kurbanlar pırıl, pırıl, uyuşturucu yok, çete yok,... ..değişik yaş ve ırklarda. | Open Subtitles | الضحايا جدد لا يتعاطون المخدرات وغير مرتبطين بعصابة من أعمار وأعراق مختلفة |
O zaman bu binada başka kurbanlar da var demektir. | Open Subtitles | الذي يعني هناك قد يكون الضحايا الآخرون في هذه البناية. |
Bu arabaya dokunmayın ta ki bütün kurbanlar otobüsten çıkıncaya kadar. | Open Subtitles | لا تلمسوا هذه السيارة حتى يتم إخراج كل الضحايا من الحافلة |
Bu da siz seyircilerden bazılarını olası kurbanlar hâline getiriyor. | TED | وهذا يعنى أن القليل من هذا الجمهور هم ضحايا محتملين |
kurbanlar arasında benzerlik olmadığından,.. ...katili durdurmak hemen hemen imkansız. | Open Subtitles | بدون نمط مميز لاختيار الضحايا, من المستحيل عمليا ايقاف القاتل |
Yani diyorsun ki kurbanlar hakkında hâlâ bir açıklama yok. | Open Subtitles | إذن فما تقوله أنه لا يوجد أي خبر عن الضحايا |
Sokakta yaşayan adamı da sayarsak tüm kurbanlar evlerinde öldürülmüş diyebiliriz. | Open Subtitles | باعتبار المشرد عاش في الزقاق كل الضحايا اساسا قتلو في بيوتهم |
kurbanlar başlarına tahta bir cisimle vurularak öldürülüyor, herhangi bir cinsel istismar yok. | Open Subtitles | الضحايا يتم ضربها على جانب الرأس بأداة خشبية، لا دليل على اعتداء جنسي |
kurbanlar manzara için, şüpheli de gelen gideni görmek için seçmiş. | Open Subtitles | الضحايا اختاروها للمنظر الجانى فعل حتى يرى ان كان احدا قادم |
Ne hikmetse bizim taraftaki kurbanlar da bu tarafa ait frekansta titreşiyorlar. | Open Subtitles | بطريقةٌ ما الضحايا في جانبنا جُعلوا أن يتذبذبوا على تردد هذا الكون |
kurbanlar dağılmış fiziksel, duygusal açıdan ve çoğunlukla suistimal eden kişiye dönmüşler. | Open Subtitles | الضحايا في حالة يرثى لها جسديا,عاطفيا و عادة ما يرجعون للمسيء لهن |
Şimdi, benim, bu noktaya kadar çözemediğim, tüm kurbanlar,20'li yaşlarda bayanlardı ve büyük ihtimalle belli özellikleri için seçilmişlerdi. | Open Subtitles | أنه حتى هذه المرحلة جميع الضحايا كن إناثاً في العقد الثالث من عمرهن.. على الأرجح يستهدفهم لهذه السمات المحددة. |
Çünkü panzehirimiz yok, yani onun da sonu diğer kurbanlar gibi olurdu. | Open Subtitles | ، لإنه بدون الترياق سينتهي الأمر بالمُصاب كما حدث مع الضحايا الأخرى |
Aileleri, gizli kurbanlar, sevdiklerinin gece gündüz bakımını üstleniyor ve dışarıya çıkıp değişim isteyemeyecek kadar çok yorgun düşüyorlar. | TED | وعائلاتهم، الضحايا الخفية للمرض، مشغولة برعايتهم ليلا و نهارا ومنهكة للخروج والمطالبة بالتغيير، |
Dehşete kapılan kurbanlar geri atlıyor, ama suyun altında da yandıklarını görüyorlardı. | TED | الضحايا المذعرون سيقفزون للخلف ولكن سيظلون يحترقون داخل الماء. |
Çoğu zaman kurbanlar utançlarından sessiz kalırlar. | TED | في كثير من الأحيان، يلجأ الضحايا إلى الصمت بسبب الحرج. |
Son zamanlarda kanları boşaltılarak öldürülen kurbanlar da hemşire olduğu için bu davanın onun için özel bir anlamı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | و لأن أخر ضحايا عمليات الإستنزاف كن من الممرضات فنحن نظن ان هذه القضية تحمل نوعا من الأهمية الخاصة بالنسبة له |
Yaşam tarzlarını ve mutluluklarını kıskandığı genç ve çekici kurbanlar seçiyor. | Open Subtitles | إنه يستهدف ضحايا يافعين و جذابين نمط حياتهم وسعادتهم التي يحسدها |
Bunu rastgele kurbanlar için yaparlar. Seni biri aradı, seçilmiştin. | Open Subtitles | هذه مع ضحايا بالصدفة لقد تلقيت مكالمة، لذا تم إختيارك |
kurbanlar, Pygopagus ya da bazılarına göre Illeopagus'muş. | Open Subtitles | الضحيتين متحدتين بالعجز, أو كما يقول البعض متحدتين بالحوض |
kurbanlar arasında tekrarlanan örnekleri bulmak için kullanıyorum. | Open Subtitles | أستخدمه لمعرفة الأنماط المحتملة لتحديد متوسط للضحايا المُنتظرين |
Elbette ki tüm mantıklı kurbanlar görür görmez teslim oldular. | TED | لذا بالطبع استسلم كل ضحاياه المذعورون لدى رؤيته. |
kurbanlar bu köyün insanlarının nesillerce hayatta kalmasını sağladı. | Open Subtitles | لقد سمحت التضحيات لأهل هذه القرية بالبقاء لأجيال عديدة |
Her iki cinayette de cinsellik ön planda. kurbanlar genç ve güzel kadınlar. | Open Subtitles | الجريمتان لهما مكون جنسي قوي الضحيتان شابتان ، جميلتان |
Şerifin de dediği gibi kurbanlar senin silahlarınla öldürülmüştü. | Open Subtitles | كما قالت المأمورة، قُتل الضحيّتين بسلاحيكَ. |
Daha büyük bir amaca ulaşmak için, kurbanlar gereklidir. | Open Subtitles | أن اصل الى الهدف الأسمى لا بد من التضحية ماذا |
Evet, yargıç Reilly ve kurbanlar bize olan güvenlerini yitirmiş görünüyorlar. | Open Subtitles | نعم ، يبدو ان القاضي رايلي والضحايا قد فقدوا الثقة بنا |
Promisin'in bu şekilde yayılmasını hiç istemedim, ama bu son birkaç günkü kurbanlar boşuna değildi! | Open Subtitles | لم أتعمد لنشر البروميسين بهذه الطريقة لكن تضحيات الأيام القليلة الماضية لم تذهب هباء |
Bir değişim olduğunda, aynı zamanda bazı kurbanlar da olacaktır. | Open Subtitles | عندما يكون هناك تغيير دائما تكون هناك تضحية |
kurbanlar için ağrı kesiciler ve transfer ettiğimiz hastalar için yatıştırıcılarda cömert olalım. | Open Subtitles | فلنكن متساهلين باعطاء ضحايانا أدوية مسكنة للالآم ومهدئات للمرضى الذين سننقلهم |
Liman giriş kapısının dışında bir gemiyi batırarak, hayali kurbanlar için cenaze törenleri düzenlenmesi. | Open Subtitles | سابعا, إغراق سفينة خارج مدخل الخليج والخروج بجنائز لضحايا وهميين |
Bütün kurbanlar, ilk ikisi de dahil, ölümüne hayranlar. | Open Subtitles | جميع الضحايا بما فيهم أول ضحيتين كانوا من المعجبين المتشددين |