ويكيبيديا

    "koşullar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الظروف
        
    • الشروط
        
    • شروط
        
    • ظروف
        
    • للظروف
        
    • ظروفٍ
        
    • أحوال
        
    • الأوضاع
        
    • لظروف
        
    • ظل هذه
        
    Şimdi de bu koşullar altında tuhaf gelebilecek bir ricam olacak. Open Subtitles والآن لدي ما قد يبدو في هذه الظروف الحالية طلباً غريباً
    Fakat bu koşullar altında, yapabileceğim bir şey yok. Üzgünüm. Open Subtitles لكن فى هذه الظروف , لا يمكننى فعل شئ أسف
    "Öyle korkunç koşullar hüküm sürüyordu ki, Tanrının oraya uğramadığı çok açıktı." Open Subtitles كان هناك تلك الظروف المروّعة والتى قرّر الرب أن لا يذهب هناك
    Yolculuğum için gerekli olan koşullar 200 yılda bir oluyor. Open Subtitles الشروط المتوفرة لرحيلي لا تحدث سوى مره كل 200 عام
    Dünya'nın bu bölgesindeki koşullar birçok yönden Mars'taki koşullarla benzerlik gösteriyor. Open Subtitles الظروف في هذا الجزء من العالم تشبه كثيرا الظروف على المريخ
    Peki, keşke koşullar daha iyi olsaydı ama seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Open Subtitles حسنا امل لو كانت الظروف افضل لكن من المؤكد انه جميل اللقاء بك
    Yaşam, doğru koşullar sağlanıp ve yeterli zaman verilince basitleşmeye başlıyor gibi görünüyor. Open Subtitles تبدو الحياة ببساطة أنها ما تفعله المادة إذا أعطيت الظروف الملائمه والوقت الكافى
    Bu koşullar altında hala onu savunmandan etkilendim desem yeridir. Open Subtitles أنا مُتأثرٌ تقريباً بأنك تدافعُ عنهُ في مثل هذهِ الظروف
    Bu koşullar altındaki vurup kaçma suçunun cezası 12-15 yıl hapis demektir. Open Subtitles جناية الدهس و الهروب بهذه الظروف عقوبتها 12 إلى 15 سنة حبس
    Ve sonra, birkaç bin yıl içinde, koşullar tekrar değişebilirdi. Open Subtitles وبعد ذلك، خلال بضعة آلاف من السنين، الظروف سوف تتغير.
    Bu koşullar altında aileyi bilgilendirmek için seninle geliyor mu? Open Subtitles تحت أي ظرف من الظروف هي ستذهب معك لإخطار الأسرة
    Bu koşullar altında böyle bir şey hissetmen son derece normal. Open Subtitles في ظل هذه الظروف إنه من الطبيعي أن تشعري بهذه الأمور
    Tamam, o zaman bu koşullar altında, fena görünmediğim konusunda anlaşalım. Open Subtitles حسناً، فلنتفق على أني أبدو حسن المظهر في ظل الظروف الحالية
    Zor koşullar altındaki çalışkan bir bilim adamıdır bu. TED هذا هو العالم المتابر رغم الظروف الصعبة.
    Ama koşullar merhametin harekete geçmesi için, uyanması için, özel koşullardır. TED ولكن الظروف هي التي تحفز خاصية التعاطف وتثيرها الى حالات ومستويات معينة
    Tabii ki, savaş zamanında koşullar mükemmel değil. TED ولكن في الواقع و اثناء الحرب لم تكن الظروف مثالية على الاطلاق
    Görüyorsunuz ki, eğer koşullar yanlışsa, zamanımızı ve enerjimizi kendimizi diğerlerinden korumak için harcamaya mecbur oluyoruz ve bu doğal olarak organizasyonu zayıflatıyor. TED أرأيتم، إذا كانت الظروف غير جيدة، فإننا نكون مجبرين على بذل وقتنا وطاقتنا لحماية أنفسنا من بعضنا البعض، وهذا يضعف مؤسستنا من الداخل.
    koşullar sağlandığı sürece, kurallara göre oynamaya ve kendimizi kaptırmaya istekliyiz. TED جميعنا راغبون في اللعب وفقا للقواعد ومتابعة الأمور، ما دامت بعض الشروط مستوفاة.
    koşullar çok zor, ama AMBE'nin ise yaramış prensiplerinden ödün vermemiz söz konusu olamaz. TED الشروط صعبة و لكننا لا نستطيع المساومة على هذه المبادئ التي أنجحت آيمز
    Bununla ilgili en aşırı örnekte bazı vakalarda normal koşullar altında acı olarak hissedilen şey hazza dönüşür. TED ولكن المثال الاكثر تطرفاً هو اننا في بعض الحالات وضمن شروط معينة نستطيع ان نحول الالم الى سعادة
    uygun koşullar altında daha çok tahribat yaratmanın kısa yoludur. TED في ظروف ملائمة، إنه طريق قصير نحو المزيد من الدمار.
    Yeterince şey yaptınız, efendim. Bu koşullar altında bile çok iyi Kaptandınız. Open Subtitles لقد قمت بما فيه الكفاية يا سيدي وكنت قائداً عظيماً بالنظر للظروف
    Benim gördüğümse tuhaf koşullar altında ölmüş 6 insan: Open Subtitles لكن ما أعرفه هو أن ستة رجال قد قضوا تحت ظروفٍ غريبة.
    Pek çok Arktik hayvanı değişen koşullar nedeniyle tehlike altında ve bu, geleneksel avcılar için de kötü bir haber. Open Subtitles حيواناتٌ عديدة من القارة الشمالية مهددة بفعل أحوال التغيير وتلك أيضاً أخبارٌ سيئة للصيادين التقليديين
    Denizciler daha insancıl koşullar için denizde isyan ettiklerinde, mürettebatı bu gençler beslemişti. TED عندما تمرد البحارة في عرض البحر رغبةً في تحسين الأوضاع الإنسانية, كانوا أولئك المراهقين الذين يطعمون الطاقم.
    Bir ağaç konuşabilir, bir adam hayvana dönüşebilir, ve belirli koşullar göz önne alındığında, tersi de. Open Subtitles قد تتحدث الشجرة و يمكن للرجل أن يتحول إلى حيوان و على عكس ذلك نظراً لظروف معينة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد