، عندما أستيقظت ذلك الصباح الملعون لم أستطع تصديق نفسي |
Henüz tanışmadık, bu yüzden sizi kendim muayene etmek istedim. | Open Subtitles | لدينا لم يتم ، حتى ظننت أنني كنت ستدرس نفسي. |
Bu, kendim de dahil, herkesin üzerinde uzlaştığı bir karar. | Open Subtitles | هذا ما يجب ان يكون وأيضا أقول ذلك عن نفسي |
Birazdan getirir sana kendim okurum. Harika şeyler yazıyor, canım. | Open Subtitles | سوف أُحضرها وأقرأها لك بنفسى لقد كتبوا عنك بصورة رائعة |
Kardeşinize kendim söylersem daha az sarsıcı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد شعرت بان الصدمة ستكون اقل لو جأت واخبرتك بنفسى |
- Tamam, ben kendim öğrenirim. - Gerçekten bilmiyor musun? | Open Subtitles | ـ حسناً، سأعرف كل شئ بنفسى ـ الا تعرف حقا؟ |
Ya bunu kendim ödersem? Bana ne kadara mal olur? | Open Subtitles | ماذا إذا دفعت تكلفة العملية لوحدي كم سيكلفني هذا ؟ |
Ve aslında kendim ne başarırsam başarayım, bu farkındalığı yaratamazdım. | TED | وفي الواقع لا يمكنني رفع مستوى الوعي بمفردي, مهما تكن انجازاتي |
Neden benim için adaletin gerçekleşmesine izin vermiyorsun? Hapishaneye bizzat kendim gideceğim. | Open Subtitles | لم لا تدع العدالة تتخذ مجراها معى سأسلم نفسى مباشرة وأذهب للسجن |
Yalnızca kendim için değil dünyanın zenginlikleri için de değil bütün insanlık için. | Open Subtitles | لَيسَ لي وحدي ليس من أجل كل الثروة في العالم بل لأجل البشرية |
Avukatım kendim teslim olduğum için, cezamın daha hoşgörülü olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال المحامى أن القاضى سيكون متساهل معى من أجل تسليمى لنفسى |
Banyolarını kendim yapıyorum. Kendime ait bir karanlık odam var. | Open Subtitles | أنا أيضاً أحمض الصور بنفسي ، لدي غرفتي المظلمة الخاصة |
Her gün, orataya çıkıyorum, kendim gibi davranıyorum ve onlarda beni buraya tıkıyorlar. | Open Subtitles | وأنا هنا لأنني أتصرّف على سجيتي كل يوم أتصرّف على سجيتي فيحبسونني هنا |
Ama bunu sana bizzat kendim vermek istedim. Biraz geç kaldığımı biliyorum. | Open Subtitles | لكني أردت أن أحضر هذا لك ، شخصياً أفهم أنه صبيٌ متأخر |
Ayrıca maske takan birini görürsem, bizzat kendim Bay Lister'ın bakterilerine bularım. | Open Subtitles | و أي رجل سأراه يضع قناعا فسوف أعرضه شخصيا لبكتيريا السيد ليستر |
Dinle, eğer beni götürmek istemiyorsan bende kendim giderim. | Open Subtitles | لقد أذيت الشخص الخطأ اذا لم تريد أن تأخذنى معك سوف أذهب بمفردى |
Bu yüzden içgüdüsel olarak doğru olan şeyi yaptım, yani internetin başına gidip meseleyi kendim çözüp çözemeyeceğimi bulmaya çalıştım. | TED | لذلك قمت وقتها بما أحسست أنه صائب توجهت للإنترنت وحاولت أن أعرف اذا كنت استطيع أن آخذ زمام الأمور بنفسي |
kendim gibi davranmayarak istediğime ulaştım. | Open Subtitles | أنه بعدم كوني على طبيعتي, أحصل على ما أريد. |
Onun yanında o kadar rahattım ki, kendim olabiliyordum. | Open Subtitles | أخيراً أصبحتُ مرتاحاً لها لدرجة أن أقدر أن أكون بطبيعتي معها |