Besteciler benim için müzik yazarken, onlara çello hakkında bildiklerini unutmalarını söylerim. | TED | عندما يكتب الملحنون موسيقى لي اسألهم ان ينسو ما يعرفونه عن التشيللو |
Besteci olarak onun hedefi ton yapısından uzak bir müzik yapmaktı. | TED | وكان هدفه كمؤلف هو تأليف موسيقى تحرر الموسيقى من البنية النغمية. |
Arkadan uğursuz bir müzik çalıyor, cerrahın yüzünden dökülen boncuk boncuk terler. | TED | موسيقى حزينة تشتغل في الخلفية قطرات من العرق تنزل من وجه الجراح |
70lerin başları Gana'da müzik ve sanatın mükemmel olduğu zamanlardı. | TED | بدايات حقبة السبعينات شهدت فترة إزدهار الموسيقى والفن في غانا. |
New York, benim için güzel bir müzik gibidir. Çünkü zorludur. | Open Subtitles | بالنسبة لي فان نيويورك هي مكان أفضل للموسيقى لأنها أكثر قسوة |
Eğer gelmezlerse, müzik setim ve birkaç MP3'le idare edeceğiz. | Open Subtitles | إذا لم يحضروا فسنعلق مع نصف درزينة من أسطواناتي الموسيقية |
Sık sık org çalıyorum. Geçen ay bir müzik dinletim vardı. | Open Subtitles | أعزف الأرغن في أغلب الأحيان الشهر الماضي كان عندي حفلة موسيقية |
Onlara gerçekten nasıl yazacağını ve besteleyeceğini öğreten bir müzik programı nasıl olur? | TED | ماذا عن برنامج موسيقي يمكن في الحقيقة أن يعلمهم كيفية كتابة وتأليف الموسيقى. |
Yani tam olarak gezegenlerin gökyüzündeki hareketlerinin uyumlu bir müzik yarattığını düşünüyordu. | TED | ولقد اعتقد حقًا أن حركة الكواكب في الكرة السماوية تنشئ موسيقى متناغمة. |
Gidin eğlenin biraz. Neden gidip müzik dinleyip dans etmiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تذهبون لكي ترقصوا و تستمعوا الى موسيقى ؟ |
Tamam, eğer arabaya binersen ve arabada müzik çalıyorsa, farz edelim ki,... | Open Subtitles | حسنا.. فالنفترض أنك ركبت سيارة و هناك موسيقى تصدر من مذياع السيارة |
30 yıl önce olsa kulağıma müzik gibi gelirdi. Gel. | Open Subtitles | كَانَ يمكنُ أَنْ تَكُونَ موسيقى إلى آذانِي قبل 30 سنةً. |
Bu gece özel olsun. Akşam yemeği, şarap, romantik müzik. | Open Subtitles | أجعلا الليلة ليلة خاصة عشاء و شراب و موسيقى رومانسية |
Onlar tutkularını kaçırmadan kendilerini perdelerin arkasına ve yatakların altına kaydıracak müzik isterlerdi. | Open Subtitles | كانوا يريدون موسيقى تتسلل من خلف الستائر.. ومن تحت الفراش بدون إزْعاج العاطفةِ |
Ayrıca temiz havlular nerede, müzik nasıl açılır öğrensen iyi olur. | Open Subtitles | ايضا اعرف اين تحتفظ بمناشف نظيفة و كيف تقوم بتشغيل موسيقى |
Rambaldi'nin müzik kutusunu çalıştıran şifrenin Rus yazarların listesi olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أشكّ في الرمز الذي أنشّط صندوق موسيقى رامبالدي قائمة المؤلفين الروس. |
Bazıları sanat ya da müzik okuyor ve yazamadıklarını düşünüyor. | TED | البعض من قسم الموسيقى أو الفن ويعتقدون أنهم لايستطيعون الكتابة. |
Delco olmak zorunda değil. Alt tarafı müzik için kullanacağım. | Open Subtitles | هو ليس من المفترض ان يكون ديلكو انه فقط للموسيقى |
müzik kariyerine bakacak olursak bir sürü güzel kadınla tanışmış olmalısın. | Open Subtitles | مع وظيفتك الموسيقية, لا بد أنك تصاحب العديد من البنات الجميلات |
Bir, düzenli müzik mesailerine çağrılanların hepsi bir müzik enstrumanı çalmaktan hoşlanıyor olmalı. | Open Subtitles | واحد: كلّ أولئك إعتادوا علي الإعياء الموسيقي المنتظم سيلزم للعب علي آلة موسيقية |
Hiç bir müzik eğitimi almamış ama harika olan bir jaz müzikçi gibi. Matematiğe özel bir ilgisi var | TED | هي مثل ذلك الصديق عازف موسيقي الجاز والذي لم يدرس الموسيقى أبداً، لكنه موسيقي رائع. لديها مجرد إحساس بالرياضيات. |
Şimdi ise kötü müzik adına hiçbir şey yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكن أعتقد الآن أنّني لا أريد أيّة علاقة بالموسيقى السيئة. |
Film yapımcıları ve müzik endüstrisi tarafından tertiplenmiş bir yalan. | Open Subtitles | كذبة تخترع بواسطة فيلم أو الناشر أو بواسطة صانعي الأغاني |
Bu yüzden kendi kendime sordum: müzik bu durumda nerede? | TED | لذلك اجد نفسي اتساءل اين هي الموسيقا من كل هذا؟ |
Pekala, görünüşe göre bir düzine dosya bulduk,.. ...tamamı müzik parçası. | Open Subtitles | حسنٌ، يبدو مثل أن لدينا حوالي دزينة ملفات، كلّها أغاني صوتية |
Bir müzik aleti çaldığını ya da şarkı söyleyediğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر لعبها على آلة أو أنها قادرة على الغناء |
Lobiyi; II. French imparatorluğu döneminden esinlenerek Fransız tarzı bir müzik salonuna dönüştürmek istiyoruz. | Open Subtitles | ستشبه الردهة صالة موسيقا مع إيحاء كبير من تصاميم عهد الإمبراطورية الفرنسية الثانية |
Eserlerini beğeniyorum, ama pop müzik uyandırma borusunun sebebi o değildi. | Open Subtitles | أقدر أعماله الأدبية و لكن ليس ذلك السبب لموسيقى بوق الإستيقاظ |
Bu müzik setini almıştım ve çok fazla cızırtı yapıyor. | Open Subtitles | لقد قمت بشراء صندوق العزف هذا ولكنه يصدر أنينا عاليا |
Bu Mozart'ın müzik yazdığı odalar. | TED | هذه هي نوعية الغرف التي ألف فيها موزارت موسيقاه. |