ويكيبيديا

    "konuşacak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للتحدث
        
    • لنتحدث
        
    • سيتحدث
        
    • للحديث
        
    • ستتحدث
        
    • يتحدث
        
    • لأتحدث
        
    • نتحدث عنه
        
    • لتتحدث
        
    • سيتكلم
        
    • سنتحدث
        
    • ستتكلم
        
    • للكلام
        
    • لمناقشته
        
    • ستتحدثين
        
    Ama sonra bir daha onunla konuşacak fırsatım bile olmadı. Open Subtitles و بعد هذا لم أحصل على فرصة ثانية للتحدث معه
    Anne babası tek çocuk olduğu için konuşacak teyze veya amcası da yok. Open Subtitles لقد كانوا أطفال وحيدين لذا لا يوجد أعمام أو خالات لنتحدث اليهم أيضا
    İki hafta içinde basına konuşacak, altı hafta sonra kitap yazacak: Open Subtitles خلال أسبوعين سيتحدث للصحف وبعد ستة أشهر، سيقوم بكتابة كتابٍ ما
    Gerçekten konuşacak birine ihtiyacım var ve umarım beni ararsın. Open Subtitles كنت بحاجة حقاً للحديث مع شخص وتمنيت أن تكون متواجد
    Babasının iyi olduğunu, onları ne kadar sevdiğini görürler. Babasının sonraki aramasında Sophie'nin konuşacak çok fazla şeyi vardı: "Maymun Çarli ne yiyor? TED يمكنهما معرفة أنه بخير ورؤية أنه يحبهما، وعندما يتصل بهما المرة القادمة ستتحدث صوفي عن الكثير: ماذا يأكل تشارلي القرد؟
    Artık böyle yapmadığını biliyorsun. Doktorun seninle konuşacak. Konuşmaktan korkmazsan sen de iyileşirsin. Open Subtitles إن طبيبك سوف يتحدث إليك ، لا تخافى أن تتحدثى و سوف تكونى على ما يرام أيضاً
    konuşacak biri, gidecek bir yer, yapacak bir şey yoktu. Sadece.. Open Subtitles دون أحد لأتحدث إليه لا مكان أذهب إليه و لا شئ عدا
    Vaziyetlerini ortaya koyduktan sonra geriye konuşacak pek fazla şey kalmıyordu. Open Subtitles وحالما انتهوا من تسوية شؤونهم لم يعد لديهم المزيد للتحدث عنه
    Benimle konuşacak kadar cesur olmadığın ve bunu Gabriel'den istediğin için mi? Open Subtitles عن عدم قدرتك للتحدث معي وطلبك من جابرييل ان يفعل ذلك لأجلك؟
    Priya bu konu hakkında konuşacak başka birini bulamadı mı? Open Subtitles ألم تستطع بريا إيجاد أيّ شخص آخر للتحدث عن التدخين؟
    konuşacak çok şey var. Belki çakıştıktan sonra konuşur muyuz? Open Subtitles هناك الكثير لنتحدث بشأنه ربما بعدها نستطيع أن نمارس ؟
    Görünüşe göre konuşacak çok şeyimiz var ama burada değil. Open Subtitles يبدو بأن لدينا الكثير لنتحدث بشأنه , لكن ليس هنا
    Sergi bu işler hakkında konuşacak, hem tasarımcıların hem de bilimcilerin işleri, ve bizlere, gelecek alternatiflerini nasıl sunduklarını gösterecek. TED المعرض سيتحدث عن العمل الذي شارك فيه مصمم وعالم و نرى كيف سيعرضون لنا إمكانات المستقبل
    mantığa aykırı görünen izahatlarına başvurmuşlardır. David Deutsch, bu konferansta da konuşacak, "The Fabric of Reality" isimli kitabında, TED في تفسيرات متناقضة. ديفيد دويتش والذي سيتحدث هنا عن بنية الحقيقة،
    - Bunun hakkında konuşmalıyız. - konuşacak bir şey yok. Open Subtitles ،نحن بحاجة للحديث عن هذا لا يوجد شيء للحديث عنها
    İç İşleri seninle Nilsen hakkında konuşacak. Soruşturmayı sürdürüyorlar. Open Subtitles العلاقات الداخليه ستتحدث إليك بخصوص نيلسون إنهم يتولون التحقيقات
    Kenneth Sperry, Gözetleme ve Yasal Konumu hakkında konuşacak." Open Subtitles و سوف يتحدث كينيث سبيري عن العلاقة بين التنصت و القانون
    Benimle konuşacak zamanınız var mı acaba? Open Subtitles كنت أتسائل إذا كان لديك دقيقة لأتحدث معك
    Bir dahaki sefere konuşacak bir konumuz olmuş oldu. Open Subtitles على أيٍ، سيعطينا هذا ما يمكن أن نتحدث عنه المرة المقبلة التي نلتقي فيها.
    Sanki zor zamanlar geçiriyormuşsunuz ve konuşacak birini arıyor gibisiniz. Open Subtitles كأنك تعاني من أوقات عصيبة و تحتاج لشخص لتتحدث معه
    Bana bir kaç gün daha izin verin. Eminim konuşacak. Open Subtitles فقد أمهلني عدة أيام أخرى و أنا متأكد بأنه سيتكلم
    Senin içinde sorun yoksa, yıldızlara olan seyahatimizde konuşacak zamanımız olacak. Open Subtitles سنتحدث اكثر خلال رحلتنا الى النجوم اذا كان ذلك يرضيكِ
    Arkadaş olmaya çalışacağız demedik mi? Kiminle konuşacak, Luke ile mi? Open Subtitles ,لقد أتفقنا أن نحاول أن نكون أصدقائها مع من ستتكلم ؟
    - konuşacak vaktim yok. Adamlarını getir ve beni izle. Open Subtitles ليس لدي وقت للكلام إجلب رجالك وأسلحتك وإتبعني
    - Belki bunu konuşarak bir sonuca bağlayabiliriz. - konuşacak bir şey yok. Open Subtitles ربما يجب ان نناقش هذا لا شيء بهذا الشأن لمناقشته
    Hayır, konuşmayacaksınız! konuşacak ne var ki? Open Subtitles لا, لن تفعلي لماذا ستتحدثين في الغد؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد