"kendim" - Translation from Turkish to Arabic

    • نفسي
        
    • بنفسى
        
    • لوحدي
        
    • بمفردي
        
    • نفسى
        
    • وحدي
        
    • لنفسى
        
    • الخاصة
        
    • سجيتي
        
    • شخصياً
        
    • شخصيا
        
    • بمفردى
        
    • بنفسي
        
    • على طبيعتي
        
    • بطبيعتي
        
    Onlar da reddetti. Sonunda, hijyenik pedi kendim kullanmaya karar verdim. TED ايضا هن رفضن ، وبالاخير قررت استخدام فوطه صحيه على نفسي
    Artık kendi gerçeğimi kendim için ve kendi kendime yaşayamazdım. TED لم أعد أستطيع عيش حقيقتي من أجل نفسي ولوحدي فقط.
    Ama annemim bilmediği bir şey vardı: hayatımı son derece sıkıcı buluyordum ve yapmak istediğim en son şey kendim hakkında yazmaktı. TED والذي لم تكن تعلمه هو اعتقادي أن حياتي كانت شديدة الملل, وأن آخر ماكنت أريد القيام به كان أن أكتب عن نفسي.
    Bay Dedektif Ted ile konuşacağım. Hayır, ben kendim konuşurum. Open Subtitles سأتحدث الى السيد تيد المحقق لا,لا, انا سأتحدث اليه بنفسى
    Hayır, öyle bir şey değil. Bunu kendim çalardım hep. Open Subtitles لا ، لا لقد كنت أعزف عليه لوحدي معظم الوقت
    Herhangi bir şey bulamadığımdan kendim bir şeyler yapmaya karar verdim. TED وبما أنني لم أجد شيئا. فقد قررت أن أصنع شيء بمفردي.
    kendim bile buna şaşırıyorum ama, belki sana senden çok güveniyorum. Open Subtitles اجد نفسي مهتم بشأنك بطريقه لا استطيع ان افسرها كلياً. حتىلنفسي..
    Ama çalmak için kendim kadar iyi tanıdığım biri olmalı. Open Subtitles لكن للسرقة .. أحتاج لمعرفة شخص ما مثلما أعرف نفسي
    Babam çok çalışkan bir adamdı ama bunu kendim için söyleyemem. Open Subtitles كان والدي عاملا كادحا طوال حياته على عكس ما ارى نفسي
    Ben kendim için endişelenmiyorum, yıldırımları olan benim, hatırladın mı? Open Subtitles لن أقلق حيال نفسي, مدير. أنا من يملك الصواعق, تذكر؟
    Bay Monk, o tepede uyandığım zaman, buna kendim de inanamadım. Open Subtitles سيد مونك، عندما أستيقظت ذلك الصباح الملعون لم أستطع تصديق نفسي
    Henüz tanışmadık, bu yüzden sizi kendim muayene etmek istedim. Open Subtitles لدينا لم يتم ، حتى ظننت أنني كنت ستدرس نفسي.
    Bu, kendim de dahil, herkesin üzerinde uzlaştığı bir karar. Open Subtitles هذا ما يجب ان يكون وأيضا أقول ذلك عن نفسي
    Birazdan getirir sana kendim okurum. Harika şeyler yazıyor, canım. Open Subtitles سوف أُحضرها وأقرأها لك بنفسى لقد كتبوا عنك بصورة رائعة
    Kardeşinize kendim söylersem daha az sarsıcı olur diye düşündüm. Open Subtitles لقد شعرت بان الصدمة ستكون اقل لو جأت واخبرتك بنفسى
    - Tamam, ben kendim öğrenirim. - Gerçekten bilmiyor musun? Open Subtitles ـ حسناً، سأعرف كل شئ بنفسى ـ الا تعرف حقا؟
    Ya bunu kendim ödersem? Bana ne kadara mal olur? Open Subtitles ماذا إذا دفعت تكلفة العملية لوحدي كم سيكلفني هذا ؟
    Ve aslında kendim ne başarırsam başarayım, bu farkındalığı yaratamazdım. TED وفي الواقع لا يمكنني رفع مستوى الوعي بمفردي, مهما تكن انجازاتي
    Neden benim için adaletin gerçekleşmesine izin vermiyorsun? Hapishaneye bizzat kendim gideceğim. Open Subtitles لم لا تدع العدالة تتخذ مجراها معى سأسلم نفسى مباشرة وأذهب للسجن
    Yalnızca kendim için değil dünyanın zenginlikleri için de değil bütün insanlık için. Open Subtitles لَيسَ لي وحدي ليس من أجل كل الثروة في العالم بل لأجل البشرية
    Avukatım kendim teslim olduğum için, cezamın daha hoşgörülü olacağını söyledi. Open Subtitles قال المحامى أن القاضى سيكون متساهل معى من أجل تسليمى لنفسى
    Banyolarını kendim yapıyorum. Kendime ait bir karanlık odam var. Open Subtitles أنا أيضاً أحمض الصور بنفسي ، لدي غرفتي المظلمة الخاصة
    Her gün, orataya çıkıyorum, kendim gibi davranıyorum ve onlarda beni buraya tıkıyorlar. Open Subtitles وأنا هنا لأنني أتصرّف على سجيتي كل يوم أتصرّف على سجيتي فيحبسونني هنا
    Ama bunu sana bizzat kendim vermek istedim. Biraz geç kaldığımı biliyorum. Open Subtitles لكني أردت أن أحضر هذا لك ، شخصياً أفهم أنه صبيٌ متأخر
    Ayrıca maske takan birini görürsem, bizzat kendim Bay Lister'ın bakterilerine bularım. Open Subtitles و أي رجل سأراه يضع قناعا فسوف أعرضه شخصيا لبكتيريا السيد ليستر
    Dinle, eğer beni götürmek istemiyorsan bende kendim giderim. Open Subtitles لقد أذيت الشخص الخطأ اذا لم تريد أن تأخذنى معك سوف أذهب بمفردى
    Bu yüzden içgüdüsel olarak doğru olan şeyi yaptım, yani internetin başına gidip meseleyi kendim çözüp çözemeyeceğimi bulmaya çalıştım. TED لذلك قمت وقتها بما أحسست أنه صائب توجهت للإنترنت وحاولت أن أعرف اذا كنت استطيع أن آخذ زمام الأمور بنفسي
    kendim gibi davranmayarak istediğime ulaştım. Open Subtitles أنه بعدم كوني على طبيعتي, أحصل على ما أريد.
    Onun yanında o kadar rahattım ki, kendim olabiliyordum. Open Subtitles أخيراً أصبحتُ مرتاحاً لها لدرجة أن أقدر أن أكون بطبيعتي معها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more