ويكيبيديا

    "kendimi" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نفسى
        
    • بنفسي
        
    • نفسي
        
    • لنفسي
        
    • النفس
        
    • بنفسى
        
    • اشعر
        
    • يجعلني
        
    • تجعلني
        
    • بشعور
        
    • ذاتي
        
    • التوقف عن
        
    • صوابي
        
    • أشعر
        
    • موقفي
        
    Bu yüzden kendimi öldürmeyi denedim. Bir avuç hap yuttum. Open Subtitles لذ حاولت قتل نفسى تناولت حوالى نصف باوند من الأقراص
    Bu yüzden kendimi öldürmeyi denedim. Bir avuç hap yuttum. Open Subtitles لذ حاولت قتل نفسى تناولت حوالى نصف باوند من الأقراص
    - kendimi kurtarmanın tek yolu başka birinin hayatını kurban etmek. Open Subtitles الطريقة الوحيدة التي يمكنني أن أنجو بنفسي سيكون للتضحية حياة أخرى.
    kendimi bir hiç uğruna feda ediyorum. Görüyorsun, bıktım artık. Open Subtitles لقد ضحيت بنفسي من أجل لا شيء لقد ضجرت منك
    Bir şeyleri değişime zorluyordum çünkü kendimi kanıtlama ve başarı ihtiyacı beni tüketmişti. TED كنت أجبر الأشياء على التغيير لأنني استهلكت للحاجة إلى النجاح أو لإثبات نفسي.
    Kendi dışıma çıkıp kendime baktığımda, anlarsın ya kendimi görüyorum. Open Subtitles .. عندما خطوة للخارج مثل عندما أنظر لنفسي و أرى
    Ben sen değilim. Karın yarısını kazanacağım diye kendimi öldüremem. Open Subtitles أنا و لست أنت.أنا لن اقتل نفسى لنصف الفائدة فقط
    Ve Kosova'da ölen adamlarım için birini suçlayacaksam kendimi suçlarım. Open Subtitles و اذا كنت ألوم احد لموت رجالى فأنا ألوم نفسى
    Arabaların, baskın yaşam formu olduğunu sanıyordum. kendimi tanıtayım dedim. Open Subtitles ظننت إن السيارات هى الجنس البشرى و كنت أقدم نفسى
    Uyuyamadım, ben de kendimi işe yarar hale getireyim dedim. Open Subtitles لم أستطيع النوم , لذا فقد أردت شغل نفسى قليلاً
    kendimi işime adamaya hazırım ve kendimi mutlu edecek şeyler bulacağım. Open Subtitles انا مستعدة لتكريس نفسى لعملى والبحث عن الأشياء التي تجعلنى سعيدة
    Özür dilerim, ben ben artık kendimi elbise olabilir düşünüyorum. Open Subtitles من فضلكم ,أعتقد أنني أستطيع أن أرتدي ثيابي بنفسي الآن.
    Yani, temel olarak, işler çok sarpa sararsa buradan dışarda bile kendimi başımın çaresine bakabilecek durumda olmamı istedi. Open Subtitles أعني، أساساً، إذا ازدحمت الأشياء بالسكان أكثر من اللازم، حتى هناك كان يريدني أن أكون قادرة على الإعتناء بنفسي
    Yani kendimi kontrol edemem. Tamam, tamam, tamam. Dinle, dinle. Open Subtitles مااقصده , لااستطيع التحكم بنفسي حسنا ,حسنا ,حسنا , اسمع
    Bu konuyu ilk duyduğumda şöyle düşündüm: "Ötekiliği kucaklamak kendimi kucaklamaktır işte." TED عندما سمعت للمرة الأولى بهذا المحور، فكرت، تقبل الآخر هو تقبل نفسي.
    Ama eninde sonunda ya onlar ya bendim ve ben kendimi seçtim. TED ولكن في النهاية، كنت موقنة أنه إما أنا أو هم، واخترت نفسي.
    kendimi dallara doğru yukarı çekiyorum, sudan çıkarken, omzumdan aşağı bakıyorum. TED فأسحب نفسي نحو الأغصان، لحظة خروجي من الماء، نظرت فوق كتفي.
    Arka kapı açıktı, ben de kendimi içeri davet ettim. Open Subtitles ، الباب الخلفي كان مفتوحاً . لذا سمحت لنفسي بالدخول
    Ve bana istesem de istemesem de kendimi savunmamı öğreneceğimi söyledi. Open Subtitles وأخبرني بأنني سأتعلم الدفاع عن النفس سواء أردت ذلك أم لا.
    kendimi ayaklarınıza atıp, size bağlanmak ve bir daha da ayrılmamaktı. Open Subtitles أن ألقى بنفسى عند قدميك أن أتعلق بك ولا أتركك أبداً
    Yanında kendimi öyle farklı hissettim ki umarım gerçekten öyle biriyimdir. Open Subtitles في الواقع جعلني اشعر بهذه الطريقه اتمني ان اكون علي حق
    Tamam, Ray. Ne zaman kendimi iyi hissettirecek bir şey yapmaya kalksam... Open Subtitles حسنا راي أتعلم لقد حاولت فعل شيئا يجعلني أشعر بتحسن حول نفسي
    Bu adamla geçirdiğim her saniye kendimi daha da kötü hissediyorum. Open Subtitles كل ثانية أقضيها مع هذا الرجل تجعلني أشعر بـالسوء عن نفسي
    İyi ki bir şey söylememişim yoksa kendimi çok kötü hissederdim. Open Subtitles إنّني سعيدة أنّني لم أقل شيء، كان هذا ليشعره بشعور سيء.
    Zekana saygım var... Budoğruydu,benikader St. John'a getirmişti. Vebanabaktı, kendimi kanıtlama şansı verdi. Open Subtitles صحيح أن القدر أرسلني إليه واعتنى بي وأعطاني الفرصة لأثبت نفسي وأحقق ذاتي
    Her bir kişi, bir bir mahkemenin önüne yaklaştı, şunu düşünmekten kendimi alamadım: Bu insanlar nasıl buraya geldi? TED بينما يقترب كل شخص واحدا تلو الآخر، أمام غرفة الجلسات، لم أستطع التوقف عن التفكير: كيف جاؤوا إلى هنا؟
    El-kol hareketi yaptı. Onu ittim, o da beni itti. kendimi kaybettim, efendim. Open Subtitles فقط تطور الأمر ، لقد دفعته ، و دفعني هو بالمثل لقد فقدت صوابي ، سيدي ، أنا أسف
    kendimi en özgür hissettiğim iki yer, aslında yer değiller. TED إنّ المكانين اللذين أشعر فيهما بالحريّة التّامة ليسا بالضّبط أماكن،
    Bu yüzden eğer kendimi savunursam çok daha savunmacı görüneceğim. Open Subtitles ولذا لو حاولت الدفاع عن نفسي سيبدو موقفي تبريرياً أكثر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد