- Neyin peşinde olduğunu biliyorum. korkuyor ve bu zararı kontrol çabası. | Open Subtitles | أعلم ما تخطّط له، إنه خائف و هذا لتخفيف الضرر، صحيح، أتعلم؟ |
Kevin işi bitirmek için bize ihtiyacın yok. Yoksa korkuyor musun? | Open Subtitles | كيفين، أنت لست بحاجة إلينا لكي تمارسة هل أنت خائف ؟ |
Kevin işi bitirmek için bize ihtiyacın yok. Yoksa korkuyor musun? | Open Subtitles | كيفين، أنت لست بحاجة إلينا لكي تمارسة هل أنت خائف ؟ |
Geri gelmek istiyor, ama ona bir şey yapmandan korkuyor. | Open Subtitles | لذلك السبب أنا هنا,تريد العودة ولكنها خائفة من أن تقتلها |
Hayır, sorunu Sen bugüne kadar korkuyor , Piper vardır. | Open Subtitles | لا ، المشكلة هى أنكِ خائفة من المواعدة يا بايبر |
Oh, evet, benden cok korkuyor. Bizim mafya oldugumuzu saniyor. | Open Subtitles | نعم انه يخاف منى يعتقد اننى فرد من افراد المافيا |
Tatlım o senden, senin ondan korktuğundan daha çok korkuyor. | Open Subtitles | صدقيني يا عزيزتي إنها تخاف منك أكثر مما تخافين منها |
Bo'yu geri getirmeliyiz. Güçlerinden korkuyor ve kendisini çok zorluyor. | Open Subtitles | يجدر بنا إعادتها، إنها تخشى استخدام قواها وقد عانت الكثير |
Ama teslim olmasını istememizin nedeni bu değil. Nedeni korkuyor olmamız. | Open Subtitles | و لكن ليس لهذا يعرض أن يسلم نفسه نفعلها لأننا خائفون |
Komşu fırından korkuyor. Genç adam bir telefon görüşmesi yaptı. | Open Subtitles | خائف من صاحب المخبز المجاور من الممكن أن يتصل بالشرطه |
- Onu buraya istiyorum, Caitlin. - İçeri girmeye korkuyor. | Open Subtitles | أريده هنا يا كاتلين إنه خائف جدا لأن يأتي هنا |
Gerçek kimliğinin açığa çıkmasından korkuyor bu yüzden tüm gücüyle dövüşmüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه خائف من انكشاف شخصيته الحقيقية لهذا لايقاتل بأقصى مالديه |
Burada her şeyin yürümesini sağlayan bir şey de hükümetin insanlardan korkuyor olması. | Open Subtitles | إحدى الأشياءِ الذي يَبقي كُلّ شيءَ يَرْكضُ هنا تلك الحكومةِ خائف من الناسِ. |
Bu olanlara inanamıyorum ne yani hepiniz dışarı çıkmaktan korkuyor musunuz? | Open Subtitles | لا أصدق ما يحدث، الكل خائف من الذهاب للخارج الآن ؟ |
Kadın kontrol manyağı, ve adam hayallerinin peşinden gitmeye korkuyor, ama birbirlerini seviyorlar. | Open Subtitles | انها تهوى السيطرة وهو خائف من السعي وراء تحقيق احلامه لكنهم يحبون بعضهم |
Tehlikeli bir işe atılmak için istekli, ama gittiğinde kaybedeceklerinden korkuyor. | Open Subtitles | لكن خائفة مما ستفقده لو رحلت للحصول على كل شئ تريده |
Bana söylemedi ama, sanırım o da benim kadar korkuyor. | Open Subtitles | هي لم تقل ذلك .. لكني اظن انها خائفة مثلي |
Burada her şeyin yürümesini sağlayan bir şey de hükümetin insanlardan korkuyor olması. | Open Subtitles | إحدى الأشياء التي تبقي كل شئ يعمل هنا أنه الحكومة خائفة من الناس |
Yani sen, bu köpek ayılarla ve kurtlarla dövüşüyor ama sudan korkuyor diyorsun. | Open Subtitles | إذاً أنت تقول أن هذا الكلب يحارب الدببة والذئاب ولكنه يخاف من الماء |
arkamda bir iz bırakmadan öleceğimden, otobüs duraklarındaki "yazıklar olsun"lu konuşmalara konu olacağımdan korkuyor. | TED | تخاف أن أموت من دون حتى إنذار، أن أتحول إلى مثار للعار في محطة الباص. |
Bu mahalleye gece gelmekten korkuyor musun piç kurusu? | Open Subtitles | هل تخشى المجئ إلى هذا الحي ليلا أيها السافل؟ |
Bu durum birçok öğrenci için geçerli. Insanlar gerçekten korkuyor. | Open Subtitles | لم يأتي العديد من الطُلاب منذ الهجمات، الناس خائفون حقاً |
Anlayacağın, Mitch'i kaybetmekten korkmuyor. Kenara itilmekten korkuyor. | Open Subtitles | اتعلمي انها ليست خائفه ان تفقد ميتش انها تخاف ان تكوون مهجوره |
korkuyor olsaydım, gözlerim iyice açılmış olurdu. | Open Subtitles | أتخيل أنه إذا كنت خائفاً ستصبح عيناي أكثر توسعاً |
Bu, ne ulusal politikadır ne de resmî olarak hoş görülebilir ancak birçok kişi Ebola virüsünün tek tük yeniden ortaya çıkmasından hâlâ korkuyor. | TED | وليس هذا السياسة الوطنية ولا الاتفاق الرسمي ولكن الكثير من الناس مازالوا خائفين من تجدد إيبولا. |
Eğer işinizi beklenmedik bir kaza sonrasında kaybedecek olursanız neler olabileceğinden korkuyor musunuz? | Open Subtitles | هل انت قلق لما قد يحدث لك ان صادف ولم تتمكن من العمل بسبب حادث ما ؟ |
Benimle özel konuşmaktan korkuyor gibisiniz. | Open Subtitles | يبدوا انكَ خائفٌ من الحديث معي بصوره شخصيه, |
korkuyor olmaktan daha kötü olan tek şey, yalnız başına korkuyor olmak. | Open Subtitles | لا يوجد أسوء من أن تكون خائفا على أن تكون خائفا لوحدك. |
Ayrıca, Natalie benim bir randevum olmasından korkuyor, ve annem kendini sansürlemekten aciz. | Open Subtitles | بالضافة ناتالي تشعر بالخوف من خروجي في موعد وأمي غير قادرة سيطرة نفسها |
Kimileri ise bitkisel gıdalarda böcek ilacı kullanımının artması yüzünden bunları daha çok tüketmenin sağlığa zararlı olmasından korkuyor. | Open Subtitles | وهناك آخرون يخشون من أنّ التهام الكثير من الغذاء النباتي قد يضرّ بصحّتهم، نتيجةً لازدياد المبيدات في تلك الأغذية. |