Ancak özellikle dalgıçkuşları için hediye alıp verme kur yapmanın sadece başlangıcıdır. | Open Subtitles | لكن بالنسبة للطيور الغواصة تحديداً فإن تبادل الهدايا هو فقط بداية المغازلة. |
Tek yapmam gereken kur yapmak, ve oda senin için üzülüp suçsuz diyebilir. | Open Subtitles | لذا ما عليك فعله هو المغازلة وقد يشعر بالأسف تجاهك ويصوّت على البراءة |
kur'an diyor ki... iman ve iyilik, insanı kurtuluşa erdirir. | Open Subtitles | ..الإيمان و العمل الصالح الطريق إلى الخلاص كما يقول القرآن |
Normal olarak klasik kur sürecinde biz de aynı böyle yaparız. | TED | و هذا ما علي القيام به عادة في مرحلة التودد. |
Bir düsüneyim.. Bekar bir adama kur yapan bir kadin.. - Kilise büyüklerini uyarmaliyiz. | Open Subtitles | يا للهول، فكرة أن امرأة تتودد إلى رجل أعزب، علينا تحذير الشخصيات الدينية |
Şey eğer oğlan ciddiyse kıza bir iki yıl kur yapar ve sonra... | Open Subtitles | ، حسنا ، لو كان الفتى جادا فإنه يتودد للفتاة لسنة أو سنتين |
Buna kur yapmak deniyor galiba ama sorduğuna göre yanlış yapıyor olabilirim. | Open Subtitles | حسنًا، أعتقد أنها تسمى مغازلة ولكن لكونك سألتي لعلي أفعلها بصورة خاطئة |
kur dansları için yaptıkları şuydu, birlikte gidiyorlar, ikisi, iki eş, ve su altında koşmaya başlıyorlar. | TED | وما يقومون به لرقصة المغازلة هو أنهما، يذهبان سوية، هما الاثنان، الرفيقان، ويبدءان بالجري تحت الماء. |
Arsızca kur yapmamı isterdi. | Open Subtitles | المغازلة بكامل أجزائها الوقاحة والإخلاص. |
34 yaşındayım, bana kur yapmana gerek yok. | Open Subtitles | أنا فى الرابعة والثلاثين من عمرى ولا أحتاج إلى المغازلة |
Bu mücadele, kişinin, hayatını kur'an'da yazılı bulunan ahlâk yasalarına göre yaşamasının mücadelesidir. | TED | هو نضال لتحاول و لتعيش حياة تحكمها القواعد الاخلاقية المذكورة في القرآن. |
610 yılının gecesinde Muhammed'e Mekke'nin yakınlarındaki dağda kur'an için ilk vahiy geldiğinde ne oldu? | TED | ما الذي حدث، هناك، في تلك الليلة من عام 610 حين تلقى محمد أول الوحي من القرآن على جبل خارج مكة؟ |
O, kur'an'ın söylediğini söylerdi: Kim bir kişiyi öldürürse o bütün insanları öldürmüş gibidir. | TED | سوف ينادي بما قاله القرآن: من قتل نفسا بغير نفس أو فساد في الأرض فكأنما قتل الناس جميعا |
Dolayısıyla bu erkeği yeni kur yapma sinyallerini gösteren yüzlerce erkeğe katılırken kırlara takip edebiliriz. | TED | يمكننا أن نتبع هذا الذكر إلى الحقل أثناء انضمامه إلى مئات الذكور الآخرين الذين يستعرضون إشارات التودد الجديدة خاصتهم. |
Erkeklerin bin bir zahmetle koruduğu bu zarif çukurlar, kur yapma alanlarıdır. | Open Subtitles | محافظاًعليهمن قبلالذكور، فإن هذه التجاويف هي أماكن التودد. |
Sana nasıl baktığını gördüm, sana eski moda kur yapıyor, ve sen ona izin veriyorsun. | Open Subtitles | لقد لاحظت طريقة نظرها إليك إنها تتودد لك بشكل واضح، وأنت تسمحين لها بذلك |
Öyle bir kalınkafalının kızına kur yapmasına bile izin verilmemeli. | Open Subtitles | كيف تسمحين لشخص أحمق مثله أن يتودد إلى ابنتكِ حتى؟ |
Biri görünür görünmez, özel bir kur yapma uçuşuyla dişinin önünde gösterisine başlıyor. | Open Subtitles | بمجرد أن تظهر واحدة، يتباهى أمامها بطيران مغازلة خاص. |
Erkek, uzun pençeleriyle dişinin yanaklarına nazikçe dokunarak kur yapıyor. | Open Subtitles | يغازل الذكـر الأنثى بمداعبة خدودها بلطف بمخالبه الطويله |
- Pekâlâ çocuklar, dağılın bakalım. Nasıl kur yapılacağını anımsıyor musun? | Open Subtitles | حسناً يا شباب، تفرقوا أتذكرون موعد الغزل |
Ama kur'a katılıp, dövüşmeyi öğrenmek isterseniz kalıp, öğreteceğiz. | Open Subtitles | لكن إذا تريدو الإنضمام إلى كور لتعلّم محاربة نحن سنبقى ونعلّمك |
Bir şekilde aramızda bağlantı kur, onlarla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | جهزي طريقة ما للتواصل بيننا، أريد التحدث معهم |
Sadece, tartışmanın hatırına, bunun bir kur yapma olduğunu söyleyelim. | Open Subtitles | حسناً، إجتناباً للجدال لنقل أنه كان غزلاً |
Ona dayanamayacağı bir şeyle tuzak kur. | Open Subtitles | انصب لها شركاً بالشيء الوحيد الذي لا يمكنها مقاومته |
Jess, Bryce'a kur yaptığı için delirdi. | Open Subtitles | فقد أعصابه لأن جس كانت تغازل برايس |
Bombaları üç buçuk dakika sonra patlayacak şekilde kur. | Open Subtitles | اضبط بعض القنابل لينفجروا في الثالثة والنصف |
Daha öne bana hiç böyle bir tutkuyla kur yapılmamıştı. | Open Subtitles | لم يسبق مغازلتي بتلك الطريقة العاطفية من قبل |