Benim, onun oynatabileceği bir kukla olduğumu düşündüğün gerçeğine içerledim. | Open Subtitles | أنا مستاءة من أنك تعتقد أنني دمية يمكن التلاعب بها |
Ben bir kukla değilim ve tekrar hayatımın idaresini almalıyım. | Open Subtitles | أنا لستُ دمية. يجبُ أن أتحمل المسؤولية عن حياتي مُجدداً |
İpleri eline verdiği ve onu kukla gibi oynatan biri. | Open Subtitles | شخص ما يعرف كيف يسحر القلوب يرقص قليلاً مثل الدمية |
Dinle, telefonda bir erkek sesini taklit edebilirim. Küçük kukla gösterinden de hoşlandım. | Open Subtitles | يمكنني استخدام صوت رجل على الهاتف و أحب عرض الدمى الصغير الخاص بك |
Velev ki bu doğru olsun. O hâlde birer canlı kukla mı oluyoruz? | Open Subtitles | ، إن كان هذا صحيحاً فهل نحن عبارةٌ عن دمى من لحوم ؟ |
Buraya arkadaşlarımı özgür bırakmaya geldim. Roma'nın yeni bir kukla kral yaratmasını değil. | Open Subtitles | لقد أتيت هنا لتحرير أصدقائي لم آت لمشاهدة روما تدعم دمية كملك جديد |
Tahtadan olmadıkları sürece yılanlara kurşun işlemez ama kafatasçının küçük kukla elemanlarına ise? | Open Subtitles | الثعابين يمكنها التعامل مع الرصاص، طالما ليسو أوتاد لكن طفل الجمجمة دمية صغيرة؟ |
Etkili bir şekilde dijital bir kukla yarattık, böylece Brad Pitt kendi yüzü üzerinde çalışabilecekti. | TED | لذلك ، على نحو فعال أنشأنا دمية براد بيت الرقمية التي يمكن أن تعمل على وجهه. |
Teşekkür etmek isterim, teşekkür ederim Parmak kukla. Durmuyor. | TED | ♫ أود أن أشكركم، شكراً♫ دمية الأصبع. بلا توقف. |
elindeyse, sadece, ceviz ağacının altındayken seni hiç rahatsız etmeyen ... sivrisineklerden oradan geçen büyükler yüksek sesle şikayet ettiğinde... dans ettirdiğin bir küçük kukla olurdu. | Open Subtitles | وحيث كنت تحمل دمية صغيرة وتجعلها ترقص حينما مر رجل بالغ يتذمر من البعوض الذي لم يكن ليزعجك تحت الشجرة |
kukla gibi değil. Omuzlarını bir hizada tut. | Open Subtitles | ليس مثل الدمية المتحركة أبقي كتفيك على خط مستقيم |
kukla anneye tam olarak ne hissettiğinizi söyleyin. | Open Subtitles | أخبر أمك الدمية كيف هو إحساسك بالضبط ، الآن |
Bir kazağı bile hayal edemiyorsunuz ki biz size gerçek boyutta bir kukla ile gösteriyoruz. | Open Subtitles | لا تستطيعون تخيّل كنزة، لذا سنعرضها لكم على هذه الدمية الكبيرة الحجم |
Diğeri de Kankurou'yu ciddi şekilde yaralamış olan kukla ustası. | Open Subtitles | إذن فالآخر هو سيد الدمى الذي الحق جروحاً بليغة بكنكرو |
Aynı zamanda Kabuki, kukla gösterisinin daha seçkin bir türü olan Bunraku ile yakından ilişkilendirildi ve Bunraku'dan etkilendi. | TED | في نفس الوقت، ارتبطت الكابوكي ارتباطاً وثيقاً وتأثرت بالـ بونراكو، التي هي شكل متطور من مسرح الدمى. |
Dönüp de tekrar gerçek bir kukla ustasıyla ev arkadaşı olabilmek için kontrol delisi bir kadından boşanmış değilim. | Open Subtitles | لا ، انا لم اتطلق من امرأة متحكمة فقط كي اتحول واصبح .. شريكا سكن مع سيدة دمى حقيقية |
Oh, evet! Sonra balon alırız ve kukla gösterisi izlemeye gideriz. | Open Subtitles | نعم , ثم بعض البالونات و يمكننا ايضا الذهاب لعرض العرائس |
Bir kabile koruyucusu veya büyük kukla ustası değilse, o zaman Tanrı kim? | TED | إذا, من هو الرب إن لم يكن محرك عرائس عظيم أو حامي حمى القبيلة البشرية؟ |
Amerika'yı bölmeye yaklaşmış davada tamamen gönüllü bir kukla oldu. | Open Subtitles | لقد كان دُمية حالمة بأتمّ معنى الكلمة بمسرح قاعة المحكمة والتي كانت على وشك أن تقسم أميركا. |
İpsiz bir kukla olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | كيف شعورك وانت مثل الدميه التي نحركها طوال الوقت ؟ |
Hırslı parmaklarıyla dünyayı kukla yönetir gibi yönetiyorlar ve bizler, onların kuklaları, bundan habersiziz. | Open Subtitles | ان لهم اصابعهم الجشعه لتحريك العالم مثل دميه الماريونيت ونحن الدمى الخاصه بهم لا نعرف |
Sapıklık yok. Hayır, hayır. Seni kukla falan yapacak değilim. | Open Subtitles | لا, لا, أنا لا أنوى أن أستغلك كدمية أو شىء كهذا |
Bu senin işin. Çocuk kütüphanesindeki bir kukla oyunu değil. | Open Subtitles | هذا عملك و ليس عرضٌ ما للدمى في مكتبة أطفال |
Sırtı üstü uzanan bir beden, uzuvları kırık bir kukla gibi vahşice parçalanmış. | Open Subtitles | الجثة ملقاه على ظهرها , أطرافها مكسورة كالدمية المحطمة |
Sahibim yok, dümenim kırılmış, ve dağılmışım kutudaki bir kukla gibi. | Open Subtitles | أنا تائه تائه ومحطم أشبه بدمية في صندوق |
Bu çocuklar kukla gösterisinin bir parçası olmama izin vermediler. | Open Subtitles | هؤلاء الأولاد لم يسمحوا لي أن أكون جزءاً من عرض الدُمى |
Cyril'ın dava sürecinde kafasının karışıklığını gidermek için bir yoldu, ama maalesef kukla onun için bundan daha fazla şey ifade etmeye başladı. | Open Subtitles | طريقة ليتعامَل بها (سيريل) معَ الفوضى المُحيطة بالمُحاكمة لكن للأسَف أصبحَت الدُمية تعني أكثرَ من ذلكَ بالنسة لَه |